Hintçe içindeki जिद्दी ne anlama geliyor?
Hintçe'deki जिद्दी kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte जिद्दी'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki जिद्दी kelimesi inatçı, ısrarlı, azimli, dik kafalı, direngen anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
जिद्दी kelimesinin anlamı
inatçı(pigheaded) |
ısrarlı(stubborn) |
azimli(stubborn) |
dik kafalı(pigheaded) |
direngen(stubborn) |
Daha fazla örneğe bakın
पूर्वी अफ्रीका के अखबार के एक रिपोर्टर ने लिखा: “युवा लोग, ज़िद्दी ससुरालवालों द्वारा बहुत ज़्यादा माँग किए गए दहेज के कारण साथ मिलकर भाग जाने का चुनाव करते हैं।” Doğu Afrika’da bulunan bir gazete muhabiri şöyle yazdı: “Gençler ısrarcı akrabaların talep ettikleri aşırı miktardaki başlıklardan kurtulmak için birlikte kaçmayı tercih ediyorlar.” |
यूनिके की माँ कहती है: “यूनिके में कई अच्छे गुण हैं, मगर कभी-कभी वह बहुत ज़िद्दी हो जाती है। Eunike’nin annesi de şöyle diyor: “Eunike’nin birçok güzel niteliği var, ama bazen çok inatçı olabiliyor. |
ब्रिटेन की रहनेवाली लिआ अपना दुःख ज़ाहिर करते हुए कहती है: “मेरा बेटा अचानक बड़ा ज़िद्दी बन गया और हमारे अधिकार पर उँगली उठाने लगा।” Britanya’da yaşayan Lia şöyle demişti: “Oğlum ergenlik dönemine girince aniden daha sabit fikirli oldu ve yetkimizi daha çok sorgulamaya başladı.” |
एक बच्चा ज़िद्द पूरी न होने पर चीखने-चिल्लाने लगता है। Bir çocuk, istediğini yaptıramadığı için öfke nöbeti geçirdi. |
और जितने जिद्दी नहीं हैं और विश्वासी हैं उनका संपर्क पवित्र आत्मा से है जो मानव संतान में उनके विश्वास के अनुसार प्रकट होती है । Ve dik kafalılık etmeyip inananlar, inançlarına göre insançocuklarına açıkça gösteren Kutsal Ruh’la ilişki içindedirler. |
मैंने कभी सोचा भी नहीं था कि इन 26 कैटरपिलरों को खाना देने में इतनी जिद्दो-ज़हद करनी पड़ती है। Yirmi altı aç tırtıla yiyecek sağlamak, tahmin edilenden daha büyük bir iş haline geldi. |
मगर बाहर खड़ी भीड़ उसे मौत की सज़ा देने की ज़िद्द करती है। Fakat kalabalık, tutuklunun idamını istiyordu. |
क्या ऐसा है कि घमंड उन्हें ऐसी जीवन-शैली बनाए रखने की ज़िद्द करने पर मजबूर करता है जिसमें “खाने और पहिनने” से कहीं ज़्यादा शामिल है, जबकि बाइबल हमें इनसे संतोष करने का आग्रह करती है? Acaba onları, Mukaddes Kitabın bizi yetinmeye teşvik ettiği ‘yiyecek ve örtünecekten’ daha fazlasını gerektiren bir yaşam tarzına bağlı kalmakta direnmeye iten gurur olabilir mi? |
14 फिर भी प्रभु परमेश्वर ने देखा कि उसके लोग जिद्दी हैं, और उसने उनके लिए एक व्यवस्था नियुक्त की, यहां तक की मूसा की व्यवस्था । 14 Yine de Rab Tanrı, halkının dik kafalı bir halk olduğunu gördü ve onlara bir yasa, hatta Musa yasasını verdi. |
ज़्यादातर यहूदियों ने यीशु और उसकी शिक्षाओं को ठुकरा दिया था क्योंकि उनकी ज़िद्द थी कि वे मूसा की कानून-व्यवस्था को मानना नहीं छोड़ेंगे। Birçok Yahudi, Musa Kanununa inatla bağlı kaldığından, İsa’yı ve öğretilerini reddettiler. |
3 योना —यह नाम सुनते ही अकसर लोगों का ध्यान उसकी खामियों पर जाता है कि उसने बार-बार परमेश्वर की आज्ञा तोड़ी और वह बड़ा ही ज़िद्दी था। 3 Yehova Tanrı, Yunus’u peygamber olarak seçmişti. Fakat hikâyesini bilenler onu çoğunlukla itaatsiz davranışları ya da dik başlılığı gibi olumsuz özellikleriyle tanır. |
फिर भी, इसका यह अर्थ नहीं कि वह कार्यवाही नहीं करता, क्योंकि ज़िद्दी फ़िरौन और उसकी सेना को लाल समुद्र में नाश करते समय उसने ऐसा किया था। Fakat, inatçı Firavun ve ordusunu Kızıldeniz’de yok etmek üzere harekete geçmesinden de anlıyoruz ki, bu O’nun hiç harekete geçmeyeceği anlamına gelmez. |
