Fransızca içindeki présent ne anlama geliyor?

Fransızca'deki présent kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte présent'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki présent kelimesi şimdiki zaman, mevcut, şimdiki, bulunan, yer alan, hediye, armağan, içinde bulunulan an, geniş zaman kipi, hazır bulunan, varolan, hediye, armağan, katılımcı, şu an, şimdi, hazır bulunmak, isim fiil, ulaç, -miş, -mış, -ma, -mayın, -emez, -amaz, yapamaz, edemez, (yap)maz, (yap)mıyor, -ecek, -acak, -miyor, -maz, -mayız, -ıyordum, yapmamalı, yapmaması gerek, -memeli, -mamalı, bu arada, anı yaşa, modern zaman, geniş zaman, şimdiki zaman, yakın geçmiş zaman, -amam, -amazsın(ız), -amaz(lar), -amayız, (soru biçiminde) -eyim mi, -elim mi, -iyor, -uyor, -üyor, -ıyor, -dım, -dim, -sin, -siniz, -iz, -dirler, hazır bulunmak, katılmak, -e gitmek, -mayacak, -meyecek, değil, değilsin, yok, hazır bulunmak, -medi, -madı, şimdiki zaman, -yor, -ecek, -acak, bu vesile ile, bu belge ile, hemen sonra, -ecek, -acak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

présent kelimesinin anlamı

şimdiki zaman

nom masculin (Grammaire) (dilbilgisi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ce paragraphe est au passé, mais ce paragraphe-là est entièrement au présent.

mevcut

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Le directeur de l'entreprise a remercié tous ceux qui étaient présents d'avoir fait de la conférence un succès.

şimdiki

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

bulunan, yer alan

adjectif (à l'esprit)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

hediye, armağan

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Le cadeau d'anniversaire était exactement ce qu'elle voulait.
Gelen doğumgünü hediyesi (or: armağanı) tam istediği bir şeydi.

içinde bulunulan an

nom masculin

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Arrête de t'inquiéter pour l'avenir : vis pour le présent !

geniş zaman kipi

nom masculin (Grammaire)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

hazır bulunan

adjectif

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Le public présent attendait nerveusement l'arrivée des rockeurs sur scène.

varolan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

hediye, armağan

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Il lui a donné un pull comme cadeau d'anniversaire. Clive a acheté un vélo comme cadeau pour son fils.

katılımcı

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

şu an, şimdi

nom masculin

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Cesse de t'inquiéter pour ton avenir et focalise-toi sur le présent.

hazır bulunmak

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il est essentiel que toute l'équipe soit présente à la réunion.

isim fiil, ulaç

(Grammaire latine, anglaise,...) (dilbilgisi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Les gérondifs anglais comme « thinking » et « stopping » peuvent être sujets ou COD.

-miş, -mış

(pour former le passé)

Nos avons gagné la course.

-ma, -mayın

(négation dans une phrase)

Ne m'interromps pas quand je parle, s'il te plaît.

-emez, -amaz, yapamaz, edemez

(gündelik dil)

Je ne peux pas entendre la sonnette lorsque je suis dans la salle du fond.

(yap)maz, (yap)mıyor

(négation)

Il n'habite pas à cette adresse en hiver.

-ecek, -acak

verbe intransitif

Qui va payer les factures quand tu seras parti ?

-miyor, -maz, -mayız

(am/is/are not' kısa şekli)

-ıyordum

(auxiliaire, possession)

J'ai trop mangé.

yapmamalı, yapmaması gerek

(kıs, gündelik dil)

-memeli, -mamalı

verbe intransitif

Tu ne devrais pas parler ainsi à ton professeur, c'est malpoli.

bu arada

adverbe

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)

anı yaşa

interjection

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
« Profite du moment présent » est une traduction du latin « Carpe Diem ». Mon père me disait toujours : « Profite du moment présent, tu ne seras pas jeune toute ta vie ! ».

modern zaman

nom masculin

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
L'historien ne s'intéressait qu'au passé et n'était pas du tout en phase avec le présent.

geniş zaman

(grammaire anglaise) (dilbilgisi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Le présent est l'un des premiers temps que l'on enseigne aux élèves qui apprennent l'anglais.

şimdiki zaman

nom masculin (Grammaire anglaise,...) (dilbilgisi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
"I am writing a sentence" est un exemple de phrase au présent progressif.

yakın geçmiş zaman

(conjugaison anglaise) (dilbilgisi)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Le present perfect est utilisé pour les situations qui commencent dans le passé et continuent jusqu'au présent.

-amam, -amazsın(ız), -amaz(lar), -amayız

(yapamamak, edememek)

Tim ne peut pas aller au pique-nique samedi.

(soru biçiminde) -eyim mi, -elim mi

(avec « nous » ou « on »)

On va au cinéma ce soir ?

-iyor, -uyor, -üyor, -ıyor

(yakın geçmiş)

-dım, -dim

(sahip olmak, geçmiş zaman)

J'ai eu une journée tellement chargée que je serai contente de me mettre au lit.

-sin, -siniz, -iz, -dirler

(olmak/bulunmak)

(geniş zaman: İşin başlayıp devam ettiğini ve devam edeceğini belirtir. Fiillere "-r, -ar, -er, -ır, -ir, -ur, -ür" ekleri getirilerek yapılır.)
Où sont-ils ? Tu es sérieux ?
Şu an nerededirler?

hazır bulunmak, katılmak, -e gitmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
J'espère assister (or: aller) à la soirée d'ouverture.
Açılış gecesine katılmayı umuyorum.

-mayacak, -meyecek

(exprime un refus) (reddetme)

Il ne veut rien écouter !

değil

değilsin

T'es pas mon père ; tu peux pas me dire quoi faire !

yok

Hiç param yok.

hazır bulunmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
D'après vous, combien de personnes seront-elles présentes ?

-medi, -madı

Le professeur ne nous a pas encore dit quoi faire.
Öğretmen bize henüz ne yapmamız gerektiğini söylemedi.

şimdiki zaman

nom masculin

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
L'attention des dirigeants est concentrée sur le présent.

-yor

(şu anda)

Teresa mange en ce moment.
Şu anda yemek yiyor.

-ecek, -acak

(gelecek zamanı bildirir)

Nous jouons au tennis ce week-end.
Bu haftasonu tenis oynayacağız.

bu vesile ile, bu belge ile

(lettre) (resmi dil)

Le juré en chef se leva et dit : « Le jury déclare par la présente l'accusé coupable. »

hemen sonra

(immédiatement)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
En entendant les nouvelles, elle se mit à prier.

-ecek, -acak

(avec verbes exprimant le doute) (şüphe)

Je doute qu'il y ait d'autres vacances comme celle-ci.

Fransızca öğrenelim

Artık présent'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

présent ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.