Endonezya içindeki pembangunan ekonomi ne anlama geliyor?
Endonezya'deki pembangunan ekonomi kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pembangunan ekonomi'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki pembangunan ekonomi kelimesi Ekonomik kalkınma anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
pembangunan ekonomi kelimesinin anlamı
Ekonomik kalkınma
Bukan tidak mungkin untuk menghentikan siklus kekerasan itu dengan investasi di bidang pendidikan, dengan memperkuat supremasi hukum dan melakukan pembangunan ekonomi, terutama bagi perempuan. Bu şiddet sarmalını, özellikle kadınlar hesaba katılarak, eğitim, yasaların güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınma yolunda yapılacak yatırımlarla bozmak mümkün. |
Daha fazla örneğe bakın
Demi membangun ekonomimu, Dasar sialan. Senin ekonomini kalkındırmaya çalışıyorlardı geri zekalı. |
Pembangunan ekonomi dan sosial juga penting. Ekonomik ve sosyal gelişme de dikkate değerdi. |
Jadi, tantangan yang kita hadapi adalah, bagaimana kita akan membangun peralatan, infrastruktur, dan lembaga-lembaga untuk membangun ekonomi sosial arsitektur? Yani, karşımızdaki zorluk mimarinin sosyal iktisadı için araç-gereci, altyapıyı ve kurumları nasıl inşa edeceğiz? |
Otoritas London Raya merupakan sebuah Badan regional strategis, yang memiliki kewenangan dalam bidang transportasi, kepolisian, pembangunan ekonomi,serta pemadaman kebakaran dan perencanaan darurat. Büyük Londra İdaresi, ulaşım, polislik, ekonomik kalkınma ve itfaiye ve acil durum planlaması üzerine yetkilere sahip stratejik bir bölgesel idaredir. |
Bukan tidak mungkin untuk menghentikan siklus kekerasan itu dengan investasi di bidang pendidikan, dengan memperkuat supremasi hukum dan melakukan pembangunan ekonomi, terutama bagi perempuan. Bu şiddet sarmalını, özellikle kadınlar hesaba katılarak, eğitim, yasaların güçlendirilmesi ve ekonomik kalkınma yolunda yapılacak yatırımlarla bozmak mümkün. |
Pada "pertengahan 1990-an" dia menjadi Deputi Menteri Pembangunan Ekonomi dan Kerjasama di bawah Menteri Girma Birru, dan ia diangkat sebagai Menteri Pertanian pada tahun 2001. 1990'ların ortalarında Girma Birru'nun altında Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Bakan Yardımcısı oldu ve 2001 yılında Tarım Bakanı olarak atandı. |
Pada awal 1960-an Klein menjadi pemimpin "Brookings-SSRC Project" utama, untuk membangun model ekonometrik yang lebih detail untuk merencanakan pembangunan ekonomi AS dalam jangka pendek. Klein, 1960'li yıllar başında ABD'de büyük bir iktisat araştırma projesi olan ve ABD ekonomisinin kısa donem tahmini için çok ayrıntılı bir ekonometrik modelini kurmak ve işletmeK için Brookings-SSRC Projesi lideri olmuştur. |
Saya memimpin delegasi perdagangan kemari di Amerika Serikat, ke Jepang, India, untuk menggiatkan penanaman modal, menciptakan lapangan kerja, membangun ekonomi, membangun sistem kesehatan, pendidikan kami -- pembangunan kami. Yatırımları ve istihdamı artırmak; ekonomi, sağlık, eğitim sistemi ve kalkınmamızı güçlendirmek için, ABD, Japonya ve Hindistan'a giden ticaret heyetlerine başkanlık ettim. Bir Devlet Başkanı olarak, ülkemiz sular altında kaldığında |
Sebagian besar tidak melibatkan kekerasan dan ada pada dua kategori besar: keterlibatan aktif dengan persaingan etnik dan kepercayaan dan pembangunan ekonomi yang adil dan transparan dan penyediaan pelayanan. Çoğu şiddet içermez ve iki farklı kategoriye ayrılır etnik rekabetle aktif bağlılık ve dinsel inanışlar ve adalet ile hizmet koşulları ve şefaf ekonomik gelişimdir. |
PBB hendak bekerja sama dengan pemerintah, masyarakat, dan lembaga-lembaga guna memperkuat pembangunan ekonomi, meningkatkan akses untuk memperoleh sarana-sarana dasar, meningkatkan status wanita, dan menghasilkan pemasukan serta lapangan kerja. BM, ekonomik gelişmeyi teşvik etmek, temel hizmetlere ulaşmayı kolaylaştırmak, kadının toplumdaki durumunu iyileştirmek, gelir ve iş olanakları yaratmak için, yönetimler, halklar ve kurumlar ile birlikte çalışmayı önerdi. |
Nah, MAPS 3, seperti 2 program sebelumnya, memiliki motivasi pembangunan ekonomi dibaliknya, namun seiring dengan pembangunan ekonomi tradisional seperti membangun pusat konvensi baru, kami menambahkan beberapa bangunan terkait kesehatan di dalamnya. MAPS 3'ün diğer iki program gibi ekonomik gelişme amacı güdüyordu ama geleneksel ekonomik gelişim görevlerinin yanında örneğin yeni konrge merkezi inşa etmek gibi, sağlıkla ilgili alt yapı ekledik biraz bu sürece. |