क्या वह अपने कुछ भाइयों के जितनी ज़िद्दी और मनमौजी थी? Yoksa ağabeylerinden bazıları gibi inatçı ve başına buyruk olduğu için mi? |
यहोवा ने बार-बार इन लोगों के पास भविष्यवक्ता भेजकर उन्हें पश्चाताप करने के लिए उकसाया, मगर उन्होंने उसकी एक न सुनी। वे ज़िद्द में आकर वही करने की ठान चुके हैं जो वे जानते हैं कि यहोवा की दृष्टि में बुरा है। Yehova peygamberleri aracılığıyla bu insanları defalarca tövbeye çağırmış ama onlar aldırmayıp inatla O’nun ‘gözünde kötü’ olduğunu bildikleri işleri yapmayı seçmişlerdi. |
मगर जिन बच्चों ने संयम बढ़ाना नहीं सीखा, उनमें से कइयों को “अकेलापन सताने लगा, वे ज़िद्दी बन गए और छोटी-छोटी बात पर निराश होने लगे। Bu dersi öğrenmeye başlamamış olanlar “muhtemelen yalnız, kolayca hüsrana uğrayan ve inatçı oluyorlar. |
कुछ देर के लिए हाकिम उनकी बात नहीं मानता, मगर बाद में उनकी ज़िद्द के आगे झुक जाता है और फैसला करने की अपनी ज़िम्मेदारी का बोझ दूसरों पर डाल देता है। Vali bu talebe biraz direndikten sonra, sorumluluğunu taşımakta isteksiz davrandı ve baskıya yenildi. |
मैं जानता हूँ कि आध्यात्मिक शिक्षा देना बहुत ज़रूरी है, फिर भी मेरे कुछ बच्चे ज़िद्दी हैं और मेरा कहना नहीं मानते। Ruhi eğitimin yaşamsal olduğunu biliyorum. Ancak çocuklarımın bazısı inatçı ve itaatsiz. |
जल्द ही वे दुष्ट अधिकारी उसके पास उतावली से लौटे। अब वे इतनी नीचता पर उतर आए कि दानिय्येल की जान लेने की राजा से ज़िद्द करने लगे।—दानिय्येल 6:14, 15. Komplocular çok geçmeden geri geldiler ve utanmazca Daniel’in kanını istediler.—Daniel 6:14, 15. |
4 और हम लोगों में कई लोग हैं जिन्हें बहुत से प्रकटीकरण हुए हैं, क्योंकि वे सब जिद्दी नहीं हैं । 4 Ve aramızda çok vahiy alan birçok kişi var, çünkü herkes dik kafalı değildir. |
लेकिन यह छोटा बंदर ज़िद्दी है, यह पेड़ से नहीं गिरेगा, यह एकदम ऊपर चढ़ जाएगा, यह छोटा बंदर।” Oysa küçük maymun inatçıdır, ağaçtan düşmeyecek, bu küçük maymun ağacın tepesine kadar tırmanacak.” |
बचपन से ही, मैं घोड़ों की प्रेमी रही हूँ, और अपने थोड़े-बहुत ज़िद्दी मिजाज़ को क़ाबू में रखने में परमेश्वर की मदद ने मुझे अकसर याद दिलाया है कि एक घोड़े को क़ाबू में रखने के लिए एक लगाम का इस्तेमाल कैसे किया जा सकता है। Çocukluğumdan beri atları severim; inatçı tarafımı kontrol etme yönünde Tanrı’dan gördüğüm yardım bana sık sık bir atı kontrol ederken dizginlerin kullanılışını hatırlatmıştır. |
फरीसियों का ज़िद्दी अविश्वास Ferisilerin Kasıtlı İnançsızlığı |
जिद्द पर अड़े हुए, संकाय ने उत्तर दिया कि ‘धर्मविज्ञानियों की यह आदत नहीं है कि विधर्मी के तौर पर जिस चीज़ की वे निन्दा करते हैं उसके कारणों को लिखित रूप में व्यक्त करें, बल्कि वे मौखिक शब्दों से ही उत्तर देते हैं, जिसे आपको विश्वास करना चाहिए, अन्यथा लिखते रहने का कोई अन्त नहीं होगा।’ Fakülte dik başlılıkla şöyle cevap verdi: ‘Teologlar bir şeyi kâfirlikle suçlamalarının nedenlerini yazılı olarak ifade etmeyip ancak sözlü olarak cevap verirler; buna inanmak zorundasınız, aksi takdirde yazışmanın sonu gelmez.’ |
जैसे भविष्यवाणी की गई थी वह उन ज़िद्दी, अविश्वासी इस्राएलियों के लिए “नामधराई और अनादर” था। Peygamberlik edildiği gibi, bu olay, o inatçı ve sadakatsiz İsrailliler için ‘utanç ve rüsvaylıktı.’ |
वह एक ज़िद्दी लड़की है। O inatçı bir kızdır. |
Hintçe öğrenelim
Artık जिद्दी'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.