İspanyolca içindeki valores ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki valores kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte valores'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki valores kelimesi değer, kıymet, cesaret, yiğitlik, mertlik, yüreklilik, maddi değer, ekonomik değer, değer, değer, değer birimi, fiyat, değer, cesaret, yiğitlik, mertlik, hisse senedi, cesaret, soğukkanlılık, (para) nominal değer, değer, kıymet, bilinen değer, menkul kıymetler, menkul değerler, liyakat, cesaret, yüreklilik, cesaret, yiğitlik, yüreklilik, mertlik, yiğitlik, mertlik, azim, kararlılık, değerli eleman, değerli çalışan, seviye, (elektrik, vb.) güç, fiyat, değer vermek, önem vermek, saygı duymak, saymak, değer biçmek, paha biçmek, değerini belirlemek, kıymetini tayin etmek, titre etmek, değer vermek, önemli/değerli görmek, sevmek, hoşlanmak, değerlendirmek, değerlendirmesini yapmak, değer biçmek, değer biçmek, fiyatını belirlemek, değer biçmek, değer vermek, değerini bilmek, incelemek, değer biçmek, takdir etmek, saygı göstermek, saygı duymak, saygı duymak, değerler, inanç sistemi, menkul değerler, menkul kıymetler, ahlaki değerler, ahlâki değerler, cesaretle, cesurca, mertçe, KDV, yargı, hüküm, cesaretini/gücünü toplamak, çok değerli/kıymetli, paha biçilmez, uç değer, temel/esas durum, kişisel hüküm, net değer, net servet, satış vergisi, itibari değer, katma değer, makul değer, değer zinciri, cüret etmek, daha pahalısıyla takas etmek, değerini düşürmek, tahmini değer, üstün başarı seviyesi, daha pahalısıyla takas etmek, değerini azaltmak, değerli eşyalar, kıymetli eşyalar, takas etmek, geçici, parasal değeri olmayan, hazırlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
valores kelimesinin anlamı
değer, kıymetnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Estamos tasando el valor de este artículo. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Bu eşyanın değerinin ne olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. |
cesaret, yiğitlik, mertlik, yüreklilik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se necesitó valor para enfrentarse a la multitud enfurecida y decirle que estaba equivocada. |
maddi değer, ekonomik değernombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Muchas cosas de valor fueron destruidas por el incendio. |
değernombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Lo canjearé por un objeto de igual valor. Bu malı, aynı değerde başka bir malla takas edeceğim. |
değer, değer biriminombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Desgraciadamente esta base de datos contiene valores nulos sobre la identidad del empleado. |
fiyat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hemos valuado la mesa a un precio de ciento cincuenta libras. |
değernombre masculino (económico) (parasal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El valor de aquella casa se ha reducido por los ruidos de las obras. |
cesaret, yiğitlik, mertlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La gente admiraba a Leonidas por su valor en el campo de batalla. |
hisse senedi(finansta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha invertido su dinero en una variedad de valores. Parasını çeşitli hisse senetlerine yatırdı. |
cesaret, soğukkanlılık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate juntó valor y le pidió un aumento a su jefe. |
(para) nominal değer
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La panadería solo recibe billetes de bajo valor. |
değer, kıymetnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le dieron valor a su nueva idea. Sus ideas no tienen valor. |
bilinen değernombre masculino (matemáticas) (matematik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los valores conocidos y no conocidos que necesitarás para resolver el problema figuran más abajo. |
menkul kıymetler, menkul değerlernombre masculino (usualmente plural) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Los inversores ganaron dinero vendiendo valores. |
liyakat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cesaret, yüreklilik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El ánimo del equipo los llevó desde el último lugar hasta las eliminatorias. |
cesaret, yiğitlik, yüreklilik, mertlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su valentía durante la batalla salvó la vida de sus camaradas. |
yiğitlik, mertlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los caballeros de los cuentos son famosos por su valentía y su naturaleza romántica. |
azim, kararlılık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El bombero tenía verdadero coraje, y volvió a entrar al edificio en llamas a buscar el gato de la anciana señora. |
değerli eleman, değerli çalışan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ella es un gran recurso de la empresa. |
seviye
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Doctor, sus niveles sanguíneos son buenos ahora. |
(elektrik, vb.) güç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Este electrodoméstico tiene una potencia de 240 voltios. |
fiyatnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El precio de la gasolina es muy elevado. Aldıklarınızın bedelini ödemedikçe mağazadan dışarı adımınızı atamazsınız. |
değer vermek, önem vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nuestra compañía valora (or: aprecia) a las personas que la componen. Şirketimiz, çalışanlarına değer verir. |
saygı duymak, saymakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Valoro mucho el esfuerzo que has hecho por mejorar. |
değer biçmek, paha biçmek, değerini belirlemek, kıymetini tayin etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los administradores valoraron los activos de la compañía. |
