Fransızca içindeki fermé ne anlama geliyor?
Fransızca'deki fermé kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fermé'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki fermé kelimesi kapalı, kapanmış, kapatılmış, herkese açık olmayan, çiftlik, kiriş, sert, kapalı, arazi, belde, kapalı, kapatılmış, faaliyeti durdurulmuş, (daire, çember) kapalı, kıt (fikir), dar (görüş), kesin, kati, kapalı, hareketsiz, sabit, kararlı, kesin, kati, dar görüşlü, kapalı, kapanmış, çiftlik evi, çiftlik, iliklenmiş, kararlı, ısrarlı, seçkinci, sıkıca sarılan, sıkı sıkı sarılan, sarsılmaz, katı, kapalı, sağlam, sağlam/sarsılmaz/sabit, (geri) çekilmiş, çekilen, sağlam, dayanıklı, -den etkilenmeyen, düzgün, en iyi, üstün, seçkin, seçme, seçkinci (kurum, kuruluş, vb.), geçit sağlamak, sabit, değişmeyen, değişmez, dış etkilere kapalı, sert, sert, dik başlı, asi, düğmelemek, kapatmak, fermuarını çekmek, kapamak, kapatmak, kapatmak, kapatmak, kapamak, fermuarlamak, kapatmak, kapalı, kapanmak, kapanmak, birleştirmek, kapatmak, kapatmak, kapalı, kapatmak, sağlamlaştırmak, sağlamlamak, iliklemek, kapanmak, kapatmak, iliklemek, kapalı, kapalı, kapalı, sus, sessiz ol, kapalı devre televizyon, kesin, açık, belli, sıkı, kepenkleri indirmiş, kes sesini, kapa çeneni, kapa çeneni, kes sesini, çiftlik, sert davranma, sabit kalmak, değişmeden kalmak, kara, kıyı, çiftlik avlusu anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fermé kelimesinin anlamı
kapalı, kapanmış, kapatılmışadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je te prie de laisser la porte de la chambre fermée. |
herkese açık olmayan(club, cercle) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce club fermé est uniquement réservé aux diplômés d'Oxford. |
çiftlik(Agriculture) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La ferme familiale couvrait près de 500 hectares. Çiftlik, yaklaşık beşyüz dönüm arazi üzerine kurulmuştu. |
kirişnom féminin (Construction) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sertadjectif (matériau) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le lit était ferme mais confortable. Yatak sert ama rahattı. |
kapalıadjectif (dükkan, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La plupart des entreprises sont fermées le jour de Noël. |
arazi, beldenom féminin (résidence secondaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons une ferme près des montagnes où nous allons le week-end. Dağların eteğinde haftasonlarını geçirmek için kullandığımız bir arazimiz var. |
kapalı, kapatılmış, faaliyeti durdurulmuşadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) On mangeait souvent dans ce restaurant avant, mais maintenant, il est fermé. |
(daire, çember) kapalıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Trace un cercle fermé sur le papier millimétré. |
kıt (fikir), dar (görüş)adjectif (esprit) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est parfois compliqué de discuter avec quelqu'un qui est fermé d'esprit. |
kesin, katiadjectif (prix) (fiyat) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il avait convenu d'un prix ferme pour cette voiture et n'était ouvert à aucune négociation. |
kapalıadjectif (panneau d'un magasin) (dükkan, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hareketsiz, sabitadjectif (sans mouvement) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kararlıadjectif (personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il est resté ferme sur sa décision de quitter l'entreprise. |
kesin, katiadjectif (décision, accord) (karar, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il a pris la décision irrévocable de rester à la maison et personne ne le ferait changer d'avis. |
dar görüşlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je ne suis pas étroite d'esprit au point de vouloir imposer mes préférences personnelles aux autres. |
kapalı, kapanmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Wendy est allée au magasin chercher du lait mais il était fermé. La porte était fermée alors Andrew a frappé et a attendu. |
çiftlik evinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tout le monde s'est rassemblé à la ferme pour le dîner de Thanksgiving. |
çiftliknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
iliklenmiş(vêtement) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tu te plains d'avoir froid mais ton manteau n'est même pas bien fermé. |
kararlı, ısrarlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai essayé de convaincre Sonia, mais elle est restée inflexible. |
seçkinci
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sıkıca sarılan, sıkı sıkı sarılanadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le jeune garçon avait une prise ferme sur ma cheville. |
sarsılmaz(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
katıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Battre les blancs d'œufs jusqu'à ce qu'ils deviennent fermes. |
kapalı(enveloppe,…) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Une boîte scellée est arrivée au courrier. |
sağlam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tom s'est assuré que la chaise était stable avant de grimper dessus. |
sağlam/sarsılmaz/sabit(mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
(geri) çekilmiş, çekilen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sağlam, dayanıklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les mineurs ont dû arrêter de creuser le puits lorsqu'ils ont frappé de la roche solide. |
-den etkilenmeyen(figuré : personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tu peux dire ce que tu veux : elle est imperméable aux critiques. |
düzgün(nez) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
en iyi, üstün, seçkin, seçme(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ellen séjourne dans un lieu de villégiature sélect. |
seçkinci (kurum, kuruluş, vb.)
