Endonezya içindeki nyaman ne anlama geliyor?
Endonezya'deki nyaman kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte nyaman'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki nyaman kelimesi hoş, iyi, güzel, tatlı, sevimli anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
nyaman kelimesinin anlamı
hoş(cozy) |
iyi(nice) |
güzel(nice) |
tatlı(nice) |
sevimli(nice) |
Daha fazla örneğe bakın
Pakai saja jika membuatmu nyaman, tapi jika sudah terdesak, itu takkan membantu. İyi hissetmeni sağlıyorsa taşı ama bıçak kemiğe dayanırsa bir faydası olmaz. |
Aku berharap tinggal bersama kami kau merasa nyaman sejauh ini. Umarım bizimle beraber olduğunuz sürede rahat etmişsinizdir. |
Saya sudah cukup keluar dari zona kenyamanan saya untuk mengetahui bahwa dunia memang runtuh, namun tidak lewat jalan yang Anda takutkan. Güvenli bölgemden şunu bilecek kadar dışarı çıktım: evet, dünya birbirinden ayrılıyor ama korkuğunuz şekilde değil. |
Aku mulai merasa lebih nyaman dengan permohonan tes kewarasan ini. Bu akıl hastalığı bahanenle daha da rahat hissetmeye başlıyorum. |
Namun, kekhawatiran hidup dan daya tarik kenyamanan materi dapat mencengkeram kita dengan kuat. Yine de, yaşamdaki kaygıların ve maddi refahın çekiciliğinin üzerimizde güçlü bir etkisi olabilir. |
Jika kau merasa tak nyaman, Ketua Thompson, maka kusarankan kau hadapi saja sendiri. Eğer mesele güvensiz hissetmense Amir Thompson, kendi vaktinde hallet bunu. |
Itu tak nyaman. Pek rahatlatıcı olmadı. |
Tempat ini jauh lebih nyaman. Aşağısı daha rahat sadece. |
Buatlah diri Anda nyaman. İçin rahat olsun. |
Hidupnya nyaman. Çavuş Malarkey Tğm. |
Nyaman untuk digunakan. Onu kullanmak bir keyif. |
Rumah yang nyaman dan pekerjaan yang menyenangkan. Rahat evler ve doyum veren işler. |
Boo! Mengapa kau berpikir kalau kau begitu nyaman berada di sini? Neden burada bu kadar rahatsın? |
ABRAM telah meninggalkan kehidupan yang nyaman di Ur karena menaati perintah Yehuwa. İBRAHİM, Yehova’nın emrine itaat ederek Ur’daki rahat yaşamı bırakmıştı. |
Saya juga terpaksa pindah dari rumah yang nyaman ke apartemen kecil di daerah yang rawan.” Ayrıca, eskiden rahat bir evde otururken şimdi tehlikeli bir bölgede küçük bir dairede yaşamaya mecburum.” |
Saya benar-benar tidak merasa nyaman berbicara tentang hal ini Rabi Greenberg dengan. Bu konuyu Haham Greenberg ile rahatça konuşabileceğimi sanmıyorum. |
Jadi David dan aku memutuskan mencari, lewat penelitian terbaik yang bisa kami kerahkan, apa yang akan membuat seorang anak perempuan menggunakan komputer. untuk mendapatkan tingkat kenyamanan dan kemudahan dengan teknologi yang dimiliki anak-anak laki-laki karena mereka memainkan permainan video. Böylece David ve ben, yapabileceğimiz en iyi araştırmayla bir kız çocuğunun parmaklarını bilgisayar ile buluşturmak için ne gerektiğini keşfetmeye karar verdik, ve böylece erkek çocuklarının bilgisayar oynadıkları için kazandıkları teknolojinin rahat ve kolayca kullanımının kızlar tarafından da kazanılmasını. |
Kau punya rumah yang nyaman di sana. Yani, oradaki evinde iyi olacaksın gibi görünüyor. |
wanita lain telah di sakunya dan menemukan tempat yang nyaman untuk menjadi. Diğer kadın hep cebindeydi ve bulunduğu yerden rahatsız oldu. |
dan semua orang di sini yang tak duduk di bangku yang nyaman ve yastıkta oturmayan diğer herkes |
Kemudian saya sadar punya bukti, bahwa kesamaan yang merendahkan hati, dan menyatukan kemanusiaan kita adalah, walaupun diberikan kesempatan untuk meminta apa pun, kebanyakan kita ingin hal yang sama, dan siapa pun diri kita, siapa pun Tuhan kita, atau agama apa pun yang nyaman bagi kita pribadi. Ama sonra kendime bir kanıtım var deyip, insan olmanın mütevazi ve birleştirici sıradanlığını düşünüyorum ve bu sıradanlıkla, aklımıza gelen her şeyi isteme şansı bulduğumuzda bile, hep aynı şeyleri istiyoruz, kim olursak olalım bu böyle Tanrımıza hangi adı verirsek verelim, hangi dinden olursak olalım, eğer inanıyorsak ona ev diyoruz. |
Perasaanku bagus banget waktu itu.Rasanya nyaman banget O zaman bronz bir tenim vardı, kendimi rahat hissediyordum |
Dia sudah ditempat nyaman. Artık daha rahat bir yerde. |
Agak kurang nyaman, ya? Hiç konforlu değilmiş. |
Endonezya öğrenelim
Artık nyaman'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.