İspanyolca içindeki hará ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki hará kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte hará'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki hará kelimesi görev/iş yapmak, işle meşgul olmak, yapmak, inşa etmek, yaratmak, yapmak, imal etmek, imalat yapmak, yapmak, meydana getirmek, hazırlamak, neden olmak, sebep olmak, yol açmak, zorla yaptırmak, yaptırmak, etmek, davranmak, hareket etmek, olmak, üretmek, neden olmak, sebep olmak, hazırlamak, çaba sarfetmek, çaba göstermek, sahnelemek, yapmak, yaratmak, oluşturmak, yapmak, yapmak, düzeltmek, atamak, oluşturmak, eşit olmak, kazanmak, harekete geçmek, pişirmek, yazmak, katetmek, yolculuk etmek, yapmak, yaratmak, oluşturmak, kazanmak, çekmek, yapmak, halletmek, (olarak) çalışmak, iş yapmak, oyuk açmak, yapmak, elde etmeye çalışmak, kahve yapmak, kazanmak, inşa ettirmek, yerine getirmek, yapmak, başvurmak, hazırlamak, hazır etmek, bahis oynamak, yapmak, ısmarlamak, yapmak, edinmek, neden olmak, sebep olmak, sunmak, iş çevirmek, yapmak, yapmak, bavulunu hazırlamak, valizini hazırlamak, çıkarmak, fırında pişirmek, zorlamak, gerekmek, gerektirmek, oynamak, canlandırmak, döndürmek, kıvrılmak, aklını çelmek, atmak, hınç, büyük kar etme, tuzağa düşürme, kurallar, kaideler, -e dikkat çekmek, çentik yapmak, soru sormak, boyun eğmek, eşleştirmek, örgü örmek, karalamak, çiziktirmek, yön vermek, konudan uzaklaşmak, konunun dışına çıkmak, konudan ayrılmak, çıkarma yapmak, çıkarma işlemi yapmak, (inek, vb.) böğürmek, dönmek, hızla dönmek, azametle yürümek, el kol hareketleri yapmak, kaydetmek, bağış yapmak, bağışta bulunmak, susmak, tazelemek, işten kaytarmak, aylaklık etmek, tembel tembel oturmak, boş gezmek, iyice dinlenmek, istirahat etmek, giriş yapmak, kenara çekilmek, etkisini göstermek, okulu asmak, ilerletmek, iyileştirmek, geliştirmek, göstermek, aldırmamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
hará kelimesinin anlamı
görev/iş yapmak, işle meşgul olmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Qué haces esta tarde? Pedro se había retirado y no sabía qué hacer durante el día. |
yapmak, inşa etmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los niños hicieron casas con bloques. Çocuklar, oyuncak bloklardan evler yaptılar. |
yaratmak, yapmak(bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Como artista hizo piezas fabulosas a partir de metal de desecho. Qué linda pintura, ¿tú la hiciste? |
imal etmek, imalat yapmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Esa fábrica hace cerrojos. O fabrika, cıvata imalatı yapmaktadır. |
yapmak, meydana getirmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los tejedores hicieron un sombrero de hojas de palma. Dokumacılar, palmiye yapraklarından şapka yaptılar. |
hazırlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi madre quiere hacer un pastel para mi fiesta. |
neden olmak, sebep olmak, yol açmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los perros hicieron un gran barullo en la calle. Köpekler, sokakta kargaşaya neden oldular. |
zorla yaptırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mis padres me hacen comer verduras. |
yaptırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él siempre me hace reír. |
etmekverbo transitivo (mutlu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Me haces feliz. |
davranmak, hareket etmekverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Haz lo que yo digo, no lo que yo hago. |
olmak(soğuk, sıcak) Hoy hace frío. Necesitarás tu gorro y tus guantes. |
üretmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La modista podía hacer seis vestidos en un día. |
neden olmak, sebep olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Las drogas puedes hacer mucho daño. |
hazırlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Yo haré los tragos, tú mantén a todos entretenidos. |
çaba sarfetmek, çaba göstermekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No importa si apruebas el examen o no, sólo haz tu mejor esfuerzo. |
sahnelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Próximamente haremos Hamlet. |
yapmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No hacemos ese tipo de cosas aquí. |
yaratmak, oluşturmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¡Vamos a hacer un niño! |
yapmakverbo transitivo (konuşma, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Todos los candidatos hicieron discursos. |
yapmak(ödeme, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Adam hace un pago para el coche una vez al mes. |
düzeltmekverbo transitivo (yatak, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las chicas deben hacer su cama cada mañana. |
atamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El presidente va a hacer vicepresidente a Chris. |
oluşturmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La cámara legislativa hace las leyes. |
eşit olmak(matemáticas) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dos más dos hacen cuatro. |
kazanmak(puan, sayı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El jugador hizo un gol en el segundo tiempo. |
harekete geçmekverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) No te quedes ahí sentado, ¡haz algo! |
pişirmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Voy a hacer (or: cocinar) un asado este fin de semana. |
yazmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Su próximo proyecto es hacer (or: escribir) un libro sobre la historia de Wimbledon. |
katetmekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hicimos (or: recorrimos) quinientas millas en dos días. |
yolculuk etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Visitaremos la Riviera este verano. |
yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Qué te convierte en un buen escritor? |
yaratmak, oluşturmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Leanne siempre forma sus propios juicios muy rápidamente. |
kazanmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jeff gana 80 000 $ al año. |
çekmek(resim) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El fotógrafo tomó varias fotos de la novia y el novio. |
yapmak, halletmek(platos, vasos...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Yo lavaré los platos puesto que tú cocinaste. Yemeği sen pişirdin, bulaşıkları da ben hallederim. |
(olarak) çalışmak, iş yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿A qué te dedicas? |
oyuk açmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El choque le hizo un agujero a la puerta del auto. |
yapmakverbo transitivo (travesuras, fechorías) (yaramazlık, kötü bir şey) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Katie se encerró en su habitación; ¿qué estará haciendo ahí dentro? |
elde etmeye çalışmak(estudios) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Melanie hace la carrera de medicina. |
kahve yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Holly hizo una tetera de infusión de hierbas para sus invitados. |
kazanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La película hizo $20 millones la primera semana. |
inşa ettirmek(informal) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Donald se hará una casa en la costa. Los albañiles empezarán en marzo. |
