Fransızca içindeki ligne ne anlama geliyor?
Fransızca'deki ligne kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ligne'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki ligne kelimesi çizgi, doğru, satır, beden yapısı, vücut şekli, hat, hat, olta, silsile, çizgi, savunma hattı, saf, ray, tasarım, kılavuz çizgi, satır, sıra satır, iz, (otobüs, vb.) güzergâh, hat, çizgili, çizgi, nokta işareti, cephe, kulvar, doğrudan, çevrimdışı, çevrimiçi, ateş hattı, dikey çizgi, harf dizisi, bitiş, finiş, başlama noktası, çevrimdışı, internette, telefonda, ray, demiryolu rayı, (spor sahasında) yan çizgi, kenar çizgisi, sınır/hudut çizgisi, sınır boyu, oltayla balık tutan kimse, oltacı, olta balıkçısı, oltayla balık avlama, oltacılık, su seviyesi işareti, su yükseklik çizgisi, dosdoğru yol, danışma hattı, yardımcı hakem, yan hakem, yolcu uçağı, yol gösterici/temel ilke, son kısım, son bölüm, ateş hattı, tahta çıkma sırası, görüş hattı, prosedür, olta, balık oltası, görüş hattı, elektrik hattı, fay hattı, bitiş çizgisi, tekrar forma girmek, telefonu kapatmamak, kilosuna dikkat etmek, formda kalmak, canlı yayına bağlanmak, sınırlarını çizmek/işaretlemek, tek sıra, havza, iki nehir arasındaki arazi, saha çizgisi, otobüs hattı, su hattı, yan çizgi, havayolu (şirketi, vb.), -e yüklemek, internetteki, saha çizgisi, hayat çizgisi, (askeri) cephe, beklemek, kaydırma, tamamen, düz çizgi, düzlük, bitiş çizgisi, tek başına kalan satır, çapraz çizgi, uzağa vuruş, kırmızı hat, düzlük, olta ucu, ağırlıklı oltayla balık tutmak, yeniden atılmak, olta atmak, hizaya sokmak, hizaya getirmek, zıpkınla avlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ligne kelimesinin anlamı
çizginom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il dessina une ligne courbe sur le papier pour montrer la forme. Şekli göstermek için kağıda eğri bir çizgi çizdi. |
doğru
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Reportez la droite et le cercle sur le même graphique. |
satırnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le paragraphe prend dix lignes du livre. |
beden yapısı, vücut şekli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'actrice avait une ligne superbe ! Kadın oyuncu çok güzel bir vücut şekline sahipti. |
hatnom féminin (transports) (tren) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le métro a deux lignes, la rouge et la verte. |
hatnom féminin (téléphonique) (telefon) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ligne a été coupée et je l'ai rappelée. Konuşurken hat kesildiği için onu tekrar aradı. |
oltanom féminin (Pêche à la ligne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il jeta sa ligne dans l'endroit le plus profond de la rivière pour essayer d'attraper du poisson. |
silsilenom féminin (de pensée) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sa ligne de pensée est en accord avec celle des autorités religieuses. |
çizginom féminin (contour, souvent au pl) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La nouvelle voiture était admirée pour ses belles lignes courbes. |
savunma hattınom féminin (armée : fortifications) (askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les trois lignes de défense ne les arrêtèrent pas. |
safnom féminin (Militaire : position) (askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les plus jeunes recrues se retrouvent souvent en première ligne. |
raynom féminin (de chemin de fer) (tren) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un arbre coupé sur la voie a retardé les trains reliant Londres et Manchester. |
tasarımnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kılavuz çizgi(pour écrire droit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ernest s'est servi d'une règle pour dessiner des lignes sur le papier avant d'écrire sa lettre. |
satır, sıra satırnom féminin (dans un tableau) (çizelge tablo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le tableau a cinq lignes de données. |
iznom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Une longue et mince cicatrice formait une ligne sur la joue d'Harry. |
(otobüs, vb.) güzergâh, hat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çizgili(papier) (kağıt) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çizginom féminin (Sports) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il joue sur la ligne offensive et protège le quarterback. |
nokta işareti(symbole) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
cephe(Militaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les jambes du soldat tremblèrent quand il entendit qu'il serait envoyé au front (or: en première ligne). Pendant des années, les recrues féminines n'étaient pas autorisées à aller au front. |
kulvar(piscine) (havuz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
doğrudan(akrabalık) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un descendant direct de Thomas Jefferson. |
çevrimdışı(Informatique) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çevrimiçi(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ateş hattı(figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le président de l’entreprise est sous le feu des critiques des actionnaires. |
dikey çizgi(ligne) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Utilise l'équerre pour tracer une perpendiculaire. |
harf dizisinom féminin (Imprimerie) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bitiş, finiş(Sports) (sporda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle fut la première à atteindre l'arrivée. Finişe (or: bitişe) ilk varan o oldu. |
başlama noktası(d'une course) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voitures attendent au départ. |
çevrimdışılocution adverbiale (Informatique) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
internettelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) De plus en plus de gens commencent à acheter sur Internet (or: en ligne). |
telefondaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je ne peux pas transférer l'appel, M. Martin est déjà en ligne. |
ray, demiryolu rayı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voies ferrées du pays étaient en mauvais état. |
(spor sahasında) yan çizgi, kenar çizgisinom féminin (Sports) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a attrapé le ballon sur la ligne de touche. |
sınır/hudut çizgisi, sınır boyunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils ont traversé la ligne de démarcation du Canada au coucher du soleil. |
oltayla balık tutan kimse, oltacı, olta balıkçısı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y avait des pêcheurs à la ligne tout le long de la berge, à attendre que le poisson morde à l'hameçon. |
oltayla balık avlama, oltacılıknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La pêche à la ligne me semble être un passe-temps très ennuyeux. |
su seviyesi işareti, su yükseklik çizgisi(rivière) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dosdoğru yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
