Portekizce içindeki ver ne anlama geliyor?
Portekizce'deki ver kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ver'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki ver kelimesi saymak, gözüyle bakmak, görmek, addetmek, kabul etmek, izlemek, mütalaa etmek, düşünmek, ile görüşmek, görüntülemek, anlamak, görmek, kavramak, görmek, bakmak, kabul etmek, bakmak, ilgilenmek, seyretmek, izlemek, değerlendirmek, görmek, görmek, seçmek, izlemek, seyretmek, görmek, görmeye gitmek, ziyaret etmek, anlamak, ortaya çıkarmak, gözünde canlandırmak, olarak görmek, gözü ile bakmak, nazarıyla bakmak, emin olmak, görüp geçirmek, farketmek, içine bakmak, yetişmek, bakmak, görmek, televizyon seyretme, televizyon izleme, rastlamak, rastgelmek, olarak görmek, flört etmek, ölüm kalım meselesi, haydi yap, hodri meydan, görmeye değer şey, vitrinlere bakmak, hiç benzememek, (işi) yapmaya başlamak, çok ilgisi/alâkası olmak, ilgisi/alâkası olmak, (olaylara, vb.) iyi tarafından bakmak, hiç ilgisi/alâkası olmamak, hoş karşılamamak, madalyonun her iki yüzünü de görmek, sonuna yaklaşıldığını görmek, çift görmek, biri iki görmek, layığını bulduğunu görmek, başka bir gözle bakmak, ışığı görmek, çözüm bulmaya çalışmak, kendi gözleriyle görmek, bütününe bakmak, ilgilendirmemek, içini görmek, hapis cezası çekmek, televizyon seyretmek, icabına bakmak, yap da görelim, iyimser ol, hesap günü, hiçbir ilişkisi olmamak, ilgisi olmak, ile ilgisi olmak, kanmamak, düşünmek, görmezden gelmek, ilgili olmak, işi olmamak, hiçbir ilgisi/alâkası olmamak, gel buraya, kağıt istemek, görmek, gizlice gözetlemek, olarak adlandırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ver kelimesinin anlamı
saymak, gözüyle bakmakverbo transitivo (considerar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ele o via como um herói. Ona kahraman gözüyle bakıyordu. |
görmekverbo transitivo (observar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Você já viu um livro tão grande? Sen hiç bu kadar büyük bir kitap gördün mü? |
addetmek, kabul etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ela vê isso como uma exceção à regra. Bunu kural dışı bir istisna olarak addediyor. |
izlemek(dizi, film, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
mütalaa etmek, düşünmekverbo transitivo (considerar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Muitas pessoas veem a tatuagem negativamente. Pek çok kişi, dövme yaptırmayı olumsuz olarak mütalaa etmektedir. |
ile görüşmek(consultar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu preciso ver (or: ir a) o médico. Bir doktorla görüşmek istiyorum. |
görüntülemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Um milhão de pessoas viram aquele vídeo do gato falante. |
anlamak, görmek, kavramakverbo transitivo (perceber) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Eu vejo esta situação diferentemente. Ben durumu farklı bir şekilde görüyorum. |
görmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Aqueles que viram disseram que foi uma coisa terrível. |
bakmak(duruma, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vamos ver, o que precisamos fazer agora? |
kabul etmekverbo transitivo (reconhecer como aceitável) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sim, vejo isso com certeza. Que ótimo plano! |
bakmak, ilgilenmek(prestar serviço profissional) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O médico vai lhe ver agora. |
seyretmek, izlemek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Você viu as notícias ontem à noite? |
değerlendirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Eu vejo essa ideia com desconfiança. |
görmek(ter visão) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu não consigo enxergar. Você pode acender a luz? |
görmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) A neblina estava tão densa que Harry mal podia ver a estrada. |
seçmek(discernir) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Você consegue ver aquele monte ao longe? |
izlemek, seyretmek, görmekverbo transitivo (ver como espectador) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Você viu (or: assistiu) o último filme dela? Bu aktörün en son filmini izledin mi (or: gördün mü)? |
görmeye gitmek, ziyaret etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Eu gostaria de ir ver (or: visitar) a tia June este fim de semana. Bu hafta sonu teyzemi görmeye gitmek istiyorum. |
anlamak(compreender) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu vejo. Então é por isso que você não estava em casa. Anlıyorum. Demek bu yüzden evde yoktunuz. |
ortaya çıkarmakverbo transitivo (averiguar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vou ver se meu pai sabe algo sobre isso. |
gözünde canlandırmakverbo transitivo (formar imagem mental) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Posso até imaginar o olhar na cara dele! |
olarak görmek, gözü ile bakmak, nazarıyla bakmakverbo transitivo (julgar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu a vejo como a futura primeira ministra. |
emin olmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ele olhou em volta para ver que ninguém estava presente. |
görüp geçirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Este barco viu muitos dias bonitos no lago. |
farketmek(notar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Vejo que os mineiros estão em greve de novo, de acordo com o jornal. |
