İspanyolca içindeki caja ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki caja kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte caja'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki caja kelimesi kutu, kutu dolusu, vuran oyuncu kulübesi, tabut, kutu, kafesli sandık/kutu, kasa, ödeme yeri, trampet, yumurta kartonu, kutu dolusu, kutu, karton kutu, çatal bıçak takımlarının konduğu kutu, çatal bıçak kutusu, boşluk, kutu, koli, trampet, kasa, ön kısım, plak kabı, karton, mahfaza, zarf, küçük paket, sandık, eşya kutusu, kap, karton, büyük kasa, kutuya koymak, vites kutusu, televizyon, küçük, ufak, kum havuzu, kum havuzu, iletilen/aktarılan şey, direnç, zula, merdiven boşluğu, vites kutusu, şanzıman kutusu, şanzıman, kibrit kutusu, kasa, alet çantası, göğüs kafesi, kaburga, televizyon, (elektrik) sigorta kutusu, göğüs kafesi, ayakkabı kutusu, banka çeki, bir kutu çikolata, kasa, yazar kasa, petri kabı, küçük kasa fonu, kutu set, alet edevat, takma diş, yazar kasa, kasa, kasa dairesi, tasarruf/birikim, televizyon, boya paleti, hesabı ödemek, (çelik) kasa, çay kutusu, tepsi, kasa, yazar kasa anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
caja kelimesinin anlamı
kutu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Duane abrió la caja con un cuchillo. Kutuyu bıçakla açtı. |
kutu dolusunombre femenino (contenido) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se comió la caja entera de bombones. |
vuran oyuncu kulübesinombre femenino (béisbol) (beysbol) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Casey se situó en la caja del bateador. |
tabut
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Muchos soldados desafortunados regresaron a casa en un ataúd. |
kutu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mis nuevos pendientes venían en una caja hermosa. Yeni küpelerim çok güzel bir kutunun içinde geldi. |
kafesli sandık/kutu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Earl compró una caja de naranjas en el mercado. |
kasa, ödeme yerinombre femenino (mercado) (mağaza, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Creo que dejé mi billetera en la caja. |
trampet(ES) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tim tocó un redoble en la caja. |
yumurta kartonu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sobre el mostrador había una caja de huevos y una botella de leche. |
kutu dolusu, kutunombre femenino (recipiente y su contenido) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¡El vino está tan bueno que me podría tomar toda la caja! |
karton kutu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La compañía manda sus bienes al otro lado del océano en cajas resistentes. |
çatal bıçak takımlarının konduğu kutu, çatal bıçak kutusu(cubiertos) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Guardo mi mejor cubertería de plata en su caja original. |
boşluk(escalera, ascensor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Han construido la caja en el medio del edificio, sirve para las escaleras y para un ascensor. |
kutunombre femenino (de cerillas) (kibrit, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Tienes una caja de cerillas que me puedas prestar para encender las velas? |
kolinombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Déjame ver si los juguetes están en esta caja. |
trampet(tambor) (çalgı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El batería compró una nueva caja. |
kasa
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No puedes comprar una sola botella de vino aquí: solo las vendemos en caja. |
ön kısım(telli çalgı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La caja de la guitarra tiene incrustaciones de nácar. |
plak kabı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando el disco terminó, Tim lo sacó del equipo y lo volvió a poner en la caja. |
karton
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Arthur tomaba un cartón de leche con su almuerzo. |
mahfaza, zarf
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ben abrió el armazón del ordenador para ver que estaba pasando dentro. |
küçük paket(paquete pequeño) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Había un paquete para ti en el buzón esta mañana. |
sandık, eşya kutusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ellen encontró cosas que creyó que había perdido cuando revisó los contenedores en el ático. |
kap
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Una vez que la torta se enfrió, Peter la puso en una lata para guardarla. |
karton(miktar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay como un cartón de leche en la sartén. |
büyük kasa(bilgisayar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kutuya koymak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Empaqueté el regalo de mi abuela y se lo envié. |
vites kutusulocución nominal femenina (automóvil) (otomobil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
televizyon(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No hay nada bueno esta noche en la caja tonta. |
küçük, ufak
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El viajero de negocios se cansó de su diminuto cuarto de hotel y pidió una suite. |
kum havuzu(çocuklar için) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dos niños pequeños jugaban en el arenero mientras sus madres los observaban. |
kum havuzu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los niños jugaban en el arenero mientras sus madres bebían café. |
iletilen/aktarılan şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los expertos en sanidad han advertido al público que se preste especial atención a la higiene para evitar la transmisión del virus. |
direnç(electricidad) (elektrik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
zulalocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay una caja fuerte con dinero enterrada en algún lugar de este patio. |
merdiven boşluğu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En nuestro edificio puedes mirar desde la caja de la escalera hacia arriba. |
vites kutusu, şanzıman kutusu, şanzıman(automóvil) (otomobil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) No sé nada de autos. Ni siquiera puedo identificar la caja de cambios cuando abro el cofre. |
kibrit kutusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Puedes encontrar una caja de cerillas junto a la estufa. |
kasa
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
alet çantası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
göğüs kafesi, kaburga
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El boxeador perdió el aliento cuando lo golpearon en la caja torácica. |
televizyon(coloquial) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Es el mejor programa de la caja boba. |
(elektrik) sigorta kutusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hubo un corte de luz y no sé dónde está la caja de fusibles. |
göğüs kafesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los exámenes revelaron que Jaime tiene una fractura por estrés en la caja torácica. |
ayakkabı kutusunombre femenino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando compro calzado nuevo siempre me quedo con la caja de zapatos para guardar cosas. |
banka çekinombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sólo aceptamos cheques de caja y no cheques personales. |
bir kutu çikolata
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Me encanta recibir cajas de bombones para mi cumpleaños y para el día de San Valentín. |
kasa, yazar kasalocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las nuevas cajas registradoras computarizadas no hacen el sonido que hacían las anteriores. |
petri kabılocución nominal femenina (MX, Ciencias) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los científicos hacen crecer bacterias en cajas de Petri para su uso en experimentos. |
küçük kasa fonu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tenemos el efectivo para gastos menores en una caja de metal pequeña con cerradura. |
kutu set
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¡Acabo de comprar una caja recopilatoria de la serie Star Trek Voager en DVD por $200! |
alet edevat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carpintera sacó su juego de herramientas y empezó a trabajar. |
takma diş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Anne perdió muchos dientes en el accidente y ahora usa dentadura postiza. |
yazar kasalocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El cajero sacó el cambio de la caja registradora. Kasiyer paramın üstünü yazar kasadan çıkardı. |
kasa, kasa dairesi(banco) (banka) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El director del banco abrió la cámara acorazada. |
tasarruf/birikimlocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los grandes bancos han comprado todas las cajas de ahorro locales. |
televizyon(coloquial) (alet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La caja boba está en la esquina de la habitación. |
boya paleti(resim) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El artista llevaba su caja de pinturas al estudio. |
hesabı ödemeklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Puedes pagar tú? Luego cuadraremos la caja. |
(çelik) kasalocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El empresario guardaba su dinero en la caja fuerte. İşadamı parasını kasada sakladı. |
çay kutusu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Greta trajo la caja de té y la tetera para hacernos un té. |
tepsi(imprenta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El tipógrafo encontró la caja de tipos que necesitaba. |
kasa, yazar kasalocución nominal femenina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El vendedor puso el dinero en la caja registradora. |
İspanyolca öğrenelim
Artık caja'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
caja ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.