Fransızca içindeki glacé ne anlama geliyor?
Fransızca'deki glacé kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte glacé'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki glacé kelimesi buz, dondurma, soğutulmuş (içecek), üzeri şekerli kremayla kaplanmış, kremalı (kek), dondurma, ayna, buz, ayna, şeker kremalı, glaze edilmiş, şeker kremalı, şekerle kaplı, donmuş, ayna, kuşe kâğıda basılmış, kuşe kâğıtlı, toz haline getirilmiş, toz, cila, buz gibi, üşümüş, çok soğuk, buz gibi, çok üşümüş, glaze etmek, şeker şurubuyla kaplamak, kremayla kaplamak, üstüne krema sürmek, krema ile kaplamak, şekerlemek, şekerle kaplamak, parlatmak, buza koymak, korkutucu, ürkütücü, korkunç, dehşet verici, etkilenmeyen, otomobil sileceği, silecek, ön cam sileceği, silecek, kayarlı (at nalı), kepçe, buz hokeyi, buz pateni, çubuk dondurma, buzlu çubuk dondurma, buz patenci, buz sarkıtı, buz saçağı, çubuk dondurma, kuru buz, donmuş karbondioksit, dondurma külahı, buz pateni, buz pateni, yumuşak dondurma, buzlu çay, dondurmalı içecek, çubuk dondurma, çikolata parçalı dondurma, buz paketi, buz, buzları kırmak, buzları çözmek, buzları eritmek, dondurmalı, buz pateni, kaba/hayvan gibi adam, ayı, buz kırıcı, buz kırma makinası, buz torbası, buz pateni, buz hokeyi, buz pateni yapmak, erimiş buz, fotoğraf, resim, kuşe kağıtlı dergi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
glacé kelimesinin anlamı
buz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'espère que le lac sera encore recouvert de glace cet hiver. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Dondurma istermisin? |
dondurma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La glace à la fraise est mon dessert préféré. |
soğutulmuş (içecek)adjectif (boisson) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
üzeri şekerli kremayla kaplanmış, kremalı (kek)adjectif (gâteau) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
dondurmanom féminin (dessert) (sütsüz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai du mal à choisir entre le gâteau au fromage et la glace à la fraise. |
ayna
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle mettait un miroir dans son sac à main pour pouvoir vérifier son maquillage. Arada bir makyajını kontrol etmek için çantasında ayna taşıyordu. |
buz(buz küpü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il reste des glaçons pour les boissons ? Okulda uyuşturucu madde satmaktan hapis cazasına çarptırıldı. |
aynanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aurore se regarda une dernière fois dans la glace avant de partir. |
şeker kremalı(Cuisine) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
glaze edilmişadjectif (Cuisine) (yiyecek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle fait toujours des carottes glacées et personne ne les mange. |
şeker kremalıadjectif (Cuisine) (kek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
şekerle kaplıadjectif (fruit) (meyve) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ils ont servi de la glace avec des cerises confites. |
donmuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ayna
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il n'y a pas plus vaniteuse qu'elle ; toujours à se regarder dans le miroir. |
kuşe kâğıda basılmış, kuşe kâğıtlıadjectif (papier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Karen a imprimé la photo sur du papier brillant. |
toz haline getirilmiş, toz(lait) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La famille ne pouvait pas se permettre d'acheter du lait normal, alors elle en achetait en poudre. |
cila
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La finition de la nouvelle voiture était d'un lustre éclatant. |
buz gibiadjectif (température) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Timothy est entré dans l'eau glacée. |
üşümüş(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok soğuk, buz gibiadjectif (figuré : personne, membre) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai les pieds gelés : on ne peut pas mettre un peu de chauffage ? |
çok üşümüşadjectif (familier : personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les skieurs gelés (or: glacés) avaient hâte d'entrer dans le chalet pour se réchauffer. |
glaze etmek, şeker şurubuyla kaplamakverbe transitif (Cuisine : avec du sucre) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tom a glacé le roulé à la cannelle avec du sucre. |
kremayla kaplamak, üstüne krema sürmekverbe transitif (Cuisine : processus de glaçage) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pouvez-vous glacer mon gâteau de mariage, s'il vous plaît ? |
krema ile kaplamakverbe transitif (pâtisserie) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tom a glacé le gâteau juste avant de le servir à ses convives. |
şekerlemek(Cuisine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a fait confire des écorces d'orange dans un sirop de sucre. |
şekerle kaplamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
parlatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ben lustrait le bois à l'aide d'un revêtement brillant. |
