Fransızca içindeki se perdre ne anlama geliyor?

Fransızca'deki se perdre kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte se perdre'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki se perdre kelimesi kaybetmek, kaybetmek, mağlup olmak, yoksun bırakılmak, mahrum edilmek, kaybetmek, anlatamamak, kaybetmek, heba etmek, kaybetmek, hakkını kaybetmek, soymak, parçalara ayırmak, zarar etmiş, zararda, gerilemek, kaybetmek, dökmek, kilo vermek, tüy dökmek, kaybetmek, aylaklık ederek geçirmek, terleyerek atmak, vazgeçmek, (fırsat, vb.) iyi kullanmamak, boşa harcamak, değiştirmek, sızdırmak, kaybetmek, vakti boşa harcamak, zaman öldürmek, boşa harcamak, yanlış yoldan götürmek, çöpe gitmek, azalmak, ayrı düşmek, yolunu kaybetmek, görüşememek, yavaş yavaş kopmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

se perdre kelimesinin anlamı

kaybetmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a perdu ses clés.
Anahtarlarını kaybetti.

kaybetmek, mağlup olmak

verbe transitif (kazanamamak)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ils savaient qu'ils allaient perdre le jeu.
Maçı kaybedeceklerini biliyorlardı.

yoksun bırakılmak, mahrum edilmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ils ont perdu le droit d'utiliser la bibliothèque à cause du bruit qu'ils faisaient.

kaybetmek

verbe transitif (para, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous avons perdu mille dollars à la Bourse.

anlatamamak

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Vous m'avez perdu. Vous pourriez répéter plus doucement ?

kaybetmek

verbe transitif (ölüm nedeniyle)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle a perdu son mari d'un cancer il y a deux ans.

heba etmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tu viens de perdre (or: gâcher) toute cette nourriture parce que tu la brûles !

kaybetmek, hakkını kaybetmek

verbe transitif (des droits, privilèges...) (hukuki olarak)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
En épousant une femme divorcée, le roi perdit ses prétentions au trône.

soymak

(serpent : la peau durant la mue) (deri, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

parçalara ayırmak

(morceau de glace) (buzdağı, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

zarar etmiş, zararda

verbe transitif (Jeux d'argent) (kumar)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
J'ai perdu trois cents dollars.

gerilemek

(baisse des capacités)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le joueur a un peu perdu par rapport à son extraordinaire performance de l'an dernier.

kaybetmek

verbe transitif (argent) (kumarda)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il a perdu mille euros au casino ce week-end.

dökmek

verbe transitif (ses feuilles) (yaprak, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les arbres perdent leurs feuilles à la fin de l'été.

kilo vermek

verbe transitif (du poids)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vous allez perdre plusieurs kilos à l'aide de ce régime.

tüy dökmek

verbe transitif (animal : ses poils)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Mes chiens perdent leurs poils parce qu'il fait très chaud.

kaybetmek

verbe transitif (avantaj)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
L'équipe de rugby a vite perdu son avantage.

aylaklık ederek geçirmek

(son temps)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

terleyerek atmak

verbe transitif (du poids)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Après les fêtes de Noël, il va falloir que je perde quelques kilos à la salle de sport.

vazgeçmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

(fırsat, vb.) iyi kullanmamak, boşa harcamak

verbe transitif (figuré : rater une opportunité) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Il ne faut pas que tu perdes cette occasion de rencontrer le roi.

değiştirmek

(peau) (deri)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le serpent mue.

sızdırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kaybetmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Samantha égare (or: perd) toujours ses lunettes.

vakti boşa harcamak, zaman öldürmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

boşa harcamak

verbe transitif (du temps) (zaman)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ne perds pas ton temps précieux, fais quelque chose de productif.

yanlış yoldan götürmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les panneaux ont égaré les randonneurs et ils se sont perdus dans les montagnes.

çöpe gitmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Une nouvelle étude a découvert que 50 pour cent de la nourriture à l'échelle mondiale est gaspillée (or: gâchée).

azalmak

(ses, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ayrı düşmek

(personnes) (birbirinden)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Parfois, les amis s'éloignent (or: se perdent de vue) avec le temps.

yolunu kaybetmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il est facile de perdre son chemin dans ce dédale de rues.

görüşememek

(personne)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Colin et moi étions super amis, mais nous avons perdu contact après l'université.

yavaş yavaş kopmak

verbe pronominal (fig) (arkadaşlık ilişkisi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ils étaient proches au lycée mais ils se sont perdus de vue au fil des ans.

Fransızca öğrenelim

Artık se perdre'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

se perdre ile ilgili kelimeler

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.