Endonezya içindeki gembor ne anlama geliyor?

Endonezya'deki gembor kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gembor'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki gembor kelimesi sulama kovası, emzikli kova, düş, duş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

gembor kelimesinin anlamı

sulama kovası

emzikli kova

düş

duş

Daha fazla örneğe bakın

Untuk menggembar-gemborkan kehebatan mereka, mereka sering memperlakukan teman sekelas atau siswa lainnya secara kasar, dengan keliru mengira bahwa tindakan demikian dengan satu atau lain cara membuat mereka lebih unggul.
Yeteneklerini sergilerken çoğu zaman sınıf arkadaşlarına ve diğer öğrencilere kırıcı davranır, bazı yeteneklere sahip olmanın kendilerini bir şekilde üstün kıldığını sanırlar.
• menahan diri untuk tidak menggembar-gemborkan prestasi pribadi?
• kişisel başarılarıyla övünmekten kaçınırlar?
Bakat dan kelebihan biasanya akan diketahui tanpa harus digembar-gemborkan kepada orang lain secara berlebihan.
Yetenekler ve üstünlükler genellikle yersiz reklamlar yapılmadan da fark edilir.
Dan mereka menggembor-gemborkan fakta kalau keluarga Escobar akan menumpangi pesawat itu.
O yüzden herkesin Escobarlar'ın firar ettiklerinden haberdar olmasını sağladılar.
Pertanyaan: Mengapa media senang menggembar-gemborkan setiap temuan baru ”mata rantai yang hilang”, sedangkan disingkirkannya fosil itu dari ”pohon keluarga” jarang disebut-sebut?
Soru: Yeni bir kayıp halkanın bulunması medyada geniş çapta yer alırken, aynı fosilin “insan soyağacından” çıkarılmasından neden neredeyse hiç söz edilmiyor?
Zamrud digembar-gemborkan sebagai obat banyak jenis penyakit.
Ayrıca birçok farklı hastalığın çaresi olarak reklamı yapılırdı.
12, 13. (a) Dusta apa saja yang digembar-gemborkan Setan? Tetapi, apa kebenarannya?
12, 13. (a) Şeytan hangi yalanları yayıyor ve bu yalanların her biri hakkındaki gerçek nedir?
(Lukas 23:8, 9) Daripada menggembar-gemborkan kuasanya, Yesus sering kali menginstruksikan orang-orang yang ia sembuhkan untuk tidak memberi tahu siapa pun.
(Luka 23:8, 9) Gücüyle gösteriş yapmak şöyle dursun, iyileştirdiği kişilere çoğu kere bunu kimseye söylememelerini tembih ediyordu.
Alih-alih menggembar-gemborkan kesalahan orang lain, apakah kita dengan pengasih cenderung menutupinya?
Başkalarının hataları hakkında konuşmak yerine, onları sevgiyle örtüyor muyuz?
Meskipun sistem dewasa ini menggembar-gemborkan perdamaian, sistem ini menyirami benih-benih peperangan.
Bugünkü sistemler barışa sözde bir bağlılık gösteriyorsa da, savaş tohumlarını suluyorlar.
" Ini adalah bagaimana akhir sebuah era yang digembar-gemborkan. "
İşte sayın seyirciler, böylece bir devrin daha sonuna gelinmiş olundu.
Lalu, bagaimana dengan tatanan dunia baru yang akhir-akhir ini digembar-gemborkan para pemimpin dunia?
Dünya liderlerinin son zamanlarda çığırtkanlığını yaptığı yeni dünya düzeni için ne denebilir?
Kenapa kau mengembar-gemborkan hukuman Langit?
Öyleyse neden sağa sola ilahi müdahale lafları yaydın?
Karena pembahasan ini hanya antara saudara dan dia saja, saudara tidak boleh menggembar-gemborkan hal ini kepada siapa pun untuk mencari simpati atau untuk memperbaiki citra diri saudara.
Öncelikle onunla görüşeceğinize göre duygudaş kişiler bulmak ya da durumunuzu sağlamlaştırmak için daha önce başkalarıyla konuşmaktan sakının.
