İspanyolca içindeki carga ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki carga kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte carga'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki carga kelimesi yük, ağırlık, ağırlık, külfet, yük, sıkıntı, yük, şarj, elektrik yükü, patlayıcı yükü, patlama yükü, taarruz, sorumluluk, mesuliyet, yük, yük, kargo, yük, kargo, yük, yükleme, güç, enerji, yük, engel, yük, yük, kazan, baskı, yük, dolusu, ağırlık, silah doldurma, zorlayan şey, şarj, yük, kargo, ücretle taşınan mal, bir kişinin geçmişi, istenmeyen zahmet, yük, yük, yük alma, çekiş, kamyon dolusu, (füzenin taşıdığı) patlayıcı parça, şarj etmek, yüklemek, hücum etmek, doldurmak, taşımak, şarj etmek, yüklemek, sinir etmek, yüklemek, doldurmak, yüklemek, yüklemek, ara belleğe almak, doldurmak, yükleme yapmak, doldurmak, yüklenmek, taşımak, içeri almak, fora etmek, doldurmak, sırtında taşımak, yüklemek, taşımak, yüklemek, yığmak, alay etmek, dalga geçmek, takmak, eklemek, taşımak, götürmek, sıkıntı vermek, sıkmak, doldurmak, dalga geçmek, yükünü boşaltmak, kargo uçağı, yük uçağı, hava nakliyesi, yük hayvanı, kanıtlama zorunluluğu, ispat zorunluluğu, virüs yükü, ispat etme görevi/sorumluluğu, sorumluluk, mesuliyet, kanıt gösterme zorunluluğu, çok çalışkan/eşek gibi çalışan kimse anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
carga kelimesinin anlamı
yük, ağırlıknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El burro puede llevar una carga pesada. Eşek, ağır yük taşıyabilen bir hayvandır. |
ağırlıknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga de su pesada mochila era excesiva para sus rodillas. |
külfet, yüknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las cuotas de los dos coches son una carga para los recursos de la familia. |
sıkıntınombre femenino (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tiene demasiadas cargas emocionales para poder relajarse. Duygusal yönden o kadar çok sıkıntısı vardı ki, dinlenmekte zorlanıyordu. |
yüknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Esto es una carga muy pesada para un coche tan pequeño. |
şarj
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga de mi teléfono móvil se ha agotado. |
elektrik yükünombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En lugar de balas, una pistola eléctrica dispara una carga de 50 000 voltios. Cuando Steve tocó la toma de corriente, la carga súbita lo hizo saltar. |
patlayıcı yükü, patlama yükünombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La policía cree que el terrorista detonó la carga que llevaba. |
taarruz(asalto militar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El ataque de Pickett fue un episodio bélico importante de la Guerra de Secesión. |
sorumluluk, mesuliyetnombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La responsabilidad de mantener a la familia recae en él. |
yüknombre femenino (transporte) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ella llevó la carga pesada colina arriba. Üzerimdeki ağırlık bir türlü kalkmak bilmiyor. |
yük, kargo
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga del barco se inspeccionará cuando este atraque en un país extranjero. |
yük, kargonombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El barco llevaba una carga de componentes electrónicos. |
yük
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No traigas tanto equipaje; será una carga cuando viajes en tren. |
yüklemenombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güç, enerji(de una batería) (pil, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A esta batería todavía le queda carga. ⓘEsta oración no es una traducción de la original. Pilin güç seviyesini kontrol etseniz iyi olur. |
yüknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El camionero recogió una carga en el muelle. |
engel
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La educación de Frank fue una carga cuando trató de encontrar trabajo porque estaba sobrecalificado. |
yük(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La deuda del hombre se había convertido en una gran carga en su vida. |
yüknombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kazan(ropa para lavar) (çamaşır - ölçü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Él sacó la ropa de la lavadora, tendió la ropa y puso otra carga. |
baskı(mekanik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga del perno fue la causa de la falla mecánica. |
yüknombre femenino (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuidar a sus ancianos padres era una pesada carga sobre sus hombros. |
dolusunombre femenino (ölçü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Estimo que aquí hay tierra como para 50 cargas de camión. |
ağırlık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las columnas del edificio soportan la carga de los pisos superiores. |
silah doldurmanombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El muchacho le preparó la siguiente carga al soldado. |
zorlayan şeynombre femenino (kaynakları, sabrı, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los gastos de correo son una carga para nuestros medios. |
şarj(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La batería estaba sin carga así que la linterna dejó de funcionar. |
yük, kargo, ücretle taşınan mal
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El barco llevaba cargamentos por el Atlántico. |
bir kişinin geçmişi(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Por qué siempre elijo novios con tanto bagaje emocional? |
istenmeyen zahmet, yük
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su estancia de una semana fue una imposición. |
yük(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los empleados se encontraron bajo el yugo de un jefe latiguero. |
yük alma(kamyon) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tengo una recogida en la fábrica a primera hora de la mañana. |