yerine getirmek(silencio) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La gente suele hacer un minuto de silencio durante el Día del Armisticio. |
yapmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Haz así con tus manos. |
başvurmakverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Hicieron un gran esfuerzo para llegar aquí a tiempo. |
hazırlamak, hazır etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Yo haré la comida si tú pones la mesa. |
bahis oynamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tienen un minuto para hacer sus apuestas. |
yapmak(arama, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Hago la llamada por usted? |
ısmarlamak(encargos) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Me gustaría hacer un pedido por una docena más de artículos. |
yapmakverbo transitivo (getir götür işleri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tengo que hacer unos encargos. |
edinmek(arkadaş, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hizo muchas amistades en aquellos años. |
neden olmak, sebep olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tus palabras me han hecho pensar. |
sunmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ella hizo una oferta para adquirir el negocio. |
iş çevirmekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No hagas jugarretas tontas durante la cena. |
yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Joe hizo una tabla de surf de un tablón de madera. |
yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El ejército a veces hace rescates de montaña en esta zona. |
bavulunu hazırlamak, valizini hazırlamakverbo transitivo (valija, maleta, bolso) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Has hecho ya las maletas? |
çıkarmak(sorun, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El auto hace un ruido como un golpeteo. |
fırında pişirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Hornea la torta por media hora y luego fíjate si ya está hecha. |
zorlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) No iré. No puedes obligarme. |
gerekmek, gerektirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Qué se necesita para convencerte? Seni ikna etmek için ne yapmam gerekiyor? |
oynamak, canlandırmak(coloquial) (bir rolü) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Quién quiere hacer de Lady Mcbeth? |
döndürmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él hizo girar el jarrón para que esté orientado mirando a la habitación. |
kıvrılmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La calle hizo una curva. |
aklını çelmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Estás tratando de hacerme cambiar de opinión? |
atmaklocución verbal (takla, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) María hizo giros en el jardín. |
hınç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Anna no necesitaba el coche. Lo cogió por puro rencor porque sabía que tú lo querías. |
büyük kar etme(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se enriquecieron el año pasado comprando edificios de departamentos. |
tuzağa düşürme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El acusado protestó diciendo que él era una víctima de inducción. |
kurallar, kaideler
Acá hay una lista de normas para tener peces tropicales. |
-e dikkat çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quisiera señalar la importancia de este punto. |
çentik yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El granizo abolló el techo del coche. |
soru sormak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El profesor dijo a los alumnos, "si no entendéis la materia, por favor, preguntadme". |
boyun eğmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Sé que no quieres sentarte junto a ella, pero tendrás que aguantarte y tratar de hacer conversación! |
eşleştirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No me molesta lavar y planchar, pero odio emparejar todas las medias. |
örgü örmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A Kelsey le gustaba tejer cuando estaba agobiada. |
karalamak, çiziktirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Garabateo cuando hablo por teléfono y me ayuda a pensar. |
yön vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Yo manejo si tú nos diriges. |
konudan uzaklaşmak, konunun dışına çıkmak, konudan ayrılmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Divaga tanto que te olvidas de qué trataba su historia. |
çıkarma yapmak, çıkarma işlemi yapmak(matematik) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los niños aprenden a sumar y restar en el primer año de escuela. |
(inek, vb.) böğürmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El niño pequeño mugía cada vez que veía una vaca. |
dönmek, hızla dönmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Las aspas del molino de viento giraban lentamente con la brisa. |
azametle yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Jasmine se contoneó por el pasillo. |
el kol hareketleri yapmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El conferencista gesticuló intensamente durante su discurso apasionado. |
kaydetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Registra tu progreso escribiendo todo lo que hayas logrado cada día. |
bağış yapmak, bağışta bulunmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Entra en el sitio web de la asociación benéfica si quieres contribuir. |
susmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
tazelemek(hafıza, bilgi, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi francés es bueno, pero me gustaría repasar un poco. |
işten kaytarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Deja de tontear y ayúdame a levantar este lío. |
aylaklık etmek, tembel tembel oturmak, boş gezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nos pasamos todo el fin de semana holgazaneando, tomando cerveza y mirando televisión. |
iyice dinlenmek, istirahat etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Luego de subir esa montaña tuve que descansar por tres días! |
giriş yapmak(otel) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) ¿A qué hora deberíamos registrarnos en el hotel? |
kenara çekilmek(MX) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Por favor, quítense para dejar pasar a la silla de ruedas. |
etkisini göstermek(coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los efectos del tranquilizante deberían comenzar a notarse en unos minutos. |
okulu asmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ilerletmek, iyileştirmek, geliştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Trabajamos muy duro para mejorar este sitio web. Bu internet sitesini geliştirmek için çok çalıştık. |
göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mostró cómo se opera la máquina. Makinenin nasıl kullanılacağını gösterdi. |
aldırmamak(birisine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Es tan pesada que simplemente la ignoro. Bu kadın çok sinir. Ona hiç aldırmıyorum. |
İspanyolca öğrenelim
Artık hará'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
hará ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.