Fransızca içindeki joint ne anlama geliyor?
Fransızca'deki joint kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte joint'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki joint kelimesi birleştirmek, ulaşmak, ulaşmak, zarf içine koymak, eklemek, eklemek, bağlantı kurmak, bağlantı sağlamak, ulaşmak, erişmek, ulaşmak, ulaşmak, erişmek, iletişime geçmek, bağlamak, iletişim kurmak, iletişime geçmek, sarılmış, içine konulmuş, (sızdırmaz) conta, esrar, sızdırmazlık contası, esrarlı sigara, birleşme, esrar, birleştirilmiş, bağlı, bağlanmış, derz, (sigaraya sarılmış) esrar, ortak, müşterek, katılmak, katılmak, iştirak etmek, eklemek, kıt kanaat geçinmek, idare etmek, hayatını kazanmak, ay sonunu getirmek, katılmak, katılmak, güçlerini birleştirmek, birleşmek, katılmak, girmek, eklemek, birleşmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
joint kelimesinin anlamı
birleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a assemblé les pièces du puzzle. Yapbozun iki parçasını birleştirdi. |
ulaşmakverbe transitif (telefonla) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'essaie de joindre le Président mais il ne répond pas. |
ulaşmakverbe transitif (telefonla) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Après plusieurs tentatives pour appeler Yolanda, j'ai finalement réussi à la joindre. |
zarf içine koymakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
eklemekverbe transitif (un document) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Quand Tina a envoyé l'e-mail, elle a joint les photos ? |
eklemekverbe transitif (un document) (dosya, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Quand vous postulez à un emploi, n'oubliez pas de joindre votre CV. |
bağlantı kurmak, bağlantı sağlamak(Radio) (telsiz, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Essaie de joindre le quartier général si ce vieil émetteur marche encore. |
ulaşmakverbe transitif (une personne) (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai essayé de le joindre toute la semaine mais il n'est jamais là. |
erişmek, ulaşmakverbe transitif (par téléphone) (telefonla) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voyons si j'arrive à le joindre (or: le contacter) pour lui demander des informations sur la fête. Davet hakkında konuşmak üzere ona erişmeyi deneyeceğim. |
ulaşmak, erişmekverbe transitif (une personne) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vous pouvez me joindre par téléphone ou mail. |
iletişime geçmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vous pouvez nous contacter à l'adresse indiquée ci-dessus. |
bağlamakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
iletişim kurmak, iletişime geçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai essayé de venir en aide (or: tendre la main) à la famille quand ils étaient dans le besoin. |
sarılmış, içine konulmuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Henry ouvrit l'enveloppe et sortit les pièces jointes (or: les documents qui y étaient joints). |
(sızdırmaz) contanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un joint de la voiture de John était abîmé. |
esrar(sigaraya sarılmış) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma mère raconte comment elle fumait des joints (or: des pétards) dans les années soixante. |
sızdırmazlık contasınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le robinet coule ; il faut un nouveau joint. |
esrarlı sigara(populaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
birleşme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La jointure était si bien faite qu'on la voyait à peine. |
esrarnom masculin (familier) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sarah s'est assise sous son porche pour fumer un pétard. |
birleştirilmiş, bağlı, bağlanmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les bras unis du vieux couple leur servaient tout autant à se soutenir qu'à montrer leur affection. |
derznom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons reçu un devis pour le rejointoiement. |
(sigaraya sarılmış) esrar(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sean a fumé un pétard (or: joint) pendant la pause. |
ortak, müşterek
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dan et Sarah étaient les chefs conjoints du club. |
katılmak(parti, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous allons voir un film. Tu veux te joindre à nous ? |
katılmak, iştirak etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous nous sommes joints aux recherches pour retrouver les enfants disparus. Kayıp çocukları arama çalışmasına katıldık. |
eklemek(mettre une étiquette) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kıt kanaat geçinmek, idare etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle gagne à peine de quoi vivre avec ses deux emplois à temps partiel. |
hayatını kazanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Même avec deux boulots, il est dur de s'en sortir (or: de joindre les deux bouts) dans cette ville. |
ay sonunu getirmeklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Avec la crise actuelle, les familles ont du mal à joindre les deux bouts. // Je ne peux pas joindre les deux bouts avec ce que vous me payez. |
katılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ne vous inquiétez pas si la discussion a déjà commencé, vous pouvez vous joindre à nous quand vous voulez. |
katılmak(konuşma, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle a pris part à la conversation lorsqu'elle s'est aperçue qu'ils parlaient de Cancun. |
güçlerini birleştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'Église anglicaine invita la méthodiste à se joindre à eux pour la prière du dimanche. |
birleşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
katılmak, girmek(tartışmaya, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) N'hésite pas à prendre part à la discussion si tu as quelque chose à dire. |
eklemek(un document) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le hackeur avait joint un virus à l'e-mail. |
birleşmekverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ses mains se fermèrent en signe de prière et sa tête se courba. |
Fransızca öğrenelim
Artık joint'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
joint ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.