Fransızca içindeki école ne anlama geliyor?
Fransızca'deki école kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte école'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki école kelimesi okul, mektep, örgün eğitim, ekol, okul öğrencileri, okul binası, üniversite, okul, meslek okulu, mesleki kuruluş, askeri akademi, askeri okul, ilkokul, ilköğretim okulu, Pazar okulu, kiralanmış, tutulmuş, asmak, okulda, okul sonrası, anaokulu, ilkokul öğrencisi, (erkek) başöğretmen, anaokulu, erkek öğretmen, erkek hoca, öğretmen, hoca, meslek okulu, mimarlık fakültesi, mühendislik fakültesi, ilkokul, ilköğretim okulu, gelenek, özel ilkokul, özel ilkokul, özel okul/kolej, yuva, ilkokul, ilköğretim okulu, devlet okulu, mesleki okul, meslek okulu, sözleşmeli devlet okulu, ilkokul, özel ortaokul/lise, karma okul, karma eğitim veren okul, okula gitmek, okulu asmak, okulu kırmak, dersi asmak, okulu/dersi asmak, okulu asmak, gelenekçi, sürücü, özel okul müdürü, özel okul öğrencisi, ilkokul, yüksek okul, ortaokul, tipik, karakteristik, özel okulda, okulu asmak, ilkokul, örgün eğitim vermek, okulu kırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
école kelimesinin anlamı
okul, mektepnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tous les enfants doivent aller à l'école. Herkes çocukken okula gitmelidir. |
örgün eğitimnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En France, l'école est obligatoire dès l'âge de six ans. |
ekolnom féminin (mouvement artistique) (düşünce, sanat vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'École florentine a été créée par Giotto. En tant que philosophe, elle appartient à l'école du platonisme. |
okul öğrencilerinom féminin (ensemble des élèves) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Toute l'école a été très choquée quand le proviseur a été renvoyé. |
okul binası(bâtiment) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette école a été construite en 1956. |
üniversite
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
okul, meslek okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a étudié dans une école culinaire après le lycée. |
mesleki kuruluşnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'école des scientifiques lui a accordé une récompense. |
askeri akademi, askeri okulnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle a envoyé son fils dans une école militaire. |
ilkokul, ilköğretim okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle va à l'école primaire du quartier Mahalle ilkokuluna gidiyor. |
Pazar okulu(Catholicisme, équivalent, France) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants lisaient les histoires de la Bible ensemble au catéchisme. |
kiralanmış, tutulmuş(avion, bateau, camion) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
asmak(familier) (dersi, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
okuldaadverbe (plutôt pour les plus jeunes) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Sarah n'est pas ici tout de suite : elle est à l'école. |
okul sonrası
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le professeur a fait rester Kyle après les cours pour qu'il finisse ses devoirs. |
anaokulunom féminin (Scolaire, 2-6 ans) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kate a mis sa fille à l'école maternelle à l'âge de 5 ans. |
ilkokul öğrencisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Harry n'est encore qu'un écolier, il n'a pas encore appris ça. |
(erkek) başöğretmen(école primaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le directeur a consenti à donner les cours du samedi. |
anaokulu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants commençaient l'école maternelle à 3 ans. |
erkek öğretmen, erkek hoca(école primaire, un peu vieilli) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
öğretmen, hoca(école primaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
meslek okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai passé un concours pour essayer d'intégrer une prestigieuse école de commerce. |
mimarlık fakültesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Howard est diplômé d'une école d'architecture. |
mühendislik fakültesinom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Irene étudie à l'école d'ingénieur. |
ilkokul, ilköğretim okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Karen commence l'école primaire l'année prochaine. |
geleneknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Davies fait partie de la vieille école des commentateurs sportifs. |
özel ilkokulnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est allé dans une école primaire privée qui coûtait cher. |
özel ilkokulnom féminin (İngiltere) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'école primaire privée accueille environ 150 garçons. |
özel okul/kolejnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Est-ce que tu es allée à l'école publique ou à l'école privée ? |
yuvanom féminin (France, 3-6 ans) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma fille de trois ans va à l'école maternelle comme je dois travailler. |
ilkokul, ilköğretim okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a une très bonne école primaire dans le quartier où nous allons nous installer. |
devlet okulunom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Leur fils va à l'école publique. |
mesleki okul, meslek okulu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Certains s'inscrivent dans un établissement d'enseignement professionnel pour apprendre une diversité de métiers. |
sözleşmeli devlet okulunom féminin (France, équivalent) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Beaucoup d'écoles privées sous contrat ont un meilleur programme que les écoles publiques. |
ilkokulnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Normalement, les enfants commencent l'école primaire à cinq ou six ans. Ma femme enseignait dans une école primaire. |
özel ortaokul/lise(İngiltere'de) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karma okul, karma eğitim veren okulnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
okula gitmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous allons à l'école du lundi au vendredi. |
okulu asmak, okulu kırmaklocution verbale (un peu vieilli, pour écoliers) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dersi asmak(familier : pour collégiens, lycéens) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne suis pas allé en cours aujourd'hui : j'ai séché. |
okulu/dersi asmak(familier : pour collégiens, lycéens) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Magda a des ennuis pour avoir encore séché les cours. |
okulu asmak(familier : pour collégiens, lycéens) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gelenekçilocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il enseigne la méthode de boxe de la vieille école. |
sürücü(cours,...) (okul, vb.) Les cours de conduite coûtent de plus en plus cher dans ma ville. |
özel okul müdürü(école primaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils ont retiré leurs enfants de l'école à la suite du scandale impliquant le directeur. |
özel okul öğrencisinom masculin et féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ilkokul(France) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle a appris à jouer de la trompette quand elle était encore à l'école primaire. |
yüksek okul
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je suis allé dans une école professionnelle pour passer mon bac. |
ortaokulnom féminin (Éducation britannique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tipik, karakteristik(exemple) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Irena est une grande joueuse de tennis ; son service est toujours parfait. |
özel okuldalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les filles ont été éduquées dans une école privée (or: dans l'enseignement privé) en Suisse. |
okulu asmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les parents des élèves qui sèchent les cours devraient recevoir des amendes. |
ilkokulnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Combien d'écoles primaires ont échoué à tenir les engagements fixés par le gouvernement ? |
örgün eğitim vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
okulu kırmak(familier : pour collégiens, lycéens) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Charlene a eu une retenue pour avoir séché les cours vendredi après-midi. |
Fransızca öğrenelim
Artık école'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
école ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.