İngilizce içindeki steering ne anlama geliyor?

İngilizce'deki steering kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte steering'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki steering kelimesi direksiyon sistemi, direksiyon kullanma, direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak, yönelmek, yöneltmek, hadım edilmiş boğa, rota izlemek, sürülmek, yönlendirmek, yönetmek, hidrolik direksiyon, yürütme komitesi, direksiyon, direksiyon simidi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

steering kelimesinin anlamı

direksiyon sistemi

noun (mechanism in car, boat, etc.)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
As he went around the tight corner, Jeremy realised with horror that something was wrong with the steering.

direksiyon kullanma

noun (act of directing a vehicle, vessel)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Thanks to Rachel's expert steering, the boat got safely into harbour.

direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak

transitive verb (car, bike) (araba, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yönelmek, yöneltmek

transitive verb (figurative (towards option) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hadım edilmiş boğa

noun (castrated bull)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A herd of steers was grazing in the field.

rota izlemek

intransitive verb (pursue a course)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
The captain steered for shore.

sürülmek

intransitive verb (vehicle: be guided) (araç)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
This car steers beautifully.

yönlendirmek

transitive verb (take in particular direction)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Patrick soon steered the conversation around to his favourite topic.

yönetmek

transitive verb (oversee)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
This CEO has steered the company to its current world-beating position.

hidrolik direksiyon

noun (engine-assisted steering system)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
I can't even remember what driving was like before power steering was invented.

yürütme komitesi

noun (group that sets schedules)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The steering committee will meet in October to consider how to proceed.

direksiyon, direksiyon simidi

noun (control wheel of a vehicle) (motorlu araç)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
A driver should not need to take their hands off the steering wheel to turn on the indicator.

İngilizce öğrenelim

Artık steering'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

steering ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.