HI mencakup rentang isu yang luas, termasuk globalisasi, kedaulatan negara, keamanan internasional, kelestarian lingkungan, proliferasi nuklir, nasionalisme, pembangunan ekonomi, keuangan global, terorisme, kejahatan terorganisasi, keamanan manusia, intervensionisme asing, dan hak asasi manusia. Küreselleşme, devlet egemenliği, uluslararası güvenlik, ekolojik sürdürebilirlik, nükleer silahların yayılması, milliyetçilik, ekonomik kalkınma, küresel finans, terörizm, organize suç, insan güvenliği, dış müdahalecilik ve insan haklarına kadar pek çok konuyu uluslararası düzeyde inceler. |
Idenya adalah blok-blok pembangun dari ekonomi digital adalah konektivitas dan bisnis mandiri. Fikir şu ki, dijital ekonominin yapıtaşları bağlantı ve girişimciliktir. |
Idenya adalah blok- blok pembangun dari ekonomi digital adalah konektivitas dan bisnis mandiri. Fikir şu ki, dijital ekonominin yapıtaşları bağlantı ve girişimciliktir. |
Misalnya, bahkan di kalangan anggota Organisasi untuk Kerja Sama dan Pembangunan Ekonomi, pada tahun 2004 jumlah penganggur telah ”meningkat sampai di atas 32 juta, mencapai tingkat yang lebih tinggi daripada selama Depresi Besar tahun 1930-an”. Örneğin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne üye ülkeler arasında bile 2004 yılında işsizlik “32 milyonu aşmış ve 1930’daki Büyük Bunalım’da olduğundan daha yüksek bir seviyeye ulaşmıştı.” |
Lebih penting lagi , hanya saat dan sampai kita dapat memecahkan tantangan pertumbuhan ekonomi dan menciptakan pertumbuhan ekonomi jangka panjang dan berkelanjutan, kita tidak akan dapat mengatasi tantangan yang tampak sulit yang terus menjalar di dunia saat ini, apakah itu kesehatan, pendidikan atau pembangunan ekonomi. Daha da önemlisi, ekonomik büyüme meselesini halletmeden ve sürdürülebilir, uzun dönemli ekonomik büyüme sağlamadan, bugün dünyaya hâkim olmaya devam eden sağlık hizmetleri, eğitim veya ekonomik kalkınma gibi görünüşte zorlu sorunlara eğilemeyeceğiz. |
Organisasi untuk Kerja Sama dan Pembangunan Ekonomi melakukan suatu kajian yang berlandaskan percobaan yang melibatkan 265.000 siswa SMU berusia 15 tahun di 32 negeri untuk menilai ”seberapa jauh para siswa yang menyongsong akhir pendidikan-wajib mendapatkan pengetahuan dan keterampilan yang dibutuhkan untuk sepenuhnya berpartisipasi dalam masyarakat”. Ekonomik İşbirliği ve Gelişim Kuruluşu, “zorunlu eğitimi bitirmek üzere olan öğrencilerden ne kadarının toplumdaki rollerini üstlenmek için gerekli olan bilgi ve beceriye sahip olduğunu” değerlendirmek amacıyla 32 ülkeden, 15 yaşındaki 265.000 lise öğrencisinin katıldığı testlere dayanan bir araştırma yürüttü. |
Kemudian haus mengalami krisis ekonomi yang buruk sejak " Great Depression, " Warga Amerika pastinya sangat fokus terhadap pembangunan ulang ekonomi kita dan membuat orang bekerja di tanah air. Büyük Buhran'dan bu yana en kötü ekonomik krizi yaşayan Amerikan halkı, ekonomimizi yeniden ayağa kaldırmaya ve insanların burada, memleketlerinde çalışmalarına odaklanmış durumda. |
Tidak mungkin kita bisa bicara tentang perdamaian yang abadi, membangun demokrasi, ekonomi yang berkelanjutan, stabilitas dalam bentuk apapun, bila kita melibatkan perempuan sepenuhnya di meja perundingan. Kalıcı barıştan, demokrasiden, sürdürülebilir ekonomiden, herhangi bir istikrardan söz etmemiz mümkün değildir, eğer müzakere masalarında tamamen kadınlara da yer vermezsek. |
Ron Norick akhirnya menemukan bahwa rahasia dari pembangunan ekonomi tidak terletak pada memberikan insentif di awal, melainkan dengan menciptakan sebuah tempat dimana berbagai bisnis ingin berada disana, maka dia kemudian mendorong sebuah prakarsa yang dinamakan MAPS yang pada dasarnya adalah pajak penjualan yang amat murah dari nilai sebenarnya untuk membangun berbagai hal. Ron Norick sonunda anladı ki ekonomik gelişmenin sırı şirketleri açıkça teşvik etmek değil şirketlerin gelip yerleşmek isteyecekleri bir yer yaratmaktı bu yüzden de MAPS adında bir girişimcilik yürüttü temelde bir sürü şey inşa edebilmek için bir dolara bir peni satış vergisiydi bu. |
Yunani dan Turki tergabung dalam Rencana Marshall dan OEEC untuk membangun kembali ekonomi Eropa pada tahun 1948, dan kemudian menjadi anggota pendiri OECD pada tahun 1961. Her iki ülke de 1948 yılında Avrupa ekonomisinin yeniden inşası için Marshall Planı ve OEEC'ye dahil edildi, daha sonra 1961 yılında OECD'nin kurucu üyesi haline geldi. |
Suatu faktor pendukung yang kuat adalah pembangunan teknologi dan ekonomi yang pesat di masyarakat abad ke-20. Bu duruma katkıda bulunan güçlü bir etken, 20. yüzyıl boyunca toplumda görülen hızlı ekonomik ve teknolojik gelişmedir. |
Kebanyakan dari model-model ekonomi dibangun di sekitar kelangkaan dan pertumbuhan. Çoğu ekonomik model kıtlık ve büyüme üzerine kurulmuştur. |
Endonezya öğrenelim
Artık pembangunan ekonomi'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.