Fransızca içindeki essayer ne anlama geliyor?
Fransızca'deki essayer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte essayer'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki essayer kelimesi denemek, denemek, kullanıp test etmek, denemeden geçirmek, denemeye tabi tutmak, denemek, denemek, teşebbüs etmek, yeltenmek, kalkışmak, test uygulamak, test etmek, denemek, denemek, test etmek, sınamak, denemek, denemek, denemek, denemek, denemek, denemek, teşebbüs etmek, analiz etmek, deneme, girişim, teşebbüs, deneme, deneme, denemek, tecrübe etmek, kısa süreyle tecrübe etmek, şansını denemek, deşmek, çaba, gayret, teşebbüs, girişim, girişim, denemek, teşebbüs etmek, denemek, tekrar denemek, denemek, yeniden denemek, tekrar denemek, değiştirerek bozmak, hobi olarak ilgilenmek, -i denemek, -e teşebbüs etmek, kapma, çabalamak, çaba sarfetmek, denemek, birşeyi ara sıra yapmak, karışmak, satmaya çalışmak, denemek, çaba sarfetmek, çabalamak, gayret etmek, mücadele etmek, gayret etmek, gayret sarfetmek, yarışmak, çekişmek, tutunmak, (bir şeyi) yakalamayı denemek, yakalamaya çalışmak, geçiştirmek, kalkışmak, kapmaya çalışmak, denemek, tutmaya çalışmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
essayer kelimesinin anlamı
denemekverbe transitif (des vêtements) (giysi, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai essayé la chemise mais je ne l'ai pas aimée. |
denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kullanıp test etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le vendeur nous a laissé essayer le vélo avant de nous décider. |
denemeden geçirmek, denemeye tabi tutmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je veux tester (or: essayer) le programme aujourd'hui pour voir s'il fonctionne. Çalışıp çalışmadığını anlamak için programı bugün denemeden geçirmek istiyorum. |
denemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si tu n'es jamais allé skier, tu devrais essayer. |
denemek, teşebbüs etmek, yeltenmek, kalkışmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Est-ce que tu as déjà essayé le saut à l'élastique ? ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. O kadar gürültünün içinde ödevini yapmaya çalıştı. |
test uygulamak, test etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je crois que je vais essayer cette nouvelle sorte d'encaustique. |
denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai essayé le surf mais je préfère mes bons vieux skis. |
denemek, test etmek, sınamakverbe transitif (test) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Essaie avant de décider si c'est difficile ou non. Önce bir dene de, sonra zor olup olmadığına karar verirsin. |
denemekverbe intransitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Brian n'avait jamais fait de kayak avant mais il a décidé d'essayer. |
denemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ça semble être un travail impossible mais il me semble que nous devons tout de même essayer. |
denemekverbe transitif (un vêtement) (giysi, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Laissez-moi essayer cette chemise pour que je voie si elle me va. |
denemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai essayé la version sans sucre, mais ça a un goût de médicament. |
denemekverbe transitif (évaluer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu peux essayer ces clubs de golf avant de les acheter. |
denemek, teşebbüs etmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) C'est une ascension que même les plus hardis n'essaient (or: ne tentent) pas. |
analiz etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'échantillon minéral sera analysé par un géologue. |
deneme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
girişim, teşebbüs
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a réussi à la troisième tentative. |
deneme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
deneme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
denemek, tecrübe etmek(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'aimerais apprendre à jouer au golf. Un jour, je crois que je tenterai le coup. |
kısa süreyle tecrübe etmek(figuré, familier) (bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
şansını denemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ceci est un gros risque à prendre pour votre affaire ; vous ne devriez pas le tenter à moins d'être sûr que vous pussiez assumer les pertes si cela se passe mal. |
deşmek(konuyu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Chercher des informations croustillantes fait partie du métier de paparazzi. |
çaba, gayret
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est ton meilleur essai ? |
teşebbüs, girişim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'essai de Patrick de peindre le soleil couchant était un désastre complet. |
girişim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'incursion de Tabitha dans le monde de la fiction littéraire se termina de façon désastreuse |
denemek, teşebbüs etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'avais jamais essayé le ski nautique, alors j'ai décidé d'essayer. |
denemek(bir şeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'avais jamais vu de neige mais je me suis dit que j'essaierais bien de faire du surf sur des pistes faciles. |
tekrar denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gary n'était pas satisfait de son premier essai et a donc décidé d'en faire un autre (or: d'essayer de nouveau). |
denemeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'arrive pas à finir ces mots croisés, veux-tu essayer de les compléter ? |
yeniden denemek, tekrar denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vais retenter de le joindre mais il est peut-être en réunion. |
değiştirerek bozmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ne touche pas à l'antivol. |
hobi olarak ilgilenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quoiqu'elle s'essaye parfois à la poésie, sa réputation littéraire est entièrement basée sur son travail de romancière. |
-i denemek, -e teşebbüs etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je tenterai de lui parler lundi. Onunla Pazartesi günü konuşmayı deneyeceğim. |
kapma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le voleur n'a pas réussi à saisir (or: arracher) le téléphone d'Alex. |
çabalamak, çaba sarfetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'essaye de faire de mon mieux. |
denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
birşeyi ara sıra yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) "Tu es peintre ? " "Je m'y suis essayé." |
karışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
satmaya çalışmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle est à New York, à essayer de vendre son nouveau roman. |
denemekverbe transitif (tester) (bir şey yapmayı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Essaie de passer la musique moins fort, et tu entendras peut-être les violons à l'arrière-plan. |
çaba sarfetmek, çabalamak, gayret etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
mücadele etmek(d'un problème) (zorluklarla, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il est toujours aux prises avec les verbes irréguliers en français. |
gayret etmek, gayret sarfetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Essaye de faire tous tes devoirs ce soir. |
yarışmak, çekişmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tutunmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quand on se noie, on essaie d'agripper tout ce qui passe. |
(bir şeyi) yakalamayı denemek, yakalamaya çalışmaklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
geçiştirmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) James dit qu'il ne peut pas envoyer le rapport parce que sa connexion Internet ne fonctionne pas, mais je crois qu'il essaie de gagner du temps parce qu'il ne l'a pas encore terminé. |
kalkışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kapmaya çalışmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nancy essayait de saisir le bout de la corde mais ne réussissait pas à l'attraper. |
denemekverbe transitif (une porte,...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il essaya d'ouvrir la porte. |
tutmaya çalışmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) John essayait d'agripper le bord de la piscine tandis que ses amis essayaient de le sortir de l'eau. |
Fransızca öğrenelim
Artık essayer'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
essayer ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.