Fransızca içindeki descendre ne anlama geliyor?
Fransızca'deki descendre kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte descendre'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki descendre kelimesi aşağı indirmek, -den indirmek, düşmek, aşağı inmek, inmek, inmek, aşağı doğru yürümek, inmek, inmek, şiddetle eleştirmek, yuvarlamak, devirmek, iniş almak, -den aşağı inmek, vurmak, vurup öldürmek, güneye, şiddetle eleştirmek, inmek, soyundan gelmek, meyilli olmak, mideye indirmek, düşürmek, eleştirmek, birer birer vurmak, eleştirmek, aşağı inmek, büyük yudumlarla içmek, alay etmek, dalga geçmek, canını almak, öldürmek, gebertmek, işini bitirmek, silahla vurmak, mideye indirmek, acımasızca eleştirmek, vurup öldürmek, gebertmek, sarkmak, kafaya dikmek, aşağıya doğru, aşağı doğru, öldürmek, aşağı doğru, kaymak, kayar gibi gitmek, çekilmek, aşağıya doğru, kafasına dikmek, sertçe eleştirmek, eleştirmek, batmak, aşırı tüketmek, azarlamak, öldürmek, kana kana içmek, doğrudan, yutmak, sertçe eleştirmek, pike yapmak, aşağı katta, alt katta, alt kata, kıyıya, karaya, alkollü içkiden sonra alınan içecek, hızlı akan nehirde kano kullanmak, eleştirmek, (kuş) birdenbire inmek/avının üstüne çullanmak, (iple) aşağıya inmek, attan inmek, pedal çevirmeden gitmek, kiralık katil tarafından öldürülmek, tutunarak inmek, azarlamak, paylamak, -den inmek, giriş yapmak, inmek, içecekle birlikte yemek, yokuş aşağı sürmek, kızakla yolculuk etmek, kızağa binmek, kızakla gitmek, kıvrılarak gitmek, helezon çizerek gitmek, sarmal hareket etmek, bisikletten inmek, tekneyle/sandalla gitmek, kaya inişi yapmak, kızakla kaymak, -den evrilmek, -den iple aşağı inmek, sertçe eleştirmek, -den inmek, sarkıtmak, sözlü saldırı/taciz, inmek, kötülemek, yerin dibine geçirmek, aşağı doğru, aşağıya, snowplough dönüşü yapmak, -e inmek, sertçe eleştirmek, soyundan gelmek, aşağı doğru inmek, -den inmek, indirip yükseltmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
descendre kelimesinin anlamı
aşağı indirmek, -den indirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a descendu le carton de l'étagère. Kutuyu raftan indirdi. |
düşmek(température) (sıcaklık) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La température va tomber (or: chuter) au-dessous de zéro demain. |
aşağı inmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La neige a commencé à tomber et nous avons décidé que nous ferions mieux de descendre. |
inmekverbe intransitif (arabadan) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Conducteur de bus au jeune garçon : "Et voilà, c'est ton arrêt, descends maintenant." |
inmekverbe intransitif (araçtan, attan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le conducteur du camion est descendu de sa cabine pour inspecter les pneus. |
aşağı doğru yürümekverbe transitif (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Descendez le boulevard sur 200 mètres et bifurquez à droite. |
inmekverbe intransitif (arabadan, trenden, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les passagers qui descendent à la prochaine station doivent se déplacer à l'avant du wagon. Lady Audrey descendit de la voiture. |
inmekverbe intransitif (d'un train, bus, métro) (durakta, istasyonda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Prenez le métro et descendez à Union Station. |
şiddetle eleştirmekverbe transitif (figuré : critiquer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hector a ensuite descendu la présentation pendant près d'une heure. |
yuvarlamak, devirmekverbe transitif (familier : une boisson) (içki) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a descendu trois pastis d'affilée. |
iniş almakverbe intransitif (yol) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La route descend vers la vallée. |
-den aşağı inmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai commencé à descendre la colline et j'ai découvert que je n'avais pas de freins. |
vurmak, vurup öldürmek(familier : tuer) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le tireur a descendu sa victime à bout portant. |
güneyeverbe intransitif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cette année, on descend vers l'Italie pour les vacances. |
şiddetle eleştirmekverbe transitif (figuré, familier : critiquer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les critiques ont descendu le dernier roman de l'auteur. |
inmekverbe intransitif (dénivellation) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La route monte et descend tout du long jusqu'à la mer. |
soyundan gelmekverbe intransitif (Généalogie) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il descend d'une des plus anciennes familles d'Europe. |
meyilli olmakverbe intransitif (en pente) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le fond marin descend en pente au fur et à mesure qu'on s'éloigne du rivage. |
mideye indirmekverbe transitif (familier : boire) (gayri resmi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a descendu sa bière et puis il est parti. |
düşürmekverbe transitif (en tirant) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils ont descendu l'hélicoptère d'une rafale de mitrailleuse. |
eleştirmekverbe transitif (familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les prestations d'une qualité médiocre seront descendues par la critique. |
birer birer vurmak(familier : tuer) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le sniper de la police a descendu les voleurs de banque un par un. |
eleştirmek(familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aşağı inmekverbe intransitif (bir yerden) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le chat est bien monté dans l'arbre, alors je suis sûr qu'il peut redescendre. |
büyük yudumlarla içmek(familier) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le joueur de baseball descendit (or: siffla) une canette de bière après le grand match. |
alay etmek, dalga geçmek(familier : critiquer) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les critiques ont descendu le dernier film du réalisateur. |
canını almak, öldürmek, gebertmek, işini bitirmekverbe transitif (familier : tuer) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le tueur à gages a descendu (or: buté) le témoin. |
silahla vurmak(figuré, familier : tuer) (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'infâme gangster a descendu (or: liquidé) deux flics cette nuit-là. |
mideye indirmek(nourriture) (yiyecek, içecek) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
acımasızca eleştirmek(figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
vurup öldürmek(silahla) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gebertmek(tuer) (argo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le tireur embusqué abattit quatre personnes en une journée. |
sarkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kafaya dikmek(gayri resmi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
aşağıya doğru, aşağı doğru
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il a pédalé jusqu'en haut puis il est descendu en roue libre jusqu'en bas. |
