İngilizce içindeki town ne anlama geliyor?

İngilizce'deki town kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte town'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki town kelimesi kasaba, çarşı, Cape Town, şehir merkezi, şehir planlama, kent planlama, şehir planlaması, kişinin doğup büyüdüğü yer, memleket, kişinin yaşadığı şehir, şehrin tarihi kısmı, şehir dışında, ortamlara akmak, gecekondu mahallesi, kenar mahalle, kardeş şehir, termal/kaplıca otel, spa otel, kahraman, lüks araba, lüks otomobil, belediye meclisi, belediye binası, sıra ev, sıra villa, sıra ev, sıra villa, sıra ev, sıra villa, şehir meydanı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

town kelimesinin anlamı

kasaba

noun (small city) (küçük şehir)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I grew up in a town of about 10,000 people.
Ben nüfusu yaklaşık 10 bin kişilik bir kasabada büyüdüm.

çarşı

noun (commercial centre)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Are you going into town today?

Cape Town

noun (city in South Africa) (Güney Afrika'da bir şehir)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Cape Town is the second most populous city in South Africa.

şehir merkezi

noun (town: central area)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I don't want to drive through the city center in rush hour.

şehir planlama, kent planlama, şehir planlaması

noun (urban development)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The city council is responsible for city planning.

kişinin doğup büyüdüğü yer, memleket

noun (town or city where one grew up)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Linda had not been back to her home town of Sydney for many years.

kişinin yaşadığı şehir

noun (town or city where one lives)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Pinehurst residents have plenty of reasons to be proud of their hometown.

şehrin tarihi kısmı

noun (city: historic part)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

şehir dışında

adverb (away: from home, work)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
I'll be out of town for the next few days. Our project manager is out of town for the next three weeks.

ortamlara akmak

verbal expression (figurative (go out and celebrate) (argo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
To celebrate their win, the whole football team went out to paint the town red.

gecekondu mahallesi, kenar mahalle

noun (slums, makeshift housing)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The shantytown at the edge of the city has a high crime rate.

kardeş şehir

noun (town twinned with another)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Our sister city is in Germany.

termal/kaplıca otel, spa otel

noun (town with mineral spring)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Parts of many Jane Austen novels are set in the spa town of Bath.

kahraman

noun (figurative (hero) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
After he saved the kittens from the fire, Mike became the toast of the town.

lüks araba, lüks otomobil

noun (luxury vehicle)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The executive was picked up in a Lincoln town car.

belediye meclisi

noun (municipal government)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He was elected to the town council with a large majority of the votes. The town council has decided to raise taxes in the area.

belediye binası

noun (city's council building)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
There's a meeting at the town hall tonight.

sıra ev, sıra villa

noun (home in a city)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Town houses usually share their side walls with similar buildings.

sıra ev, sıra villa

noun (terraced house)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The fire quickly spread to a row of town houses.

sıra ev, sıra villa

noun (large residence in a city)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
George was rich enough to buy a town house in Manhattan.

şehir meydanı

noun (city's market place or public arena)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık town'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

town ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.