buza koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il faut appliquer de la glace sur cette cheville foulée pour la faire dégonfler. |
korkutucu, ürkütücü, korkunç, dehşet verici
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'absence d'émotion dans les yeux de l'homme était effrayante (or: glaçait le sang). |
etkilenmeyen(duygusal olarak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Joanna est restée insensible aux pleurs de sa sœur. |
otomobil sileceği, sileceknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les essuie-glaces peinaient à maintenir une bonne visibilité avec la pluie battante. |
ön cam sileceği, sileceknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a commencé à pleuvoir alors j'ai mis en marche mes essuie-glaces. |
kayarlı (at nalı)adjectif (Équitation) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kepçenom féminin (alet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fred a utilisé une cuillère à glace pour mettre la crème glacée dans les bols. |
buz hokeyinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aucun sport n'est plus suivi au Canada que le hockey sur glace. |
buz pateninom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le patinage sur glace est le sport le plus prisé en hiver ici. |
çubuk dondurma, buzlu çubuk dondurmanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La friandise préférée des enfants pendant l'été est la glace à l'eau. |
buz patenci
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
buz sarkıtı, buz saçağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand tu marches près des immeubles, fais attention à la glace qui pend des toits. |
çubuk dondurmanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En été, j'aime manger des glaces à l'eau. |
kuru buz, donmuş karbondioksitnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai besoin de neige carbonique pour transporter ce poisson jusqu'à Cuba. |
dondurma külahı(avec de la glace) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tous les enfants qui léchaient des cornets de glace nous laissaient penser qu'il y avait un marchand de glaces dans le coin. |
buz pateninom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Prends tes patins à glace et viens patiner avec nous. |
buz patenilocution verbale (loisir) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Faire du patin à glace au Rockfeller Center est fantastique. Faire du patin à glace est le sport le plus populaire en hiver ici. |
yumuşak dondurma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En dessert, on a pris de la glace à l'italienne en cône. |
buzlu çaynom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un pichet de thé glacé vous attend à la cuisine. |
dondurmalı içeceknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çubuk dondurmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çikolata parçalı dondurma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
buz paketinom masculin (pour les aliments) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai mis un pain de glace dans le sac isotherme pour garder les yaourts au frais pour le pique-nique. |
buz
Olga est allée à son cours de patinage. |
buzları kırmak, buzları çözmek, buzları eritmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les jeux sont un bon moyen pour briser la glace. |
dondurmalılocution adjectivale (Cuisine) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai commandé une part de tarte avec de la glace. |
buz pateninom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La lame de mon patin gauche s'est pliée. |
kaba/hayvan gibi adam, ayınom féminin (figuré : homme musclé) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Son mari est une de ces armoires à glace : il fait plus d'1m80 et a d'énormes muscles. |
buz kırıcı, buz kırma makinası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Utilise le broyeur à glace pour les cocktails. |
buz torbasınom féminin (pour la douleur) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai mis une poche de glace sur ma cheville foulée pour apaiser la douleur. |
buz pateninom masculin (sport) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pendant les Jeux olympiques d'hiver, le patinage sur glace est le sport que je préfère regarder. |
buz hokeyilocution adjectivale Le match de hockey a été diffusé au Canada et aux États-Unis. |
buz pateni yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a appris à patiner afin de pouvoir jouer au hockey. |
erimiş buznom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La glace fondue est descendue des montagnes au printemps. |
fotoğraf, resimnom féminin (parlak kağıda basılmış) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) D'imposantes photos de tous les chevaux étaient collées au mur. |
kuşe kağıtlı dergi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les magazines de luxe sont très dispendieux. |
Fransızca öğrenelim
Artık glacé'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
glacé ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.