Hintçe içindeki बज् ne anlama geliyor?

Hintçe'deki बज् kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte बज्'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki बज् kelimesi alçakçasına iş, etmek, tiyatro, fiil, işi bitmiş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

बज् kelimesinin anlamı

alçakçasına iş

(play)

etmek

(play)

tiyatro

(play)

fiil

(play)

işi bitmiş

(play)

Daha fazla örneğe bakın

मैं हर सुबह छः बजे उसको उठाती हूँ।
Her gün sabah saat altıda onu uyandırırım.
बजाता हुआ दिखाएँ
Çalınanı Göster
ठोकर खाकर सिखने के बजाए काश मैं यहोवा के मार्गों पर चलकर ही बड़ा हुआ होता।
Bu okula hiç yazılmamış olmayı ve bunun yerine Yehova’nın yolunda yetiştirilmiş olmayı isterdim.
जब शुरूआती संगीत बजना शुरू होता है तब हम सभी को अपनी-अपनी सीट पर बैठ जाना चाहिए, ताकि कार्यक्रम अच्छी तरह शुरू हो सके और उससे यहोवा की महिमा हो।
Açılış müziğinin başlayacağı ilan edildiği zaman, programın gereken saygınlıkla başlayabilmesi için yerlerimizi almalıyız.
सत्र 3 में 23 प्रकरण है जिसका प्रसारण 4 अक्टूबर 2006 से अमेरिका और कनाडा में बुधवार रात्री 9:00 बजे होता था।
Ana madde: Lost (3. sezon) 23 bölümden oluşan 3. sezon, Birleşik Devletler ve Kanada'da 4 Ekim 2006'da yayınlanmaya başlandı ve çarşamba akşamları saat 21.00'da gösterildi.
स्कूल साढ़े-आठ बजे शुरू होता है।
Okul sabah 8:30 da başlar.
नौ बज चुकें हैं।
Zaten saat 9:00.
हमें यह उम्मीद नहीं करनी चाहिए कि समय के चलते इस समझ में बदलाव आएगा और नयी समझ हमारी सोच से मेल खाएगी। इसके बजाए हमें “विश्वासयोग्य प्रबंधक” से मिली जानकारी को समझने की जी-तोड़ कोशिश करनी चाहिए।—लूका 12:42 पढ़िए।
Teşkilatın görüşünün ileride değişip bizimkiyle uyumlu hale gelmesini beklemektense, okuduklarımızı anlamak için çaba göstermeliyiz (Luka 12:42’yi okuyun).
छः बजने वाले हैं।
Saat neredeyse altı.
हज्जामों को अकसर काम के दौरान साज़ बजाने की फुरसत मिल ही जाती थी और ग्राहक भी खुशी-खुशी उनके संगीत खत्म होने तक रुकते थे।”
Çalmak için ara sıra biraz boş vakit bulurlardı, müşteriler de onları beklemeyi severdi.”
तभी दरवाज़े की घंटी बजी और यहोवा के दो साक्षी बाहर खड़े थे।
Zil çaldı; kapı açıldığında Yehova’nın iki Şahidi karşısındaydı.
दूसरे उनके सामने वाद्य बजाते, नाचते और गाते हुए आगे चलते।
Diğerleri müzik aletleri çalıp, şarkı söyleyerek ve dans ederek onların önü sıra giderlerdi.
पत्रिका ट्रोस्ट (सांत्वना) ने, जिसे वॉच टावर सोसाइटी द्वारा बर्न, स्विट्ज़रलैंड में, मई १, १९४०, पृष्ठ १०, में प्रकाशित किया गया था, रिपोर्ट किया कि एक अवसर पर लिचटनबुर्ग में यहोवा की साक्षी महिलाओं को १४ दिन तक दोपहर का खाना नहीं दिया गया क्योंकि जब नात्ज़ी गीत बजाए जाते थे तो उन्होंने कोई भी आदर दिखाने का कृत्य करने से इनकार किया।
