Fransızca içindeki refuser ne anlama geliyor?
Fransızca'deki refuser kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte refuser'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki refuser kelimesi reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek, istememek, reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek, reddetmek, izin vermemek, vermemek, reddetmek, kabul etmemek, vermemek, geri çevirmek, reddetmek, kabul etmemek, kabul etmemek, geri çevirmek, reddetmek, reddetmek, reddetmek, kabul etmemek, reddetmek, kabul etmemek, reddetmek, kabul etmemek, reddetmek, geri çevirmek, direnmek, -mazdı, -mezdi, -mayacak, -meyecek, reddetmek, yapmamaya karar vermek, kabul etmemek, reddetmek, reddetmek, -i yapmamaya karar vermek, reddetmek, görmezden gelmek, itiraz etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
refuser kelimesinin anlamı
reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek, istememek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mme Bixby a refusé qu'il l'aide à porter ses sacs. |
reddetmek, geri çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) David a refusé une deuxième part de pizza car, a-t-il dit, il n'avait plus faim. |
kabul etmemek, reddetmekverbe intransitif (ne pas vouloir) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils m'ont demandé de mentir, mais j'ai refusé. |
izin vermemekverbe intransitif (ne pas autoriser) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je voulais payer par carte mais ils ont refusé. |
vermemek(aide, consentement, permission, soutien) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le patron a refusé de consentir aux vacances de l'employé jusqu'à ce qu'il ait terminé le projet sur lequel il travaillait. |
reddetmek, kabul etmemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Son patron a refusé sa demande de congé. |
vermemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils ont refusé au professeur l'utilisation de leur téléphone. |
geri çevirmekverbe transitif (un chèque sans provision) (çek, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La banque a refusé mon chèque parce qu'il n'y avait pas assez d'argent sur mon compte. |
reddetmek, kabul etmemekverbe transitif (une proposition, un candidat) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le cabinet de consultants refusait (or: a rejetait) la plupart des candidats, réservant ses places à l'élite. Danışmanlık firması birkaç seçkin başvuru sahibi dışında diğerlerinin çoğunu reddetti. |
kabul etmemek, geri çevirmek, reddetmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le syndicat a rejeté l'offre du gouvernement d'une hausse de salaire de 1 %. |
reddetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
reddetmek, kabul etmemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le photographe a rejeté l'utilisation d'accessoires pour la prise de photos. |
reddetmek, kabul etmemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
reddetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La banque a refusé ma demande de crédit. |
kabul etmemek, reddetmek, geri çevirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le président a rejeté le projet de loi à la dernière minute et il n'est pas passé. |
direnmeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'enfant refusait de manger ses épinards. |
-mazdı, -mezdi
Je ne ferais pas ça si j'étais toi. |
-mayacak, -meyecek(exprime un refus) (reddetme) Il ne veut rien écouter ! |
reddetmeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai demandé à mon fils de ranger sa chambre, mais il a refusé de le faire. |
yapmamaya karar vermek(à un programme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En 1992, le Danemark a choisi de ne pas adhérer à la monnaie européenne. |
kabul etmemek, reddetmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Malgré les preuves, il refusa d'admettre son innocence. |
reddetmeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je me demande comment fait John pour garder son poste quand il refuse de faire quoi que ce soit. |
-i yapmamaya karar vermek(à un programme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cochez cette case si vous choisissez de ne pas recevoir notre newsletter. |
reddetmeklocution verbale (birisine bir şey vermeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aurais besoin que Jason me donne un coup de main, mais il refuse de m'aider. |
görmezden gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
itiraz etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık refuser'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
refuser ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.