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geçit sağlamak(quartier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Paul a acheté une maison dans un quartier sécurisé |
sabit, değişmeyen, değişmez(fikir, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La croyance inébranlable de Ray dans les fondements de la gauche n'avait jamais faibli. |
dış etkilere kapalı(esprit) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sertadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
sertadjectif (yatak, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce lit a un matelas dur (or: ferme). |
dik başlı, asiadjectif (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
düğmelemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ferme bien ton manteau, il fait froid dehors. |
kapatmak(yolu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
fermuarını çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ferme ta veste ! |
kapamak, kapatmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il commençait à faire froid alors Mike a fermé la fenêtre. |
kapatmakverbe transitif (un compte) (hesap) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai fait fermer mon compte à la banque. |
kapatmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nina a fermé la boutique et est rentrée chez elle. |
kapamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La fermière ferma le portail derrière elle. |
fermuarlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Grace a fermé son sac. |
kapatmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ferme la fenêtre, s'il te plaît. Pencereyi kapat lütfen. |
kapalıverbe transitif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Quand la nuit tomba, elle ferma les rideaux. |
kapanmak(cesser son activité) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Mon restaurant préféré a fermé. |
kapanmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le magasin ferma à vingt-et-une heures. Mağaza akşam saat dokuzda kapandı. |
birleştirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les gens ont fermé le cercle en se tenant les mains. |
kapatmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La compagnie a fermé l'usine pour Noël. |
kapatmak(la lumière, la télévision,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Avant d'aller me coucher, j'éteins la télé. |
kapalı(réglage, alimentation en énergie) (çalışmayan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est normal que tu ne voies rien : la télévision est éteinte ! ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Ocak kapalı mı, bir bakar mısın? |
kapatmakverbe intransitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a fermé boutique et a fait les comptes de la journée. |
sağlamlaştırmak, sağlamlamakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
iliklemekverbe transitif (une chemise, un manteau,...) (ceket, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Adam boutonna sa chemise. |
kapanmakverbe intransitif (Finances : marché) (borsa, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le marché a fermé en hausse aujourd'hui. |
kapatmakverbe transitif (yolu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les ouvriers ont fermé (or: barré) la route. |
iliklemekverbe transitif (un manteau) (düğme) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kapalı(trafiğe, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La route est fermée à la circulation durant sa réparation. |
kapalı(erişime, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'accès aux ressources en ligne est fermé aux non-abonnés. |
kapalı(figuré) (fikre, görüşe) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Antonia est fermée à l'idée. |
sus, sessiz ol
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
kapalı devre televizyon
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kesin, açık, belli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tom était certain de vouloir démissionner et faire autre chose. |
sıkı(kontrol, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le dictateur contrôlait fermement son armée. |
kepenkleri indirmişadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ils vont ouvrir un magasin de vêtements à la place de ce restaurant qui est définitivement fermé. |
kes sesini, kapa çeneni(argo) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Tais-toi ! Tu dis n'importe quoi ! Oh mais tais-toi ! Tu n'as pas ton mot à dire là. |
kapa çeneniinterjection (vulgaire) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) J'en ai assez de tes insultes, ferme ta gueule ! |
kes sesini(très familier) (kaba) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
çiftliknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sert davranma(birisinin iyiliği için ona) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sabit kalmak, değişmeden kalmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il est resté ferme face à la forte opposition. |
kara, kıyınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le matelot était heureux d'être de retour sur la terre ferme. |
çiftlik avlusunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La femme du fermier a passé sa matinée à nettoyer la cour de la ferme. |
Fransızca öğrenelim
Artık fermé'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
fermé ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.