Teşkilat tarafından Bern’de (İsviçre) yayımlanan Trost (Teselli) dergisinin 1 Mayıs 1940 tarihli sayısının 10. sayfasında, Lichtenburg’daki kadın Şahitlere, Nazi şarkıları çalınırken Nazileri şereflendiren bir hareketi yapmayı reddettiklerinden bir keresinde 14 gün boyunca hiç öğle yemeği verilmediği belirtildi.
इस देश में रात को दस बजे से पहले सोनेवालों की तादाद सबसे ज़्यादा है। इतना ही नहीं, सर्वे में जवाब देनेवालों में से एक-तिहाई लोगों ने कहा कि उन्हें हर रात औसतन 9 घंटे से ज़्यादा नींद मिलती है। (g05 12/22)
Hem akşam 10’dan önce yatağa girmekte önde geliyorlar, hem de ankete katılanların neredeyse üçte biri günde ortalama dokuz saatten fazla uyuduğunu söylüyor.
दस बजने वाले हैं।
Neredeyse saat on.
सेशन शुरू होने से कुछ मिनट पहले, चेयरमैन स्टेज पर आकर बैठेगा और राज्य संगीत बजना शुरू होगा।
Program başlamadan birkaç dakika önce açılış müziği çalınırken, programa başkanlık eden birader sahnedeki yerini alacaktır.
“मैंने किसी को यह मज़ाक करते सुना कि अगर तुम चाहते हो कि रिक्की चार बजे तक फलाँ जगह पर पहुँचे, तो उसे तीन बजे का समय देना होगा। यह सुनकर मैं हिल गया।
“Birinin gülerek benim hakkımda şöyle dediğini duydum: ‘Onun saat dörtte bir yerde olmasını istiyorsan üçte orada olmasını söylemelisin.’
अगली सुबह 11 बजे, उनके घर दो यहोवा के साक्षी आए।
Ertesi sabah saat 11’de Yehova’nın iki Şahidi kapılarını çaldı.
• अगर संगीत बजाया जाएगा, तो क्या आपने सिर्फ सही किस्म के गीत चुने हैं?
• Müzik çalınacaksa, sadece uygun olan şarkıları seçtiniz mi?
वे 11.00 बजे सेवा शुरू होने के समय पर वहां पहुंच गए।
Saat 13:00 sıralarında ise alana vardılar.
भविष्यवाणी के मुताबिक “नौवें घंटे में [दोपहर के करीब 3 बजे] यीशु ने ज़ोर से पुकारा: ‘एली, एली, लामा शबकतानी?’
Bu peygamberlik sözleriyle uyumlu olarak, “Dokuzuncu saatte [öğleden sonra üç suları] İsa yüksek sesle, ‘Eli, Eli, lama sabaktani?’
ताली बजा रहे उस व्यक्तिका भला हो
Sadece bir kişi alkışlıyor, Tanrım.
तो तुम्हे पता है, अभी मैं तट के ऊपर हुँ टाइटैनिक के, एक पनडुब्बी के अंदर बैठा हुँ, और देख रहा हुँ उन सभी पौधों को जो इसी तरह दिखती हैं, जहा पे बैंड बजाया करता था।
Ve, biliyorsunuz, şimdi burada Titanik'in güvertesindeyim, bir denizaltı'da oturuyor, ve daha önce orkestranın çalmış olduğu yerdeki tahtalara bakınıyorum.
२१ “तुम्हारे आगे आगे पहाड़ और पहाड़ियां गला खोलकर जयजयकार करेंगी, और मैदान के सब वृक्ष आनन्द के मारे ताली बजाएंगे
21 “Dağlar ve tepeler önünüzde terennüme koyulacaklar; ve kırın bütün ağaçları el çırpacaklar.
आप चाहें तो कोई दूसरी भाषा सीख सकते हैं, कोई साज़ बजाना या कंप्यूटर सीख सकते हैं। इससे एक तो आप खुद के बारे में अच्छा महसूस करेंगे और आप फायदेमंद हुनर भी हासिल करेंगे।
Yabancı bir dil öğrenmek, bir müzik aleti çalmak ya da bilgisayar kullanmak kendini daha iyi hissetmeni sağlayabilir ve ayrıca bu sana değerli beceriler kazandırabilir.

Hintçe öğrenelim

Artık बज्'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.