Endonezya içindeki uap ne anlama geliyor?

Endonezya'deki uap kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte uap'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki uap kelimesi buhar anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

uap kelimesinin anlamı

buhar

noun

Mungkin pemandian uap paling terkenal ialah sauna Finlandia.
Belki de en iyi bilinen buhar banyosu Fin hamamı, yani saunadır.

Daha fazla örneğe bakın

Sebagian besar tanahnya adalah pertanian memakai uap air.
Çoğunlukla rutubetli evler.
Heron dari Alexandria menciptakan mesin uap pertama di dunia, sekitar seribu tahun sebelum akhirnya ditemukan kembali pada Revolusi Industri.
İskenderiyeli Heron, Sanayi Devrimi sırasında yeniden icat edilmesinden bin yıl önce dünyanın ilk buharlı makinesini icat etti.
Tidak seperti air panas menjadi air dingin, atau air dingin jadi panas, tapi air mendidih dan menjadi uap.
Sıcak suyun soğuk olması ya da soğuk suyun sıcak olması değil, suyun kaynatılarak buhar olması.
Mereka menanam pohon anggur atau ara di dasar rongga-rongga bundar dan kemudian menutupi tanah itu dengan lapisan abu vulkanis untuk mencegah penguapan.
Asmayı ya da incir ağacını yuvarlak oyukların dibine dikiyor ve daha sonra buharlaşmayı önlemek için toprağı volkanik külle kapatıyorlar.
Mungkin pemandian uap paling terkenal ialah sauna Finlandia.
Belki de en iyi bilinen buhar banyosu Fin hamamı, yani saunadır.
Ini disebut penguapan.
Vaporizasyon deniyor buna.
Ronnie menguap dalam akselerator ketika meledak.
Ronnie, patladığında hızlandırıcının içinde ölmüştü.
Uap air naik saat air di permukaan laut mengalami penguapan diterbangkan ke daratan oleh angin.
Nem, deniz yüzeyinden yükselen su buharı, rüzgârlarla karanın iç kısımlarına taşınır.
Serat dan kulit buahnya juga didaur ulang menjadi bahan bakar untuk mesin penghasil uap pada kilang.
Meyvenin lifi ve dış kabukları da yeniden işlemden geçirilip değirmenin buhar kazanlarında kullanılmak üzere yakıta dönüştürülüyor.
Benda itu dengan mudah menguap kejahatannya, dan tidak bisa dikendalikan
Virüs korkunç bir şekilde bulaşıcı ve kontrol edilemez
Dalam dekade kekuatan gabungan uap dan batu bara menjadi gaya balik luar biasa ekonomi terpadu.
Yıllar geçtikçe, buharın ve kömürün birleşen gücü olağanüstü, birleşmiş bir ekonominin arkasındaki kuvvet oldu.
Anda akan mendeteksi yang berbeda jalur inframerah Jika, katakanlah, uap air yang hadir.
Örneğin, su buharını inceliyor olsaydık farklı bir kızılötesi çizgi grubu elde ederdik.
Ini adalah hewan yang sangat mudah menguap
Çok saldırgan bir hayvan.
Gasnya menguap dan menyumbang pada bencana yang sedang kita alami.
Gökyüzüne doğru yükseliyor ve bugün yaşadığımız felaketlere yol açıyor.
Ini adalah cara kerja mesin uap dari US Army Corps of Engineers halangan perahu, Arkansas II.
Burada ordu'nun temizlik teknesi rkansas ll'nin calisir durumdaki motoru var.
Yang lain-lain dihantam oleh kapal-kapal uap yang sedang melaju di jalur pelayaran.”
Başkaları da rotalarında seyreden vapurlar tarafından parçalandılar.”
Sarge hanya meniup uap sedikit saja.
Çavuş bazen böyle kendini kaybeder, hepsi bu evlat.
Sebagian di antaranya mengalir sebagai banjir, namun bagian terbesarnya yang meresap ke dalam tanah kembali diuapkan ke udara, seperti yang terjadi di kebun Anda jika Anda membiarkan tanah tidak tertutup.
Bazıları sel olup gitti. Ama toprağın çektiği suyun çoğu ertesi gün basitçe topraktan buharlaştı gitti, tıpkı arka bahçenizi suladığınızda toprağın üstünü örtmezseniz olduğu gibi.
Metode ini dinamakan deposisi uap kimia (chemical vapor deposition, CVD).
Kimyasal buhar biriktirme (İngilizce: Chemical vapor deposition (CVD)).
Menurut peribahasa waktu itu, kedatangan dari armada kekayaan bagaikan hujan kecil pada musim panas yang membasahi atap untuk beberapa saat dan kemudian menguap.
Zamanın bir deyişine göre, hazine filolarının varışı damdaki kiremitleri bir an ıslatan ve sonra buharlaşıveren hafif yaz yağmurlarına benziyordu.
Namun, seluruh proses penguapan memakan waktu sekitar 90 hingga 100 hari.
Yine de buharlaştırma işleminin tümü yaklaşık 90 ila 100 gün alır.
Misalnya, pada pembangkit listrik, ketika turbin uap Anda yang besar berputar terlalu cepat, Anda harus membuka katup pelepasan dalam hitungan milidetik.
Mesela, bir güç santralinde, buhar türbininiz aşırı hızlandığı zaman, tahliye vanalarını milisaniyeler içinde açmalısınız.
Karmel biasanya subur dan hijau, karena angin yang mengandung uap air dari laut naik ke lereng-lerengnya, dan sering kali menurunkan hujan serta banyak embun.
Denizden Karmel Dağı’nın yamaçlarına doğru esen rüzgârlar, nem getirerek bol bol yağmura ve çiye neden olur. Bu nedenle Karmel Dağı genelde yemyeşildir.
Tapi di abad ke-19, kapal berlayar seperti ini Mulai diganti oleh kapal uap Lain penemuan mereka aneh binatang tanah.
fakat 19. yüzyılda, yelkenli gemiler yerini garip kara hayvanlarının bir diğer icadı olan buharlı gemilere bıraktı.
Fenomena atmosferis ini, yang didapati di seluruh planet ini kecuali di daerah-daerah kutub, merupakan selimut uap lembap penunjang kehidupan.
Kutup bölgeleri dışında, gezegenimizin her yerinde görülen bu atmosferik olay, yaşamın sürekliliğini sağlayan bir nem battaniyesidir.

Endonezya öğrenelim

Artık uap'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.