Fransızca içindeki tolérant ne anlama geliyor?
Fransızca'deki tolérant kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tolérant'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki tolérant kelimesi hoşgörülü, müsamahakâr, hoşgörülü, müsamahakâr, toleranslı, müsamahalı, (kural, vb.) toleranslı, açık fikirli, hoşgörülü, açık fikirli, hür fikirli, serbest düşünceli, liberal, izin vermek, müsaade etmek, katlanmak, izin vermek, müsaade etmek, katlanmak, çekmek, dayanmak, tahammül etmek, katlanmak, izin vermek, katlanmak, tahammül etmek, çekmek, dayanmak, izin verilmek, müsaade edilmek, tahammül etmek, tahammül etmek, çekmek, hoşgörülü olmak, (duygusal açıdan) yumuşamak, -e karşı sabırlı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
tolérant kelimesinin anlamı
hoşgörülü, müsamahakâradjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
hoşgörülü, müsamahakâr, toleranslı, müsamahalıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les gens d'ici ne semblaient pas très tolérants. Je n'y retournerai pas. |
(kural, vb.) toleranslı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les standards libéraux d'ici permettent une tenue vestimentaire détendue. |
açık fikirli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je suis ouvert d'esprit sur la nourriture et cela ne me dérange pas d'essayer des plats nouveaux. // Bien qu'ayant des vues généralement conservatrices, elle était très ouverte d'esprit sur les questions des femmes. |
hoşgörülüadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est une communauté accueillante et ouverte. |
açık fikirli, hür fikirli, serbest düşünceli, liberal(personne, attitude : tolérant) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Adopte une approche libérale (or: progressiste) des suggestions des membres ou il va y avoir des problèmes. |
izin vermek, müsaade etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'école ne permettra pas aux filles de porter des mini jupes. |
katlanmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'établissement tolère l'usage de cigarettes électroniques dans son enceinte. |
izin vermek, müsaade etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je crains que nous ne puissions pas tolérer autant d'absences en un mois. |
katlanmak, çekmek(littéraire) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne souffrirai de tels agissements ! |
dayanmak, tahammül etmek, katlanmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne tolérerai plus une seule des remarques racistes de Richard. |
izin vermekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il ne tolère pas ce genre d'attitude en sa présence. |
katlanmak, tahammül etmek, çekmek, dayanmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je refuse de supporter tes pleurnicheries plus longtemps. Va au lit tout de suite ! |
izin verilmek, müsaade edilmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il est permis (or: Il est autorisé) de fumer, mais seulement sur le balcon. Sadece balkonda sigara içilmesine müsaade edilmektedir (or: izin verilmektedir). |
tahammül etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Maggie ne supporte pas les gens qui sont malpolis. |
tahammül etmek, çekmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
hoşgörülü olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(duygusal açıdan) yumuşamakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle était en colère ce matin mais ce matin, elle s'est adoucie. |
-e karşı sabırlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
Fransızca öğrenelim
Artık tolérant'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
tolérant ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.