danışma hattı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yardımcı hakem, yan hakem(Football) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yolcu uçağınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En büyük yolcu uçağı Airbus A380'dir. |
yol gösterici/temel ilke
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le fil directeur de Mark était de traiter les autres comme on aimerait qu'ils nous traitent. |
son kısım, son bölümnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) À l'approche de la dernière ligne droite, les deux coureurs se sont lancés dans une course palpitante jusqu'à la ligne d'arrivée. |
ateş hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils envoient le soldat à l’avant de la bataille, où il sera dans la ligne de tir. |
tahta çıkma sırasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Généralement, le prince aîné est le premier dans la ligne de succession du trône. Le vice-président est le plus haut dans la ligne de succession pour le poste de président. |
görüş hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
prosedür
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le plan d'action choisi par son médecin a été couronné de succès. |
olta, balık oltasınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le bar était si gros qu'il a cassé ma ligne de pêche et s'est enfui. |
görüş hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après le premier de coup de feu, il s'est jeté au sol pour ne pas rester dans la ligne de mire du tireur. |
elektrik hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand la foudre a frappé une ligne électrique dans les environs, notre quartier a subi une panne d'électricité qui a duré plusieurs jours. Des centaines de foyers ont été privés d'électricité lorsque la tempête a endommagé des lignes électriques. |
fay hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) San Francisco est située sur une ligne de fracture. |
bitiş çizgisinom féminin (yarış) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Seulement douze coureurs ont franchi la ligne d'arrivée. |
tekrar forma girmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai pris un abonnement à une salle de sports pour retrouver la ligne. |
telefonu kapatmamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La réceptionniste m'a demandé de ne pas quitter (or: de rester en ligne) le temps qu'elle parle au Dr Simpson. |
kilosuna dikkat etmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle aime les aliments riches, alors elle doit surveiller sa ligne. |
formda kalmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Faire du sport vous aidera à rester en forme (or: garder la forme, or: garder la ligne). |
canlı yayına bağlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le nouveau site a été mis en ligne hier. |
sınırlarını çizmek/işaretlemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les nouveaux propriétaires ont délimité clairement les frontières de leurs terres. |
tek sıralocution adjectivale (roller, patin à roulettes) (tekerlekli paten) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
havza, iki nehir arasındaki arazinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ligne de partage des eaux est la ligne de division entre deux rivières. |
saha çizgisinom féminin (Base-ball) (besybol) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
otobüs hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette ligne de bus passe devant l'hôpital et la gare. La ligne de bus a été changée du fait de la construction d'une route. |
su hattınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yan çizginom féminin (Sports) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
havayolu (şirketi, vb.)(sécurité) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La sécurité aérienne a fait de gros progrès ces dernières années. |
-e yüklemek(Informatique) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
internettekilocution adjectivale (Informatique) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Vous pouvez essayer l'aide en ligne. |
saha çizgisinom féminin (Tennis) (tenis) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hayat çizgisinom féminin (Chiromancie) (avuç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ligne de vie est la ligne de la main la plus importante. |
(askeri) cephelocution adverbiale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
beklemekverbe intransitif (au téléphone) (telefonda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Restez en ligne, je vous mets en relation avec le service demandé. |
kaydırmanom masculin (Traitement de texte) (bilgisayar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tamamen
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il s'est complètement planté ! |
düz çizginom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu dois dessiner une courbe ici et puis deux lignes droites. |
düzlüknom féminin (d'une course) (yarış, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les chevaux arrivaient au bout de la courbe et couraient vers la dernière ligne droite. |
bitiş çizgisinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a crié de joie quand le cheval sur lequel il avait parié a passé la ligne d'arrivée le premier. |
tek başına kalan satır(Typographie) (sayfanın başında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le typographe a modifié le début pour éliminer la ligne creuse en haut de la page 56. |
çapraz çizginom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La peinture est constituée de lignes diagonales noires allant d'un coin à l'autre qui forment des triangles remplis de couleurs vives. |
uzağa vuruşnom féminin (Sports) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kırmızı hat(Politique) (devlet başkanları arasında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
düzlüknom féminin (route) (yarış pisti) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
olta ucunom masculin (canne à pêche) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ağırlıklı oltayla balık tutmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Peter a pêché à la ligne à main pendant une heure avant de passer à la pêche à la mouche parce qu'il n'avait pas pris de poissons. |
yeniden atılmaklocution verbale (Pêche) (olta) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
olta atmaklocution verbale (Pêche à la ligne) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hizaya sokmak, hizaya getirmekverbe transitif (Militaire) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'officier commençait toujours par mettre en ligne ses soldats au début des exercices de répétition. |
zıpkınla avlamaklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Brad a pêché un poisson à la ligne dans l'étang. |
Fransızca öğrenelim
Artık ligne'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
ligne ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.