İspanyolca içindeki apoyo ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki apoyo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte apoyo'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki apoyo kelimesi arka çıkmak, taraf çıkmak, desteklemek, dikkate almak, kabullenmek, benimsemek, desteklemek, -e yaslamak, desteklemek, destek vermek, destek olmak, arka çıkmak, desteklemek, desteklemek, destek vermek, desteklemek, desteklemek, destekleyen, destek vermek, beraber olmak, birlikte olmak, savunucusu olmak, desteklemek, destek vermek, tutmak, desteklemek, onaylamak, tasdik etmek, onaylamak, tasvip etmek, altına destek koymak, desteklemek, dayamak, desteklemek, destek olmak, destek olmak, desteklemek, teşvik etmek, desteklemek, destek olmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, savunmak, desteklemek/tarafını tutmak, desteklemek, desteklemek, destek, (manevi) destek, yardım, destek, teşvik, destek, destek, dayanak, destek, destek, destek verme, destekleme, destek, yardım, destek, (pencere) pervaz, savunma, müdafaa, destek, duvar desteği, duvar temeli, psikolojik destek, güven veren kimse, duygusal dayanak, dayanak, destek, anlayış, destek, duygusal destek, (takım) tutmak, manevi destek sağlamak, destek olmak, finanse etmek, finansman sağlamak, desteklemek, sadık kalmak, tarafını tutmak, desteklemek, yardımına koşmak/destek olmak, desteklemek, desteklemek, yardım etmek, (bağrına, vb.) basmak, bastırmak, fikrini açıklamak, desteklemek, destek vermek, şiplemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
apoyo kelimesinin anlamı
arka çıkmak, taraf çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El senador nunca apoyaría esa ley; ¡va en contra de sus principios! |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Apoyaba el aumento de impuestos. |
dikkate almakverbo transitivo (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No estaba preparada para apoyar mis ideas. |
kabullenmek, benimsemek(una causa) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Libremente apoya opiniones que son populares entre las celebridades. |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
-e yaslamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Apoyó la escalera contra el muro y trepó hasta la ventana. |
desteklemek, destek vermek, destek olmak, arka çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Apoyó el libro para poder leer y tejer al mismo tiempo. |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La comunidad apoyó al político. |
desteklemek, destek vermek(argumento) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Su conclusión es apoyada por la evidencia. |
desteklemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La esposa del diputado lo apoyó cuando fue acusado de malgastar los fondos públicos. |
desteklemekverbo transitivo (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
destekleyen(fikri, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Los padres de Gareth siempre apoyan sus decisiones. |
destek vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Me pidieron que apoyara una causa en la que no creo. |
beraber olmak, birlikte olmakverbo transitivo (destek vermek anlamında) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La muchedumbre respondió a su discurso gritando: "¿Te apoyamos, Amelia!" |
savunucusu olmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Te apoyaré pase lo que pase, puedes confiar en mí. |
desteklemek, destek vermekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Apoyo a este candidato a alcalde. Tartışmada çok sevdiği arkadaşına arka çıktı. |
tutmak(spor takımı, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las fanáticos apoyan al equipo con entusiasmo. |
desteklemek(aday, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El partido ha elegido apoyar al candidato. |
onaylamak, tasdik etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El juez apoyó la decisión de la cámara baja. |
onaylamak, tasvip etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jefe respaldó la propuesta de Karen de hacer más eficiente a la oficina. |
altına destek koymak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu casa deberá ser apuntalada para evitar que colapse. |
desteklemek(mimari) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
dayamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Úrsula sostuvo la pala contra la pared mientras ponía la planta en el hoyo que había cavado. |
desteklemek, destek olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La ciudad promueve la educación y ahora tiene los mejores estudiantes del estado. |
destek olmak, desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
teşvik etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los gritos de la multitud alentaron al equipo. |
desteklemek, destek olmak(apoyar) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nuestro partido intenta promover al candidato. |
yukarı kaldırmak, yükseltmek(físicamente) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El techo y el suelo del piso de arriba están sostenidos con vigas de roble. |
savunmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
desteklemek/tarafını tutmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Puedes ganar! Todos estamos contigo. |
desteklemek(causa) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si prometes no cambiar de idea, respaldaré tus esfuerzos para limpiar el parque. |
desteklemek(AR, coloquial) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Siempre ha hinchado por los perdedores. |
destek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hay mucho apoyo popular para el movimiento en favor de la comida orgánica. |
(manevi) desteknombre masculino (emocional) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El apoyo de su familia a lo largo de su divorcio fue importante para él. Boşanması sırasında ailesinden gördüğü manevi destek Ahmet için çok önemliydi. |
yardımnombre masculino (ser soporte de algo o alguien) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Su hijo fue un gran apoyo para ella en sus últimos años. |
destek, teşviknombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Con el apoyo de sus profesores, Martha consiguió entrar en la universidad. |
destek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sin el apoyo de Maria, Andy nunca habría tenido éxito en los negocios. |
destek, dayanak(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Miles es el apoyo de este plan. Sin él, no podemos hacerlo. |
destek(aday, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El partido está unido en su apoyo a este candidato. |
destek, destek verme, desteklemenombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi amigo estaba perdiendo la discusión y me miró en busca de apoyo. |
destek, yardım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El grupo antiarmas tiene el respaldo de miles de personas en la ciudad. |
destek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando el policía vio que no podía manejar la situación, pidió refuerzos. |
(pencere) pervaz(ventana) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) James cerró la ventana y puso la llave sobre el alféizar. |
savunma, müdafaa
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La supermodelo fue criticada por su defensa de los derechos de los animales. |
destek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El Presidente cuenta con la aprobación de la gran mayoría de los ciudadanos. |
duvar desteği, duvar temeli(inşaat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
psikolojik destek(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Creo que estás usando tu religión como una muleta. |
güven veren kimse, duygusal dayanak(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando su madre murió, Bebe fue el faro de Dexter. |
dayanak, destek(figurado) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mi hermano es mi roca. |
anlayış
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A pesar de la postura oficial del partido, el político sentía cierta solidaridad por la causa rebelde. |
destek(kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
duygusal destek(figurado) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(takım) tutmak(sporda) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Él apoya a los Yankees. Arkadaşım Galatasaray'ı tutuyor. |
manevi destek sağlamak, destek olmak(emocional) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Su familia lo apoyó a lo largo de su divorcio. |
finanse etmek, finansman sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La empresa financió una gran campaña difamatoria contra su competencia. |
desteklemek(birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sadık kalmak(birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tarafını tutmak(birisinin) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El partido espera que el ministro lo apoye. |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La iglesia apoyó a Ben cuando se presentó como candidato a alcalde. |
yardımına koşmak/destek olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Todos se solidarizaron con el alcalde durante sus momentos de crisis. |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ve y dile al jefe lo que pasó, yo te respaldaré. |
desteklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dijo que era un trabajo para un hombre más joven y las estadísticas están de su lado. |
yardım etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Es importante ayudar a los amigos cuando lo necesitan. |
(bağrına, vb.) basmak, bastırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ben arrimó el mentón al hombro de su novia. |
fikrini açıklamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
desteklemek, destek vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jason quiere apoyar a su amigo en el partido. |
şiplemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İspanyolca öğrenelim
Artık apoyo'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
apoyo ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.