İngilizce içindeki volunteering ne anlama geliyor?

İngilizce'deki volunteering kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte volunteering'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki volunteering kelimesi gönüllü, gönüllü, gönüllü çalışan, ücretsiz çalışan, gönüllü hayır işi yapmak, gönüllü olarak yapmak, -e gönüllü olmak, gönüllü olmak, gönüllü asker, kendi kendine yetişen bitki, askere yazılmak, sunmak, kendini askere yazdırmak, gönüllü iş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

volunteering kelimesinin anlamı

gönüllü

noun (person willing to do [sth])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
We need volunteers to transcribe this manuscript.
El yazmasının çeviriyazısını yapacak gönüllülere ihtiyacımız var.

gönüllü

noun ([sb] doing unpaid charity work)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Rubin is a volunteer at the animal shelter on weekends.

gönüllü çalışan, ücretsiz çalışan

noun (unpaid worker)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The town's fire brigade is made up entirely of volunteers.

gönüllü hayır işi yapmak

intransitive verb (do unpaid charity work)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Would you be interested in volunteering?

gönüllü olarak yapmak

transitive verb (offer: time, services, etc.) (iş, hizmet, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Thank you to those who have volunteered their time and talents to make this project a success.

-e gönüllü olmak

verbal expression (offer to do [sth])

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Stella volunteered to go first.

gönüllü olmak

intransitive verb (offer)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
They asked who wanted to go first and Dan volunteered.

gönüllü asker

noun (enlisted soldier)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He was a volunteer in the twenty- second regiment.

kendi kendine yetişen bitki

noun (plant that grows uncultivated)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
These crop plants are volunteers, growing without any help on my part.

askere yazılmak

intransitive verb (military: enlist)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
He volunteered even before war was declared.

sunmak

transitive verb (offer) (gönüllü olarak)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
She volunteered her help for the weekend.

kendini askere yazdırmak

transitive verb (military: enlist yourself)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
He volunteered himself at the outbreak of war.

gönüllü iş

noun (unpaid employment for a cause)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

İngilizce öğrenelim

Artık volunteering'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.