Fransızca içindeki complété ne anlama geliyor?
Fransızca'deki complété kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte complété'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki complété kelimesi tam, eksiksiz, noksansız, tam, tam, tamamen, tam, kepekli, kapsamlı, etraflı, geniş, tam bir, çok yönlü, tam tahıl, tamamen dolu, gelişmiş, kapalı gişe, aşırı, geniş çaplı, kapalı gişe, geniş kapsamlı, geniş kapsamlı, tam teşekküllü, olumsuz yanlarıyla, tam, geniş kapsamlı, kapsamlı, kapsamlı, tam, geniş kapsamlı, kısaltılmamış, çok yönlü, tam, tüm, etraflı, enine boyuna, etraflı, kapsamlı, geniş, bütün, tüm, tepeden tırnağa, tam, genel, tam, tümüyle, bütünüyle, doldurmak, tamamlamak, tümlemek, desteklemek, doldurmak, doldurmak, tamamlamak, tam tahıllı, boş yer, boşluk, binicilik yarışması, esmer pirinç, tam zamanlı çalışma, elde kalmamak, tam zamanlı, kepekli bisküvi, tam ad, tam isim, tam zamanlı olarak, tamamen durma anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
complété kelimesinin anlamı
tamadjectif (Base-ball, Can : compte) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Avec un complet, il a triplé du côté gauche. |
eksiksiz, noksansızadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La collection fut enfin complète après l'acquisition du livre manquant. C'est la trilogie complète. |
tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle attendit une semaine complète avant de dire non. Hayır demeden önce tam bir hafta bekledi. |
tam(yüzde yüz) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La guerre causa la destruction complète (or: totale) de la ville. Savaş yüzünden şehir tam bir yıkıma uğradı. |
tamamen, tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kepekli(pain) (ekmek, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le pain complet a beaucoup plus de goût que le pain banc. |
kapsamlı, etraflı, geniş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'examen de fin de semestre sera complet et abordera tout ce que nous avons étudié. |
tam bir(idiot, crétin,…) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok yönlü(personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) En tant que personne complète, John excelle à l'école aussi bien qu'en sport et en musique. |
tam tahıladjectif (céréales) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'aime beaucoup le pain complet, par contre j'aime beaucoup moins le riz complet. |
tamamen doluadjectif (otel, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'hôtel qui nous plaisait était complet, alors on en a trouvé un autre tout près. |
gelişmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le documentaire aurait pu donner une vision plus complète du sujet. |
kapalı gişe
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aşırıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geniş çaplı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kapalı gişe(concert, spectacle) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geniş kapsamlıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
geniş kapsamlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les parents souhaitent que leurs enfants bénéficient d'une éducation complète. |
tam teşekküllüadjectif (système,...) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
olumsuz yanlarıyla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ce livre est un portrait complet de la vie du chanteur et de sa carrière. |
tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mon nouveau patron est un complet raseur. |
geniş kapsamlıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kapsamlıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jack a fait un contrôle complet du vélo. |
kapsamlıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'école a pour but de donner une éducation complète à ses élèves. |
tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le projet fut un échec complet (or: total), et n'a abouti à rien. |
geniş kapsamlıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un dictionnaire complet, qui comprend des milliers de mots. |
kısaltılmamış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok yönlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Joe est devenu un joueur polyvalent (or: complet) dans l'équipe de basket. |
tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bill croit que Shakespeare est l'auteur d' « Orgueil et préjugés » ? Cet homme est un vrai idiot ! |
tüm
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Helen accordait toute son attention à Rose. |
etraflı, enine boyuna
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
etraflı, kapsamlı, geniş(global) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
bütün, tüm
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tepeden tırnağa(figuré, familier) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Charles ne pourrait jamais vivre à l'étranger : c'est un Anglais pur jus. |
tam
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle était tellement énervée qu'elle a piqué une colère extrême au milieu du magasin. |
geneladjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les habitants de la ville ont exprimé une désapprobation totale des aliments génétiquement modifiés. |
tam(toutes les parties) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons le squelette entier (or: complet) du dinosaure. |
tümüyle, bütünüyleadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'était le bazar total (or: complet) à cause de la grève des transports. |
doldurmakverbe transitif (formulaire) (form, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Veuillez d'abord remplir (or: compléter) le formulaire. İlk önce lütfen formu doldurun. |
tamamlamak, tümlemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le décor complète à merveille l'architecture du bâtiment. |
desteklemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tamsin s'est trouvé un deuxième emploi pour compléter son revenu. |
doldurmakverbe transitif (un formulaire, un champ) (form, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si vous ne remplissez pas toutes les questions du formulaire, l'inspecteur sera suspicieux. |
doldurmakverbe transitif (un formulaire) (form, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vais remplir un dossier de candidature pour ce travail. |
tamamlamakverbe transitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le travail bénévole qu'a fait Dave l'été dernier a vraiment parachevé son CV. |
tam tahıllılocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
boş yer, boşluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a encore de la place dans ce cours si vous voulez vous y inscrire. |
binicilik yarışması(sport) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
esmer pirinçnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tam zamanlı çalışma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Maintenant que je suis passé d'un mi-temps à un temps plein, je suis couvert par la mutuelle de l'entreprise. |
elde kalmamak(mal, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'est toujours énervant d'arriver à la billetterie et qu'on vous dise que tout a été vendu. |
tam zamanlılocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ils pensent que réduire la semaine de travail à temps plein à 36 heures augmentera l'emploi. |
kepekli bisküvinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tam ad, tam isimnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les cultures hispanique utilisent le nom de famille de la mère dans le nom complet de l'enfant. |
tam zamanlı olaraklocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je travaille maintenant à temps complet à la boulangerie du coin. |
tamamen durmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La police vous verbalisera si vous n'effectuez pas un arrêt complet au stop. |
Fransızca öğrenelim
Artık complété'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
complété ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.