Fransızca içindeki voie ne anlama geliyor?
Fransızca'deki voie kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte voie'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki voie kelimesi nakliye rotası, rota, şerit, yol şeridi, rota, yol, uygun ortam/yer, kanal, tekerlek mesafesi, (tren) peron, anayol, yol, yol, görmek, icabına bakmak, görmek, sanrılamak, düşünmek, seçmek, izlemek, seyretmek, görmek, görmeye gitmek, ziyaret etmek, görmek, ile görüşmek, anlamak, görmek, kavramak, anlamak, inceleme, görmek, bakmak, kabul etmek, olarak görmek, gözü ile bakmak, nazarıyla bakmak, çıkmak, flört etmek, görüşmek, görmek, farketmek, söylemek, değerlendirmek, seyretmek, izlemek, ziyaret etmek, bakmak, araştırmak, detaylı olarak incelemek, gözlemlemek, anlamak, haber almak, gözünde canlandırmak, bakmak, ilgilenmek, ağızdan/ağızla, ray, tren rayı, çıkmaz yol, (iş, ekonomi, vb.) gelişen, gelişmekte olan, nesli tükenmek üzere olan, nesli tehlikede olan, düzelen, iyileşen, düzelmekte/iyileşmekte olan, yolunda, evin garajıyla cadde arasındaki yol, ray, demiryolu rayı, kolay ders, (demiryolu) yan hat, şube hattı, uçuş yolu, deniz yolu, su yolu, komuta zinciri, emir komuta zinciri, çıkmaz sokak, Samanyolu, gelişmekte olan ülke, nesli tükenmekte olan türler, ray, öncülük etmek, yolu açmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
voie kelimesinin anlamı
nakliye rotası, rotanom féminin (de navigation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) À cette période de l'année, les voies de navigation étaient souvent encombrées d'icebergs dangereux. |
şerit, yol şeridinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kyle a été arrêté par la police pour n'avoir pas mis son clignotant en changeant de voie. |
rotanom féminin (Aviation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yol(du progrès,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu n'as pas à suivre la même voie toute ta vie. |
uygun ortam/yernom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après s'être essayé à beaucoup de métiers, je crois qu'il a enfin trouvé sa voie. |
kanalnom féminin (Anatomie : nasal, respiratoire,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Alan avait un vilain rhume et ses voies nasales étaient obstruées. |
tekerlek mesafesinom féminin (écartement entre roues) (otomobil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Combien fait la voie entre les roues de cette voiture ? |
(tren) peron(d'une gare,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Wendy se tient sur le quai, à attendre le train qui la ramènera chez elle. // Le train qui arrive quai 5 est le Penzance-Londres Paddington de 11 h 22. |
anayol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette route te mène directement à la mairie. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le parcours à travers les mines est difficile. Suivez attentivement la carte. |
yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
görmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne vois rien. Allume, s'il te plaît ! |
icabına bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
görmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Avez-vous jamais vu un livre aussi épais ? Sen hiç bu kadar büyük bir kitap gördün mü? |
sanrılamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
düşünmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
seçmekverbe transitif (apercevoir) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Peux-tu voir cette colline dans le lointain ? |
izlemek, seyretmek, görmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Avez-vous vu son dernier film ? Bu aktörün en son filmini izledin mi (or: gördün mü)? |
görmeye gitmek, ziyaret etmekverbe transitif (rendre visite) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'aimerais aller voir Tante June ce week-end. Bu hafta sonu teyzemi görmeye gitmek istiyorum. |
görmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On se voit ce soir ! |
ile görüşmekverbe transitif (consulter) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je dois voir un médecin. Bir doktorla görüşmek istiyorum. |
anlamak, görmek, kavramakverbe transitif (percevoir) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je vois la situation différemment. Ben durumu farklı bir şekilde görüyorum. |
anlamakverbe transitif (comprendre) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vois. Et c'est pour cela que tu n'étais pas chez toi. Anlıyorum. Demek bu yüzden evde yoktunuz. |
incelemeverbe transitif (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle cueillit la fleur pour la voir de plus près. |
görmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ceux qui l'ont vu ont dit que c'était horrible. |
bakmakverbe intransitif (duruma, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voyons, que faisons-nous maintenant ? |
kabul etmekverbe transitif (approuver) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Oui, je vois tout à fait. C'est un plan génial. |
olarak görmek, gözü ile bakmak, nazarıyla bakmakverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je la vois comme un premier ministre potentiel. |
