İngilizce içindeki peak ne anlama geliyor?

İngilizce'deki peak kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte peak'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki peak kelimesi dağ zirvesi, zirve, tepe, doruk, zirveye çıkmak, doruğa ulaşmak, en yüksek noktaya ulaşmak, en yoğun, sivri uçlu dağ, zirve, siper, yükselmek, mevsim dışı, yoğun olmayan zamanlarda, yoğun sezon, en yoğun zaman, en iyi zaman anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

peak kelimesinin anlamı

dağ zirvesi

noun (mountain top)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Gladys and Dawn reached the peak breathless but happy.

zirve, tepe, doruk

noun (high point)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
From the roof's peak, Janice could see right across the valley.

zirveye çıkmak, doruğa ulaşmak, en yüksek noktaya ulaşmak

intransitive verb (reach high point)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The singer's popularity peaked with his second album; sales of his third album were much lower.

en yoğun

adjective (maximum, time of greatest use)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The price of gasoline increases during peak travel times.

sivri uçlu dağ

noun (mountain with a pointed top)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ben and Adam looked at the peaks stretching out before them.

zirve

noun (most important point)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Maxine is at the peak of her career right now.

siper

noun (visor of a cap) (şapka, kasket)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Not wanting to be noticed, Liam pulled the peak of his cap lower over his eyes.

yükselmek

intransitive verb (come to a point)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The mountain peaks high above them.

mevsim dışı

adjective (outside prime time)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Off-peak rail travel is cheaper than going during rush hour.

yoğun olmayan zamanlarda

adverb (outside prime time)

(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").)
If you travel off peak, you can save a lot of money on train fares.

yoğun sezon

noun (busiest annual period)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Many shops employ extra staff during peak season.

en yoğun zaman

noun (busiest hours)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
We hit peak time, so it took three hours to drive through Chicago in the rush hour traffic.

en iyi zaman

noun (best time to see or do [sth])

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Early October is peak time for fall foliage color in Wisconsin.

İngilizce öğrenelim

Artık peak'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

peak ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.