Fransızca içindeki remontée ne anlama geliyor?

Fransızca'deki remontée kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte remontée'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Fransızca içindeki remontée kelimesi yukarı toplanmak, -de toplanmak, kurmak, (boyunu) yükseltmek, yeniden kurmak, tekrar kurmak, kurmak, yüreklendirmek, cesaretlendirmek, neşeşini yerine getirmek, iyileşmek, geçmişe gitmek, yukarı çıkmak, yükselmek, (piyasa, borsa, vb.) yeniden canlanma, toplanmak, yukarı çekmek, yukarı çekmek, yukarı çekmek, yukarı itmek, yukarı doğru çekmek, sudan çıkarmak, kaldırmak, yükseltmek, yukarı çekmek, yükseltmek, birikmek, (batan gemiden, vb.) mal kurtarmak, yukarı çekmek, desteklemek, teşvik etmek, arayı kapatma, normal (yaşama) geri dönme/dönüş, yakalama, sekme, fermuarını çekmek, ilk adımlar, fermuarlamak, neşe, keyif, zamanı geri döndürmek, geçmişe geri dönmek/zamanı tersine çevirmek, -den beri var olmak, azar işitmek, neşelendirmek, -e kadar gitmek, -e kadar gitmek, yeniden suyun yüzüne çıkmak, çalıştırmak, yükseltmek, canlandırmak, neşelendirmek, öncelik sırasına koymak, önceliklendirmek, vinçle çekmek/kaldırmak, yüzeye çıkmak, tarihinden kalmak, -e kadar uzanmak, üste taşımak, bump yapmak, yüksek merciye taşımak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

remontée kelimesinin anlamı

yukarı toplanmak

verbe intransitif (giysi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cette jupe courte remonte quand je m'assieds.

-de toplanmak

verbe intransitif (giysi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ce pull est beaucoup trop petit pour toi, il te remonte dans le dos !

kurmak

verbe transitif (mécanisme) (saat, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Avant, les montres n'avaient pas de piles, et il fallait les remonter.

(boyunu) yükseltmek

(déplacer vers le haut)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Nous avons remonté le parasol de 15 cm.
Plaj şemsiyesini altı santim kadar yükselttik.

yeniden kurmak, tekrar kurmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kurmak

verbe transitif (un objet mécanique) (saat, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tu dois utiliser une clé spéciale pour remonter l'horloge.

yüreklendirmek, cesaretlendirmek

(figuré : moral) (mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Cela nous a remonté le moral d'apprendre la nouvelle du sauvetage.

neşeşini yerine getirmek

verbe transitif (figuré : le moral)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Edwin était déprimé après la rupture avec son copain mais une soirée entre potes lui a remonté le moral (or: l'a remis d'aplomb).

iyileşmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Nous espérons que les ventes remonteront le mois prochain.

geçmişe gitmek

verbe intransitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les souvenirs de ma grand-mère remontent loin.

yukarı çıkmak

verbe intransitif (vêtements)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ses pantalons ont tendance à remonter sur ses hanches.

yükselmek

verbe intransitif (moral) (moral, vb.)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Leur moral remonta quand ils virent un autre navire.

(piyasa, borsa, vb.) yeniden canlanma

verbe intransitif

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Après avoir connu une baisse inquiétante la semaine dernière, les actions de l'entreprise remontent lentement.

toplanmak

verbe intransitif (kumaş)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Mike achetait toujours les sous-vêtements les plus chers car les marques bon marché remontaient toujours de façon gênante.

yukarı çekmek

verbe transitif (un pantalon) (giysi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Peter dit à son fils de remonter son pantalon avant qu'ils n'entrent dans le restaurant.

yukarı çekmek

verbe transitif (un pantalon, une jupe,...)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Will a remonté (or: relevé) son pantalon avant de se présenter à entretien.

yukarı çekmek

verbe transitif (un vêtement) (giysi)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il a remonté ses chaussettes et son pantalon.

yukarı itmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yukarı doğru çekmek

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle a remonté ses genoux au niveau de sa poitrine et est restée couchée là en position fœtale.

sudan çıkarmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

kaldırmak, yükseltmek, yukarı çekmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le mécanicien a hissé le nouveau moteur dans la vieille voiture avec une grue.

yükseltmek

(le cœur) (moral, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le succès de son roman lui a réchauffé le cœur.

birikmek

verbe intransitif (eau) (su)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
La petite fille creusa un trou dans le sable et regarda l'eau remonter dedans.

(batan gemiden, vb.) mal kurtarmak

verbe transitif

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Les plongeurs ont remonté quelques marchandises de l'épave.

yukarı çekmek

verbe transitif (un vêtement) (etek, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Elle aimait flirter, relevant toujours un peu sa jupe quand un beau jeune homme passait par là.

desteklemek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Le déluge de preuves scientifiques renforçait l'argument du réchauffement climatique.

teşvik etmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

arayı kapatma

nom féminin (Sports) (spor)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

normal (yaşama) geri dönme/dönüş

(de l'économie)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
La reprise de l'économie a soulagé tout le monde.

yakalama

(müsabaka)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

sekme

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

fermuarını çekmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ferme ta veste !

ilk adımlar

(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.)

fermuarlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Grace a fermé son sac.

neşe, keyif

(mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

zamanı geri döndürmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
On ne peut remonter le temps qu'en mémoire ou en pensée.

geçmişe geri dönmek/zamanı tersine çevirmek

locution verbale

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand elle a eu 80 ans, elle a désespérément voulu remonter le temps. Nora espérait que la chirurgie plastique lui permettrait de remonter le temps.

-den beri var olmak

verbe transitif indirect

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Les fossiles remontaient à l'ère précambrienne.

azar işitmek

(familier)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Il allait se prendre un savon par sa femme pour son comportement.

neşelendirmek

locution verbale

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Tiens, un peu de glace au chocolat pour te remonter le moral !

-e kadar gitmek

(dans le temps) (zaman)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ces peintures rupestres remontent à 17 000 ans.

-e kadar gitmek

(changement de sujet) (kökeni)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Les origines de Halloween remontent aux Celtes.

yeniden suyun yüzüne çıkmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

çalıştırmak

(une voiture) (motor, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
À l'époque de mes grands-parents, les voitures démarraient à la manivelle.

yükseltmek

verbe transitif

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cette victoire a fait remonter l'équipe à la troisième place de la ligue.

canlandırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

neşelendirmek

locution verbale (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

öncelik sırasına koymak, önceliklendirmek

locution verbale (Informatique)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Certains utilisateurs ont le droit de faire remonter leur demande dans la liste d'attente.

vinçle çekmek/kaldırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yüzeye çıkmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Le ballon a disparu dans le lac, puis est remonté à la surface quelques instants plus tard.

tarihinden kalmak

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Fais attention, ce disque date de 67 !

-e kadar uzanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Cette chanson remonte à la Seconde Guerre mondiale.

üste taşımak, bump yapmak

verbe transitif (Internet : un fil de discussion) (internet: başlık, mesaj, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yüksek merciye taşımak

locution verbale (bir konuyu, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quand mon responsable a ignoré ma plainte, j'ai fait remonter l'affaire.

Fransızca öğrenelim

Artık remontée'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.

Fransızca hakkında bilginiz var mı

Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.