çekiş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El arrastre llevó una hora, y Adam acabó exhausto. |
kamyon dolusu
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Llevaban un camión lleno de mercancías. |
(füzenin taşıdığı) patlayıcı parça
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga explosiva de estas bombas puede destruir ciudades enteras. |
şarj etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Necesito cargar mi móvil. |
yüklemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cargaron el camión aun con más peso. |
hücum etmekverbo intransitivo (atacar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El toro cargaba una y otra vez. |
doldurmakverbo transitivo (silah, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los soldados cargaron el cañón y lo volvieron a disparar. |
taşımak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Johnny cargó las bolsas de su anciano vecino escaleras arriba. |
şarj etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Es tan molesto tener que cargar el taladro inalámbrico cada veinte minutos si quiero que funcione bien. |
yüklemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cargamos el coche y partimos hacia la playa. |
sinir etmekverbo transitivo (ES, coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El sonido del reloj está empezando a cargarme. |
yüklemekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tuve que ayudar a cargar el equipaje para salir de camping. |
doldurmak, yüklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los hombres cargaron el camión y se fueron. |
yüklemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ellos cargaron los productos en el camión de reparto. |
ara belleğe almakverbo transitivo (Informática) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Estoy intentando ver un vídeo, pero el ordenador sigue cargándolo. |
doldurmak(bir şeyle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cargamos la carretilla con ladrillos. |
yükleme yapmakverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los camiones deben arrimarse al muelle para cargar. |
doldurmakverbo transitivo (arma de fuego) (ateşli bir silahı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El soldado dejó de disparar para poder cargar el arma. Asker, silahını doldurmak için ateş etmeyi kesti. |
yüklenmekverbo intransitivo (web sayfası) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
taşımak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El asno tuvo que llevar la carga hasta el campamento. |
içeri almak, fora etmek(kürek, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los remeros cargaron sus remos al acercarse a la orilla. |
doldurmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las lluvias de primavera cargaron de frutos los árboles. |
sırtında taşımakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El trabajador cargó la caja en la parte de atrás del camión. |
yüklemekverbo transitivo (web sayfası) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Me salta un mensaje de error cuando trato de cargar la página. |
taşımak(bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Podrías llevar esta mesa de la cocina al comedor? |
yüklemek(kontör, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tengo que recargar mi teléfono porque me estoy quedando sin crédito. |
yığmak(iş, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
alay etmek, dalga geçmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los compañeros de Patricia se enteraron de que le gustaba Henry y lo burlan sin clemencia. |
takmak(film) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ella embobinó la película a través de la cámara. |
eklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Me lo puedes agregar a mi cuenta? |
taşımak(yük, ağırlık, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los pilares y no los muros soportan todo el peso. |
götürmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Lleva los ordenadores viejos al almacén. |
sıkıntı vermek, sıkmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Por favor no me agobies con todos tus problemas. |
doldurmak(arabaya) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Necesito meter las maletas al coche antes de irnos. |
dalga geçmek(coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Por qué estás tan enojado? Solo te estábamos tomando el pelo. |
yükünü boşaltmak(un vehículo) (taşıt, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Alguien está disponible para ayudarme a descargar la camioneta? |
kargo uçağı, yük uçağı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La torre de control limpió el carguero para el despegue. |
hava nakliyesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La compañía envió los artículos por transporte aéreo. |
yük hayvanınombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los bueyes son magníficas bestias de carga, por su fuerza y resistencia. |
kanıtlama zorunluluğu, ispat zorunluluğu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Según las leyes de este país, la carga de la prueba recae en la parte acusadora. |
virüs yükü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ispat etme görevi/sorumluluğu(legal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carga de la prueba contra el acusado recae en el estado. |
sorumluluk, mesuliyet(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) John le pasó el paquete de responsabilidades a su editor asistente. |
kanıt gösterme zorunluluğu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çok çalışkan/eşek gibi çalışan kimse(figurado) (resmi olmayan dil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İspanyolca öğrenelim
Artık carga'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
carga ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.