İngilizce içindeki slice ne anlama geliyor?
İngilizce'deki slice kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte slice'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki slice kelimesi (ekmek, kek, vb.) dilim, dilim, dilimlemek, dilmek, (dilim) kesmek, bıçakla kesmek, hisse, pay, falsolu atış, falsolu atış yapmak, zahmetsizce kesmek, yararak ilerlemek, falsolu vurmak, hayattan bir kesit, yaşamdan bir kesit, yaşam kesiti, hayat kesiti anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
slice kelimesinin anlamı
(ekmek, kek, vb.) dilimnoun (thin portion) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jack took the loaf and cut himself two slices. |
dilimnoun (cake: cut portion) (kek, pasta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ann helped herself to another slice of cake. |
dilimlemek, dilmek, (dilim) kesmektransitive verb (cut into slices) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bıçakla kesmek(cut into with a knife) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Maggie sliced into the cake. |
hisse, paynoun (figurative (portion of [sth]) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
falsolu atışnoun (tennis, golf: curved shot) (tenis, golf) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The golfer hit a slice and watched the ball curve to the left. |
falsolu atış yapmakintransitive verb (tennis, golf: hit curved shot) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The golfer sliced the ball and it landed way too far to the right of the green. |
zahmetsizce kesmek(cut effortlessly) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ned sliced through the packaging. |
yararak ilerlemek(figurative (move through like a knife) (gemi, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The ship sliced through the water. |
falsolu vurmaktransitive verb (tennis or golf shot: hit curved) (topa) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The golfer sliced the ball. |
hayattan bir kesit, yaşamdan bir kesit, yaşam kesiti, hayat kesitinoun (accurate depiction of reality) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The film is a slice of life from the 1950s. |
İngilizce öğrenelim
Artık slice'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
slice ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.