Fransızca içindeki bouleversé ne anlama geliyor?

Fransızca'deki bouleversé kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bouleversé'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki bouleversé kelimesi altüst etmek, perişan etmek, yıkmak, mahvetmek, alt üst etmek, hırpalamak, üzmek, sıkmak, sıkıntı vermek, altüst etmek, üzücü, üzmek, yıkmak, rahatsız etmek, sıkıntı vermek, rahatsızlık vermek, şok etmek, sarsmak, bozmak, derinden etkilemek, sarsmak, çok üzgün, şok olmuş, şoke olmuş, şaşkına dönmüş, sinirlenmiş, dertli, bunalmış, çok üzüntülü, perişan, üzgün, üzüntülü, sıkkın, sarsılmış, çok üzgün, kederli, bozulmuş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

bouleversé kelimesinin anlamı

altüst etmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
La guerre a perturbé des millions de vies. Cet élève a été mis en retenue pour avoir perturbé le cours.

perişan etmek, yıkmak, mahvetmek

verbe transitif (duygusal olarak)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous avons été accablés de chagrin par la nouvelle de sa mort.

alt üst etmek

(mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les terribles nouvelles ont bouleversé son univers.

hırpalamak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La mort de son mari a bouleversé et vieilli Michelle.

üzmek, sıkmak, sıkıntı vermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Apprendre la mort de son ami de longue date a bouleversé Bill.

altüst etmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

üzücü

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Il est bouleversant de voir des sans-abri mendier dans la rue.

üzmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle le contrariait par ses agissements.
Onun bu davranışı orada bulunan herkesin neşesini kaçırdı.

yıkmak

(figuré) (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nancy a été détruite par les révélations de son père qui affirmait qu'il n'était pas son père biologique.

rahatsız etmek, sıkıntı vermek, rahatsızlık vermek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La récente série de cambriolages dans le quartier a perturbé (or: bouleversé) de nombreux riverains

şok etmek, sarsmak

verbe transitif (émotionnel)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
La nouvelle de la mort de son père l'a choquée.
Deprem bölgesinden yayınlanan görüntüler tüm ülkeyi dehşete düşürdü.

bozmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

derinden etkilemek, sarsmak

verbe transitif (figuré) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Cette mauvaise nouvelle va la secouer.

çok üzgün

adjectif

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

şok olmuş, şoke olmuş, şaşkına dönmüş

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Wendy fut choquée d'entendre que son frère allait divorcer.

sinirlenmiş

(familier, jeune)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Quand elle a vu le bazar que les cambrioleurs avaient mis, elle était complètement flippée.

dertli

adjectif (kişi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Rachel était bouleversée par son licenciement, ce qui peut se comprendre.

bunalmış

adjectif

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

çok üzüntülü, perişan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Les parents désemparés attendaient des nouvelles de leur enfant.

üzgün, üzüntülü, sıkkın

(tristesse surtout)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Elle était contrariée (or: affectée) par l'attitude de ses amis.
Arkadaşının davranışları yüzünden üzgündü.

sarsılmış

adjectif (figuré) (duygusal olarak)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Les films catastrophes me laissent toujours un peu ébranlé (or: secoué, bouleversé).

çok üzgün, kederli

adjectif (personne) (mecazlı)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Les membres de la famille, accablés de chagrin, n'ont pas souhaité rencontrer la presse.

bozulmuş

(plan)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

Fransızca öğrenelim

Artık bouleversé'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.