Fransızca içindeki détourné ne anlama geliyor?
Fransızca'deki détourné kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte détourné'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki détourné kelimesi kaçırmak, gaspetmek, çalmak, üstüne oturmak, başka yöne çekmek, yönünü değiştirmek, dikkatini dağıtmak, zimmetine geçirmek, irtikap etmek, kötüye kullanmak, hortumlamak, başka yöne çevirmek, önüne geçmek, meydan vermemek, önlemek, yolunu kesmek, zimmetine geçirmek, zimmetine geçirmek, aşırmak, yürütmek, dikkatini dağıtmak, suistimal etmek, kötüye kullanmak, yönlendirmek, (plan, vb.) sinsi, sinsice, hileli, dolaylı, dolaylı, dolambaçlı, dolaylı, dolambaçlı, dolaylı, vasıtalı, gözlerini kaçırmak, gözlerini kaçırmak, reddetmek, dikkati başka yöne çekmek, bakışlarını çevirmek, dikkatini dağıtmak, yüz çevirmek, dikkati dağıtmak, işinden alıkoymak, dikkatini dağıtmak, dikkatini başka yöne çekmek, dikkatini dağıtmak, dikkatini dağıtmak, bağımlılıktan/tiryakilikten kurtarmak, bir yana, bir tarafa, çevirmek, yönlendirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
détourné kelimesinin anlamı
kaçırmakverbe transitif (un avion,...) (uçak, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le terroriste a détourné l'avion. |
gaspetmek, çalmakverbe transitif (de la marchandise) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gerald a détourné une cargaison d'or du train qui la transportait. |
üstüne oturmakverbe transitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
başka yöne çekmekverbe transitif (la conversation,...) (konuşmayı, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Kate n'a pas été invitée parce qu'elle détourne toujours la conversation et parle toujours d'elle-même. |
yönünü değiştirmek(une route, le trafic) (trafik, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La police a dévié la circulation le temps de remettre la route en état suite à l'accident. |
dikkatini dağıtmak(pensée) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gerald essayait de son concentrer sur son travail, mais ses problèmes financiers le distrayaient. |
zimmetine geçirmek, irtikap etmek(de l'argent) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kötüye kullanmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
hortumlamakverbe transitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pour éviter de payer des impôts, l'homme d'affaires a commencé à détourner de l'argent vers ses nombreux comptes bancaires aux Bahamas. |
başka yöne çevirmekverbe transitif (le regard) (bakışları) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai détourné le regard quand j'ai vu qu'elle était nue. |
önüne geçmek, meydan vermemek, önlemekverbe transitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'homme politique intelligent a détourné les questions difficiles de l'intervieweur. |
yolunu kesmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il tenta de détourner le taureau de sa trajectoire en fermant les portes. |
zimmetine geçirmekverbe transitif (figuré) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le garçon a détourné la petite monnaie de son père pour s'acheter des cartes de base-ball. |
zimmetine geçirmekverbe transitif (de l'argent) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le trésorier détournait les fonds du club pour son usage personnel. |
aşırmak, yürütmekverbe transitif (de l'argent) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dikkatini dağıtmak(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'odeur des brownies tout juste sortis du four a distrait Robert et il a oublié ce dont il parlait. |
suistimal etmek, kötüye kullanmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yönlendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Patrick a rapidement dirigé la conversation vers son sujet préféré. |
(plan, vb.) sinsi, sinsice, hileli(moyen) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les méthodes détournées de Karen en affaires lui ont créé des problèmes sur le plan légal. |
dolaylıadjectif (chemin) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le groupe a emprunté un chemin détourné pour arriver à destination. |
dolaylı, dolambaçlı(route) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
dolaylı, dolambaçlıadjectif (chemin) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons pris un chemin détourné (or: une route indirect) pour venir jusqu'ici. |
dolaylı, vasıtalıadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jason a pris un chemin indirect (or: détourné) pour l'école afin d'éviter les brutes en y allant. |
gözlerini kaçırmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gözlerini kaçırmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les témoins ont dû détourner le regard de cette vision atroce. |
reddetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ne te détourne pas de mon amour. Vous devez vous détourner d'une vie de délit si vous ne voulez pas retourner en prison. |
dikkati başka yöne çekmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les magiciens doivent savoir quand détourner l'attention de ce qu'ils font. L'emballage tape-à-l'œil est juste une tentative pour détourner l'attention du produit de mauvaise qualité dedans. |
bakışlarını çevirmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le petit garçon savait qu'il avait fait une bêtise : quand l'instituteur l'a regardé, il a détourné le regard. J'ai dû détourner les yeux pendant presque toute la durée de ce film d'horreur ! |
dikkatini dağıtmaklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Arrête de détourner notre attention de ce qui est vraiment important. |
yüz çevirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dikkati dağıtmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
işinden alıkoymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Arrête de me détourner de mon travail ! |
dikkatini dağıtmak, dikkatini başka yöne çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La télé dans le coin du restaurant n'arrête pas de détourner mon attention. |
dikkatini dağıtmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dikkatini dağıtmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
bağımlılıktan/tiryakilikten kurtarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sarah détourna son mari de la drogue et le guida vers un régime alimentaire sain. |
bir yana, bir tarafalocution verbale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Quand elle se mit à pleurer, il détourna le regard. Ağlamaya başlayınca yüzünü başka bir yana çevirdi. |
çevirmek, yönlendirmek(başka yöne) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
Fransızca öğrenelim
Artık détourné'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
détourné ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.