titre etmek(química) (kimya) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
değer vermek, önemli/değerli görmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Maggie valoraba su amistad con Lydia. |
sevmek, hoşlanmak(nesne) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nick estima el reloj de bolsillo que le dio su abuelo. |
değerlendirmek, değerlendirmesini yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Es importante evaluar la situación antes de tomar una decisión. |
değer biçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El valor de la propiedad fue tasado en un millón de euros. |
değer biçmek, fiyatını belirlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La casa de los Anderson se tasó muy por debajo del valor de mercado. |
değer biçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El tasador tasó la casa en 45.000 libras. |
değer vermek, değerini bilmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mientras estuvo enferma, Helen atesoraba las visitas de sus amigos, pues le alegraban el día. |
incelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hicimos que un inspector viniera a tasar la casa. |
değer biçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El tratante de arte tasó el jarrón en seiscientos dólares. |
takdir etmekverbo transitivo (bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Aprecio todo el esfuerzo que has hecho pero ahora me toca a mí tomar el control. |
saygı göstermek, saygı duymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Muchas culturas valoran a los artistas. |
saygı duymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sé que es uno de los directores más famosos de todos los tiempos, pero yo no lo considero tan bueno. |
değerlernombre masculino plural (kültürel, vb.) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Es importante encontrar un compañero con valores similares a los tuyos. |
inanç sistemi(de una sociedad) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los valores de muchas culturas occidentales dan lugar al individualismo. |
menkul değerler, menkul kıymetler(financiero) ¿Tienes algún valor financiero, además de tus ahorros? |
ahlaki değerlernombre masculino plural (morales) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) No se conocía a este político por sus valores morales. |
ahlâki değerler
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Era triste ver cómo la pobreza había reducido su moralidad. |
cesaretle, cesurca, mertçe
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
KDV(acrónimo) (Katma Değer Vergisi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yargı, hüküm
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En tu estimación, ¿qué podría sacarnos de este lío? |
cesaretini/gücünü toplamak(fuerzas) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gareth quería abandonar, pero, por algún motivo, reunió las fuerzas para seguir. |
çok değerli/kıymetli, paha biçilmez
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Que los niños aprendan historia es algo inestimable. |
uç değer(voz inglesa) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
temel/esas durum
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Quieres este formato como valor por defecto para todos los documentos? |
kişisel hükümlocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Siempre está haciendo juicios de valor sobre cosas de las que no sabe nada. |
net değer
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Comprar ese coche a un precio mucho menor que su valor contable (or: valor nominal) fue una ganga. |
net servet
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Este vlogger tiene un coste total de 2 millones de dólares. |
satış vergisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fuimos hasta Nueva Jersey a comprar el frigo porque en Nueva York el Impuesto al Valor Agregado es más alto. |
itibari değer
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los bancos sólo cambian billetes por su valor nominal. |
katma değernombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
makul değernombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
değer zincirinombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cüret etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se atrevió a cuestionar los motivos de su superior. |
daha pahalısıyla takas etmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değerini düşürmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Un rayón le restaba mucho valor a la pintura. |
tahmini değer(ES) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El dueño del auto clásico estaba sorprendido de su bajo coste estimado. |
üstün başarı seviyesi(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El final del siglo XX fue el punto cúlmine del Imperio Romano. |
daha pahalısıyla takas etmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değerini azaltmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
değerli eşyalar, kıymetli eşyalar
(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Austin escondió sus objetos de valor porque no confiaba en la doncella. |
takas etmeklocución verbal (bir şeyi daha pahalı bir şeyle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geçici(contabilidad) (finans) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Las mercancías se venderán a valor contable. |
parasal değeri olmayanlocución adjetiva (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hazırlamaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ármate de valor. ¡Vienen grandes cambios! |
İspanyolca öğrenelim
Artık valores'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
valores ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.