Endonezya içindeki tetes ne anlama geliyor?
Endonezya'deki tetes kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tetes'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki tetes kelimesi damla, Damla, gut, gut hastalığı, Gut hastalığı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
tetes kelimesinin anlamı
damla(drop) |
Damla(drop) |
gut
|
gut hastalığı
|
Gut hastalığı
|
Daha fazla örneğe bakın
Para dokter menyarankan untuk apa yang disebut istirahat mata dengan mengedip dan menggunakan obat tetes mata untuk menyejukkan mata. Doktorlar gözleri rahatlatmak için göz kırpma molaları dedikleri araları ve göz damlalarını tavsiye ediyorlar. |
Masih ada beberapa tetes. Birazcık kalmıştı. |
Tetesan lari ke pusat bagasi dan sampai ke akarnya. Damlacıklar ağacın gövdesi boyunca akıp oradan da köklerine ulaşıyor. |
Tiga tetes di bawah lidahmu pagi hari dan malam hari. Her sabah dilinin altına üç damla ve her akşam iki damla. |
Drip, tetes, drop Sedikit April mandi Pıt, pıt, pıt kısa nisan sağanağı |
Semua hingga tetes terakhir. Son damlasına kadar. |
Harus ada zat padat mikroskopis, seperti partikel-partikel debu atau garam—dari ribuan sampai ratusan ribu di antaranya setiap sentimeter kubik udara—untuk berperan sebagai nukleus/inti sehingga tetesan air dapat terbentuk di sekelilingnya. Damlacıkların oluşabilmesi için, toz ya da tuz tanecikleri gibi, her santimetre küp havanın içinde çekirdek vazifesi gören binlerce, yüzbinlerce mikroskobik katı cismin bulunması gerekir. |
Satu individu saja tidak dapat menjadikan seorang murid, sebagaimana satu tetes air hujan saja tidak dapat menyuburkan tanaman. Bir tek yağmur damlasının bir bitkiyi besleyemeyeceği gibi bir kişi de tek başına birini öğrenci yapamaz. |
Beberapa tetes saja manjur. Birkaç damlası bütün acınızı alır. |
Setiap tetes darah yang ditumpahkan Initiative juga melibatkan Grayson, dan kau tahu itu. Girişim'in döktüğü her bir damla kan Grayson'ların elinde, ve sen de bunu çok iyi biliyorsun. |
Tapi sekarang kau harus membayar setiap tetes darah. Ama şimdi, akan her kan damlasının bedelini ödeyeceksin. |
Aku harus membuat 20 tetes di Nam, Pak. Vietnam'da bunu 20 kez yapmış olmalıyım. |
Aku hanya menangis dan ejakulasi, ejakulasi dan menangis, dan ejakulasi, tetesan air mata dari ujung penisku, teman. Ağlıyor ve attırıyordum, ağlıyor ve attırıyordum, penisimin ucundan yaşlar akıyordu. |
Bagiku setiap tetes air adalah samudra Benim için, her su damlası bir okyanustur. |
Jangan pernah mengambil tetes yang terakhir, atau itu akan menarikmu dan kau akan mati. Son damlayı asla içme, yoksa sen de ölürsün. |
Jadi kita dapat kemudian melihat "self-assembly" dari tetesan minyak lagi seperti yang telah kita lihat sebelumnya, dan titik-titik hitam didalam sana mewakili sejenis tar hitam -- yang majemuk, sangat kompleks, dan organik tar hitam. Artık, daha önce gördüğümüz bu yağ damlası bedenlerin kendiliğinden-birleşme yoluyla oluşmalarını görebiliyoruz. İçlerindeki şu siyah noktalar, sözünü ettiğimiz türden siyah katranı temsil ediyorlar --şu çorba gibi olan, çok karmaşık, organik siyah katran. |
Masih ada beberapa tetes. Birkaç damla kalmış. |
kalau sampai terjatuh satu tetes aku akan mengubah kalian menjadi hamburger. Bir damlasını bile dökerseniz, hepinizi hamburgere çeviririm. |
Beberapa tetes pada sarang rayap dan langsung mati semua. Birkaç damla termit kovanı üzerine düşer ve o tarih olur. |
Sekarang, sekali waktu, satu tetes sinar matahari jatuh dari langit. Evvel zaman içinde, gökten bir ışık taneciği düşmüş. |
Di dalam gereja suasana menjadi senyap sehingga suara tetesan lilin pun bisa didengar. Kilise öylesine sessizleşmişti ki, yere mum damlasa sesi duyulurdu. |
Seperti dinyatakan Daud: ”Lebih indah dari pada emas, bahkan dari pada banyak emas tua; dan lebih manis dari pada madu; bahkan dari pada madu tetesan dari sarang lebah.” Davut’un da dile getirdiği gibi, “[Bunlar] altından, bol miktarda saf altından da çok arzulanır; tadı baldan güzeldir; süzme petek balından tatlıdır” (Mezm. |
Loe adalah alasan setiap tetes darah yang keluar di tempat ini. Burada dökülen her damla kana sebep olan sendin. |
Hujan masih turun, tapi hanya pada individu yang besar terlihat tetes dan tegas dilemparkan ke bawah satu per satu ke tanah. Yağmur hala iniyor, ama sadece büyük bireysel gözle görülür bir şekilde ve sıkıca düşer bir aşağı bir yere atılır. |
Kita mungkin berpikir bahwa apapun yang kita lakukan seorang diri hanyalah tetesan air di laut, tidak akan membuat perubahan. Birey olarak yaptıklarımızın, okyanusta bir damla olduğunu ve gerçekte bir değişiklik yaratamayacağını düşünebiliriz. |
Endonezya öğrenelim
Artık tetes'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.