öldürmek(figuré, argot : tuer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
aşağı doğru
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
kaymak, kayar gibi gitmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tim essayait de glisser sur la glace élégamment. |
çekilmek(marée) (deniz suyu) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Avec la marée qui descendait, un crabe s'est retrouvé coincé sur la plage. |
aşağıya doğru
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ils sont descendus de la montagne. |
kafasına dikmek(boire rapidement) (büyük yudumlarla içmek) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Toujours en compétition, les jumeaux ont fait un concours pour voir qui pourrait boire d'un trait le soda le plus rapidement. |
sertçe eleştirmekverbe transitif (figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les critiques ont démoli le nouveau film du réalisateur. |
eleştirmekverbe transitif (figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le patron a descendu Norma en flammes parce qu'elle s'était trompée dans la commande. |
batmakverbe intransitif (güneş, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le soleil plongea sous la ligne d'horizon. |
aşırı tüketmek(bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
azarlamakverbe transitif (figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
öldürmek(figuré : tuer) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les gangsters avaient engagé un type pour éliminer l'informateur avant le procès. |
kana kana içmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
doğrudan(akrabalık) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est un descendant direct de Thomas Jefferson. |
yutmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bobby engloutit sa bière nerveusement. |
sertçe eleştirmek(figuré : un film, une théorie,...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'intervenant suivant a démoli ma théorie. |
pike yapmak(uçak) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
aşağı katta, alt katta, alt kata
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
kıyıya, karaya
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous avons décidé de retourner vers la rive lorsque nous avons vu l'orage arriver. |
alkollü içkiden sonra alınan içeceknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Bob a pris un verre de canneberge pour faire descendre son shot de vodka. |
hızlı akan nehirde kano kullanmaklocution verbale (Canoë) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
eleştirmek(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il saute à la gorge de ses employés à la moindre de leur erreur. |
(kuş) birdenbire inmek/avının üstüne çullanmak(oiseau de proie) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'aigle fondit sur le lapin. |
(iple) aşağıya inmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
attan inmeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La grange a des blocs pour aider les cavaliers inexpérimentés à descendre de cheval. |
pedal çevirmeden gitmek(bisiklet) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kiralık katil tarafından öldürülmek(argot) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tutunarak inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle a réussi à descendre de la montagne pour trouver de l'aide pour son ami blessé. |
azarlamak, paylamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
-den inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je suis descendu du train. |
giriş yapmak(dans un hôtel) (bir yere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mon vol est arrivé en retard alors j'ai dû descendre dans un hôtel près de l'aéroport. |
inmek(train, avion,...) (trenden, arabadan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
içecekle birlikte yemek(assez familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il me faut du lait pour faire passer (or: faire descendre) ces gâteaux. |
yokuş aşağı sürmek(bisiklet, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle descendit la côte en roue libre sur son vélo. Kontağı kapatıp durana kadar vites boşta gittik. |
kızakla yolculuk etmek, kızağa binmek, kızakla gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous avons fait de la luge sur les pentes de la colline tout l'après-midi. |
kıvrılarak gitmek, helezon çizerek gitmek, sarmal hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le petit vaisseau spatial faisait (or: décrivait) des spirales dans l'obscurité de l'espace. |
bisikletten inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Seth a ralenti son vélo et a mis pied à terre. |
tekneyle/sandalla gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kaya inişi yapmakverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kızakla kaymak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
-den evrilmek(figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'homme et le singe descendent d'un ancêtre commun. |
-den iple aşağı inmekverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sharon a descendu le gratte-ciel en rappel pour lever des fonds pour une association. |
sertçe eleştirmeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
-den inmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sarkıtmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La jeune fille a fait descendre une corde de sa fenêtre et son copain a grimpé jusque dans sa chambre. |
sözlü saldırı/tacizlocution verbale (figuré, familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le film s'est fait descendre par la critique. |
inmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kötülemek(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Son idée a été immédiatement descendue en flammes par le directeur. |
yerin dibine geçirmek(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aşağı doğru, aşağıya
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Jusqu'aux récentes victoires, l'équipe semblait dégringoler vers le bas du classement. |
snowplough dönüşü yapmaklocution verbale (Ski) (kayak sporu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
-e inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si nous entrons dans ce tunnel nous descendrons dans une vaste grotte. |
sertçe eleştirmek(figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le critique a démoli sa peinture. |
soyundan gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tous les êtres humains descendent d'un ancêtre commun. |
aşağı doğru inmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La colline est en pente raide à partir d'ici. |
-den inmek(tren, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le train s'est arrêté au quai et tous les passagers sont sortis (or: descendus). |
indirip yükseltmeklocution verbale (un drapeau) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le soldat descendait et montait le drapeau en guise de salut. |
Fransızca öğrenelim
Artık descendre'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
descendre ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.