İspanyolca içindeki aparecer ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki aparecer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte aparecer'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki aparecer kelimesi gözükmek, belirmek, gelmek, gelmek, bulunmak, rol almak, meydana gelmek, ortaya çıkmak, habersiz gelmek, gözükmeye/görünmeye başlayan, nüksetmek, hayatına girmek, ekranda belirmek, çıkmak, belirmek, görünmek, yer almak, ortaya çıkmak, zuhur etmek, hazır bulunmak/katılmak, çıkmak, meydana çıkmak, birden ortaya çıkmak, gündeme gelmek, ortaya çıkmak, hâsıl olmak, baş göstermek, gelmek, varmak, (aniden) çıkmak, fırlamak, çıkmak, ortaya çıkmak, yüzeye çıkmak, oluşmak, oraya, göz önüne serilmek, (sorun, vb.) büyütmek, ortaya çıkmak, rol vermek, yayınlanmak, sihir yoluyla yaratmak, sarsmak, bir anda ortaya getirmek, önüne fırlamak, aniden belirmek, yavaş yavaş görünmek, uğramak, çıkarmak, yavaş yavaş ortaya çıkmak/baş göstermek, kısa rol alma/oynama, belirmek, su üstünde belirmek, manşetten vermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
aparecer kelimesinin anlamı
gözükmek, belirmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Al fin aparecieron a lo lejos, a la otra punta de la playa. Nihayet kumsalın karşı tarafında gözüktüler. |
gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se suponía que nos íbamos a encontrar para tomar un té a las 5 en punto, pero no apareció. |
gelmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No esperaba que apareciese en mi fiesta, puesto que no estaba invitado. |
bulunmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No te preocupes por tus gafas: aparecerán. |
rol almak(film, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ha aparecido en varios programas de televisión. |
meydana gelmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La peste negra surgió (or: apareció) por primera vez en Inglaterra en 1348. |
ortaya çıkmak
Las Naciones Unidas vieron la luz como consecuencia del deseo de mantener la estabilidad mundial. |
habersiz gelmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Aparece sin avisar esperando que le den de cenar. |
gözükmeye/görünmeye başlayan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Las montañas que aparecían a la vista estaban coronadas por espesas nubes. |
nüksetmek(hastalık) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El herpes puede aparecer en aquellos que hayan tenido varicela de chicos. |
hayatına girmekverbo intransitivo (birisinin) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
ekranda belirmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cuando leía el artículo, apareció un anuncio y me oscureció el texto. |
çıkmak(kıl, saç) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Intento sacarme los pelos de la ceja apenas empiezan a aparecer. |
belirmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si pinchas en ese botón la foto aparecerá en la pantalla. |
görünmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El sol apareció por las montañas. |
yer almak(haber programında, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El desastre apareció en las noticias de la tarde. |
ortaya çıkmak, zuhur etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La lluvia apareció (or: vino) de la nada. |
hazır bulunmak/katılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dijo que haría todo lo posible para venir, pero que probablemente llegaría tarde. |
çıkmak, meydana çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Se oyó un ruido entre los arbustos y salió un erizo. |
birden ortaya çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Max abrió el armario y sus hijos saltaron gritando "¡Sorpresa!". |
gündeme gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El senador sabía que esa pregunta sobre su campaña iba a salir. |
ortaya çıkmak, hâsıl olmak, baş göstermek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Surgirán problemas si no se dispersa a la multitud. Bu kalabalık dağıtılmadığı takdirde sıkıntılar ortaya çıkacaktır (or: baş gösterecektir). |
gelmek, varmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) De repente llegaron dos autobuses al mismo tiempo. |
(aniden) çıkmak, fırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El payaso saldrá de la caja. Kutunun içinden aniden bir palyaço fırlayacak. |
çıkmak, ortaya çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yüzeye çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La pelota se perdió en el lago y a los pocos segundos surgió de nuevo. |
oluşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le salió un sarpullido en el cuello. |
oraya
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) El autobús llegó justo cuando estaba empezando a llover. |
göz önüne serilmek(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tomamos una curva en la carretera de montaña y un paisaje magnífico se reveló ante nosotros. |
(sorun, vb.) büyütmek(figurado) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cuando Rick y Daisy discuten, a menudo el asunto del dinero asoma la cabeza. |
ortaya çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sal de las sombras y ven aquí a la luz donde pueda verte. |
rol vermek(película, programa) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La película tiene la actuación de Johnny Depp como un vampiro. |
yayınlanmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La foto apareció en muchos periódicos. |
sihir yoluyla yaratmak(figurado) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El hombre conjuró una paloma de la nada. |
sarsmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bir anda ortaya getirmek(figurado) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El dependiente de pronto conjuró un par de zapatos de mi tamaño. |
önüne fırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El asesino salió de la nada. |
aniden belirmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Muchas tiendas de segunda mano empezaron a aparecer de repente por todo mi pueblo. |
yavaş yavaş görünmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A medida que la escena aparece gradualmente, escuchamos la lluvia golpear contra el techo. |
uğramak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
çıkarmaklocución verbal (büyü ile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El público bostezó cuando el mago hizo aparecer otro conejo del sombrero. |
yavaş yavaş ortaya çıkmak/baş göstermek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El drama se fue desarrollando poco a poco. |
kısa rol alma/oynama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
belirmek(birdenbire) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
su üstünde belirmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
manşetten vermek(haber) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Las noticias sobre la aventura del actor aparecieron en los titulares de todos los diarios del país. |
İspanyolca öğrenelim
Artık aparecer'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
aparecer ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.