Library Journal menjelaskan bahwa ”terlalu digembar-gemborkannya oleh media pada akhir tahun 1980-an, menciptakan suatu pukulan sehubungan elemen-elemen yang lebih meragukan dari Zaman Baru (UFO, komunikasi dengan roh-roh halus, kristal, dll.); hal ini tercermin dalam fakta bahwa rumah-rumah penerbitan utama . . . dan bahkan wartawan Zaman Baru semakin menyingkirkan istilah Zaman Baru”.
The Library Journal dergisi şu açıklamada bulunuyor: “Medyanın 1980’lerin sonuna doğru fazlaca teşhir etmesi, Yeni Çağ akımının yan unsurlarına (UFO’lar, ruhlarla iletişim sağlayan ‘kanallar,’ kristaller vb.) karşı tepki yarattı; bu tepki, büyük yayınevlerinin . . . . ve hatta Yeni Çağ basınının Yeni Çağ teriminden giderek daha çok vazgeçmesiyle sonuçlandı.”
Yesus menyebut mereka munafik karena mereka menggembar-gemborkan sumbangan amal mereka ”di sinagoga-sinagoga dan di jalan-jalan”.
İsa onların ikiyüzlü olduğunu söyledi, çünkü yaptıkları bağışları “havralarda ve sokaklarda” herkese anlatırlardı.
Bumi akan tetap ada untuk waktu yang sangat lama tidak soal apa yang diramalkan oleh para pemimpin agama yang menggembar-gemborkan kiamat, orang yang mengaku ilmuwan, dan peramal abad ke-21 lainnya.
Felaket habercisi din adamlarının, kendilerini bilim insanı olarak adlandıran kişilerin ve 21. yüzyılda kehanetlerde bulunanların tahminlerine rağmen dünya çok uzun süredir varlığını sürdürüyor.
Beberapa ”bukti” fosil yang sempat digembar-gemborkan sebagai petunjuk bahwa burung berevolusi dari makhluk lain ternyata adalah hasil tipuan.
Bazı fosillerin, kuşların başka hayvanlardan türemesinin ispatı olduğu iddia edilmişti. Ancak sonradan bunların düzmece olduğu ortaya çıktı.
Dan aku tidak tertarik untuk menanggapinya, tapi aku juga tidak akan gembar-gembor pada semua orang, bagi mereka yang merasa harus melindungi diri mereka.
Böyle bir şeyi desteklemiyorum ama kendilerini korumak isteyen insanları durdurmaya da çalışmayacağım.
Ia menulis bahwa banyak orang tua malah ”menggandrungi metode-metode membesarkan anak yang digembar-gemborkan media” dan bukannya benar-benar menjadi orang tua bagi anak-anak mereka.
O birçoğunun, çocuklarına gerçekten ana babalık etmek yerine “çocuk yetiştirmeyle ilgili medyada yüceltilen bir dizi akıma” yenik düştüklerini yazıyor.
Saudara tidak perlu menyiarkan atau menggembar-gemborkan keputusan pribadi saudara, juga tidak mencoba mempengaruhi orang-orang lain.
Fakat şahsi kararını ilan etmemeli veya onu yaymamalısın; başkalarını o yönde etkilemeye de çalışmamalısın.
□ kebebasan dan persamaan hak bukan hanya digembar-gemborkan tetapi dipraktikkan juga?
□ Özgürlük ve eşitliğin sadece sözde kalmayıp, gerçekten uygulanmasını . . .
Dari zaman ke zaman, prinsip-prinsip kebaikan seperti kasih kepada sesama dan kesucian kehidupan manusia telah digembar-gemborkan oleh agama.
Dinler çağlardır, insan sevgisi ve hayatın kutsallığı gibi yüce değerleri gayretle savunuyor.
Mengukur keahlian sederhana melawan kemampuan yang telah digembar-gemborkan
Göklere çıkarılan hünere karşı naçizane yeteneklerin ölçümü.
Selain itu, adalah keliru jika Anda menggembar-gemborkan bahwa Anda berpuasa atau jika Anda berpuasa karena orang lain menyuruh Anda menjalankannya.
Ayrıca kişinin oruç tuttuğunu herkese belli etmesi ya da biri söylediği için oruç tutması da yanlıştır.

Endonezya öğrenelim

Artık gembor'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.