Fransızca içindeki déformé ne anlama geliyor?
Fransızca'deki déformé kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte déformé'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki déformé kelimesi kötü temsil etmek, biçimini bozmak, eğri büğrü hale getirmek, bükmek, biçimini bozmak, şeklini bozmak, anlamını çarpıtmak/saptırmak, ters anlam vermek, eğriltmek, (kelimeleri) yanlış telaffuz etmek, bozmak, birbirine karıştırmak, şekil değiştirmek, biçim değiştirmek, şeklini bozmak, biçimini bozmak, doğru yoldan ayrılmak, sapıtmak, çarpıtmak, saptırmak, değiştirmek, eğmek, bozmak, tahrif etmek, bozmak, tahrifat yapmak, biçimsiz, eğrilmiş, yanlış/yanıltıcı, aldatıcı, çarpıtılmış, çarpık, değiştirilmiş, çarpık, çarpıtılmış, çarpık, şekli bozulmuş, biçimi bozulmuş, deforme olmuş, saptırılmış, anormal, (kızgınlıkla, üzüntüyle, vb.) buruşmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
déformé kelimesinin anlamı
kötü temsil etmek(des faits) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
biçimini bozmak, eğri büğrü hale getirmek, bükmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ce miroir déforme ton reflet, ce qui explique pourquoi ta tête a l'air si grosse. |
biçimini bozmak, şeklini bozmakverbe transitif (objet) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
anlamını çarpıtmak/saptırmak, ters anlam vermekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
eğriltmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'humidité avait déformée (or: gondolé) les lattes du plancher dans la vieille petite maison. |
(kelimeleri) yanlış telaffuz etmekverbe transitif (des mots) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les missionnaires déformaient la langue locale. |
bozmakverbe transitif (un son) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les haut-parleurs déformaient la voix du présentateur : personne ne comprenait rien à ce qu'il disait ! |
birbirine karıştırmakverbe transitif (des faits...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
şekil değiştirmek, biçim değiştirmekverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
şeklini bozmak, biçimini bozmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La douleur avait déformé le visage d'Edward. |
doğru yoldan ayrılmak, sapıtmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'enfance malheureuse du jeune criminel avait déformé (or: transformé ) son attitude face à la vie. |
çarpıtmak, saptırmak(gerçekleri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le journaliste a déformé les propos de l'homme politique. |
değiştirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'enfance traumatisante d'Imogen a dénaturé sa vision du monde. |
eğmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bozmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La société a essayé de corrompre la loi en offrant des pots-de-vin aux fonctionnaires municipaux. |
tahrif etmek, bozmak, tahrifat yapmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les préjugés irrationnels peuvent déformer les perceptions que nous avons des autres. |
biçimsizadjectif (image) (görüntü, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons vu des miroirs courbés qui renvoyaient des reflets déformés. |
eğrilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Suite à l'accident, il ne restait plus qu'un tas de métal déformé du camion. |
yanlış/yanıltıcı, aldatıcı(figuré) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Leur récit de l'accident était déformé par leurs intentions. |
çarpıtılmış, çarpık(propos, sens, vérité) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
değiştirilmişadjectif (son) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sa voix était tellement déformée que nous n'arrivions pas à la comprendre. |
çarpıkadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çarpıtılmış, çarpıkadjectif (idée) (fikir, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est une présentation très déformée d'une vie sainte. |
şekli bozulmuş, biçimi bozulmuş, deforme olmuşadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le travail d'Adam était de jeter les exemplaires déformés (or: difformes). |
saptırılmışadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
anormal
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
(kızgınlıkla, üzüntüyle, vb.) buruşmakverbe pronominal (visage) (yüz, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
Fransızca öğrenelim
Artık déformé'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
déformé ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.