çıkmak, flört etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous nous voyons depuis trois semaines. |
görüşmek(fréquenter) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il me semble que tu vois beaucoup ces garçons en ce moment. |
görmekverbe transitif (jeu d'argent) (iskambil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vois tes 100 et je suis de 100. |
farketmekverbe transitif (remarquer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je vois que les mineurs sont encore en grève, selon le journal. |
söylemekverbe transitif (kim olduğunu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu vois qui c'est ? |
değerlendirmek(figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je vois cette idée d'un mauvais œil. |
seyretmek, izlemekverbe transitif (TV, radio) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu as vu les infos hier soir ? |
ziyaret etmek(bir yeri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous avons visité un tas de monuments durant ce voyage. |
bakmak, araştırmakverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Laissez-moi voir (or: vérifier) s'il y a une fuite. Bir su sızıntısı olup olmadığına bakayım. |
detaylı olarak incelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gözlemlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Après avoir attendu une heure, les touristes furent enchantés de voir (or: d'apercevoir) des dauphins. |
anlamakverbe transitif (bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je vois (or: Je comprends) ce que tu dis, mais je ne suis toujours pas d'accord. |
haber almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'était sympa de retrouver tout le monde à la réunion de famille. |
gözünde canlandırmakverbe transitif (visualiser) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je vois (or: J'imagine) sa tête ! |
bakmak, ilgilenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le docteur va vous recevoir tout de suite. |
ağızdan/ağızla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ray, tren rayı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les rails ont été enlevés et transformés en piste cyclable. |
çıkmaz yol
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants du voisinage pouvaient jouer en sécurité dans le cul-de-sac comme il était piéton. |
(iş, ekonomi, vb.) gelişen, gelişmekte olan(économie) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le PDG de cette société florissante s'acharne à gagner de nouveaux marchés. |
nesli tükenmek üzere olan, nesli tehlikede olan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
düzelen, iyileşen, düzelmekte/iyileşmekte olanlocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Après l'accident, elle est restée un mois à l'hôpital, mais maintenant, elle est en voie de guérison. |
yolunda
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
evin garajıyla cadde arasındaki yol(devant une maison) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sarah s'est garée dans l'allée. |
ray, demiryolu rayı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voies ferrées du pays étaient en mauvais état. |
kolay dersnom féminin (Université) (üniversite, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Déjà bien pris par le sport, Jim a décidé d'opter pour une voie facile ce semestre. |
(demiryolu) yan hat, şube hattınom féminin (Chemin de fer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le conducteur a emprunté la voie de garage (or: voie d'évitement) afin de laisser passer l'autre train. |
uçuş yolunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
deniz yolu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
su yolu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les vacanciers peuvent profiter de nombreux types de navigation sur les voies navigables de l'Irlande. |
komuta zinciri, emir komuta zincirinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les ordres passent par la voie hiérarchique, du quartier général jusqu'aux soldats sur le terrain. |
çıkmaz sokaknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est une voie sans issue. |
Samanyolunom féminin (galaksi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Voie lactée contient entre 200 et 400 milliards d'étoiles. |
gelişmekte olan ülke(ancienne appellation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
nesli tükenmekte olan türlernom féminin (hayvan, bitki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les tigres sont une espèce en voie d'extinction (or: espèce en voie de disparition, or: espèce menacée d'extinction) et doivent être protégés de l'exploitation. |
raynom féminin (tren) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
öncülük etmeklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yolu açmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le gouvernement a ouvert la voie pour que les entreprises du domaine de l'énergie puissent utiliser le gaz de schiste. |
Fransızca öğrenelim
Artık voie'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
voie ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.