İngilizce içindeki hundred ne anlama geliyor?
İngilizce'deki hundred kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte hundred'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki hundred kelimesi yüz rakamı, yüz sayısı, yüz, yüz, yüz yaşındaki, yüzlerce, yüzler, yüzü, yüzlercesi, yüzlük, yüzlük, sekiz yüz, sekiz yüz adet, beş yüz, dört yüz, dokuz yüz, yüz, yüz, yüz yaşındaki, yüze yakın, yüz civarında, yüz kadar, yüz bin, yedi yüz, altı yüz, üç yüz, iki yüz, iki yüz anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
hundred kelimesinin anlamı
yüz rakamı, yüz sayısı, yüznoun (invariable (cardinal number: 100) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She lost count just after a hundred. |
yüzadjective (invariable (100 in number) (sayı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) There were a hundred singers in the choir. Three hundred people attended the meeting. |
yüz yaşındakiadjective (100 years of age) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) George received a card from the Queen when he turned a hundred. |
yüzlerceadjective (amounting to hundreds) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Hundreds of people called in during the first hour. |
yüzlerplural noun (numbers between 100 and 999) (sayılar) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) The signatures on the petition are now in the hundreds. |
yüzüpronoun (invariable (people, things: 100 of them) (zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) I wonder how many people are here? I'd guess a hundred. |
yüzlercesipronoun (people, things: hundreds of them) (zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) The number of islands around the British coast is in the hundreds. |
yüzlüknoun (decimal position) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Round up to the nearest thousand: we don't need tens or hundreds. |
yüzlüknoun (US, informal (paper money: bill worth 100 dollars) (para) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Can you break a hundred? Şu yüzlüğü bozabilir misiniz? |
sekiz yüz, sekiz yüz adetadjective (800 in number) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) There are eight hundred students at the school. |
beş yüzadjective (500 in number) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I need five hundred dollars to fix my car. |
dört yüzadjective (400 of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) He claimed he could eat four hundred hot dogs in three hours. |
dokuz yüzadjective (900: of something) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nine hundred people have signed the petition protesting against the plan to build a wind farm near the village. |
yüznoun (cardinal number: 100) (sayı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In Roman numerals, C means "one hundred". |
yüzadjective (100 of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) None of us will be here one hundred years from now. |
yüz yaşındakiadjective (100 years old) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My grandmother lived to be one hundred. |
yüze yakın, yüz civarında, yüz kadaradjective (informal (about a hundred) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) It's a middle-sized plane, with one hundred or so seats. |
yüz binadjective (100,000 in number) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yedi yüzadjective (700 of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The company employs seven hundred people. |
altı yüzadjective (600: of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
üç yüzadjective (300 of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
iki yüzadjective (200 of [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
iki yüznoun (group of 200) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İngilizce öğrenelim
Artık hundred'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
hundred ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.