içine bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Frank olhou na geladeira para ver se tinha leite. |
yetişmek(figurado) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Vamos pegar a mostra de arte no museu antes que ele feche. |
bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Essas fotos de família são ótimas! Dê uma olhada. |
görmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu não consigo enxergar o sinal dessa distância. |
televizyon seyretme, televizyon izleme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
rastlamak, rastgelmek(BRA, informal) (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Topamos com a Monica nos correios. |
olarak görmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O governo considerou o último escândalo como um desastre. |
flört etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ölüm kalım meselesiexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
haydi yap
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Quer comprar um carro novo? Vai fundo! |
hodri meydan(BR, informal) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
görmeye değer şey(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
vitrinlere bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Não posso comprar nada no momento, então estou apenas olhando vitrines. |
hiç benzememek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(işi) yapmaya başlamak(expressão) (gündelik dil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nós temos que botar a mão na massa se quisermos terminar hoje. |
çok ilgisi/alâkası olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilgisi/alâkası olmakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(olaylara, vb.) iyi tarafından bakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hiç ilgisi/alâkası olmamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hoş karşılamamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
madalyonun her iki yüzünü de görmekexpressão (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sonuna yaklaşıldığını görmekexpressão (terminar um longo trabalho) (projenin, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çift görmek, biri iki görmekexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
layığını bulduğunu görmekexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
başka bir gözle bakmakexpressão verbal (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ışığı görmekexpressão (figurado, entender) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çözüm bulmaya çalışmakexpressão (tentar encontrar uma solução) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kendi gözleriyle görmekexpressão verbal (informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
bütününe bakmakexpressão verbal (bir olayın) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilgilendirmemekexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
içini görmekexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estou vendo através da sua blusa! Quem sabe você devia vestir outra coisa. |
hapis cezası çekmek(gíria) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ela está mofando na cadeia por fraude. |
televizyon seyretmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Um dos meus hobbies favoritos é assistir TV com a minha família. |
icabına bakmakexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nossos convidados chegarão em breve, então vamos ver como preparar a comida. |
yap da görelim(BR, informal) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Se acha que consegue fazer melhor, manda ver! |
iyimser ol
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
hesap günüexpressão (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hiçbir ilişkisi olmamakexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilgisi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ile ilgisi olmakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kanmamak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mamãe sempre pode ver além de suas desculpas. |
düşünmekexpressão (pensar sobre algo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Você quer sair hoje à noite? Bem, veremos isso quando você terminar todo o dever de casa. |
görmezden gelmekexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Eu disse "olá", mas ele nem sequer viu. |
ilgili olmakexpressão verbal (birisi ile) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
işi olmamakexpressão (bir şey ile) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hiçbir ilgisi/alâkası olmamakexpressão (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gel burayaexpressão (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) O dono da barraquinha gritou, "Venham ver! Venham ver! Todos os sapatos femininos à metade do preço!" |
kağıt istemekexpressão verbal (baralho: ver cartas) (iskambil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) É minha vez e eu vou pagar para ver. |
görmekexpressão verbal (baralho: ver cartas) (iskambil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Após a terceira rodada qualquer um pode pagar para ver. |
gizlice gözetlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
olarak adlandırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Essa última tecnologia é vista como a resposta para todos os nossos problemas. |
Portekizce öğrenelim
Artık ver'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
ver ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.